TÜRKİYE CANIM FEDA

HTML KOD


 
€sqi DostLar
! ! ! Ho$ GeLdiniz . . .  
  Ana Sayfa
  Ziyaretşi defteri
  İletişim
  M.KemaL ATATÜRK'ÜN HayaTı
  GENÇLİĞE HİTABE
  10.YIL NUTKU
  ATATÜRKÜN BURSA NUTKU
  ATATÜRK Kö$eSi
  ATATÜRKÜN HAKKINDA
  ATATÜRK'TEN SözLer
  ATATÜRKİYE Tanıtım
  Eqitim HaberLeri
  GazeteLer
  9-K Sınıfı Ders NotLarı
  FıkraLar
  ßiLmeceLer
  ResimLer
  Sınıf Öqrenci Ve Öqretmen Kadromuz
  Uydu Fotoqrafı / HariTa
  İstanßuL CanLı Görüntü
  ßiLqi Yarı$masI
  LinkLer
  En Yeni 5 $iir
  VideoLar
  T.c KimLik No Öqrenme Ve Daha FazLası
  Son DepremLer
  SohßeT
  €qLence Menüsü
  1000 Kitap Özeti
  2oo7'Nin En GüzeL GoLLeri
  Resim UpLoad
  $iir DinLe
  ŞiiRLeR
  ÜYe OLmak İstersen
  9-ksinifi.tr.gg
  9-K Sınıfının Resmi Sitesine Hoş GeLdiniz
2oo8 © Copyright by ALiCaN KarGı® Tüm Haklar saklıdır
9-K Sınıfı Ders NotLarı
9 K Sınıfı Ders NotLarı - Genel bakış

=> Daha kayıt olmadın mı?

Ders NotLarı

Burdasın:
9 K Sınıfı Ders NotLarı

SınıfPostalarSon kayıt:
Ders ÇaLışma TeknikLeri
DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ HOSTES tekniği: · Hazırlık: Çalışılacak konu ile ilgili ön hazırlık yapmak · Okuma: Şekil, grafik ve resimler kesinlikle incelenmeli.yüksek sesle ve dudak kıpır tadarak okunmamalı · Sorgulama: Konuyu okurken işlenen konu hakkında sorular sormak. (5N1K ) ve cevaplarını vermek · Tekrar: Öğrenilen bilgileri tekrar etme. · Ezberleme: Öğrenilen konudaki ezberlenecek kısımları diğerlerinden ayırın ve ezberleyin. · Süre: Konuyu öğrenmek için süre belirleyin. DOMATES tekniği: · Dikkat: Dikkatinizi dağıtacak durumlarda kaçınmak. · Odaklanın: Bir hedef belirleyin, ona odaklanın . · Motivasyon: Okuma alışkanlığının temelinde motivasyon ve istek yatar. · Ana fikir: Her paragrafın sonunda ana fikri bulmaya çalış. · Takip etme: Okunan konu baş, kalem, parmakla takip edilmemeli. · Eleştirin: Okuduğunuz konu hakkında fikir yürüterek, konuyu yorumlamaya ve anlamaya çalışarak okuyun. Seviye: Kendi seviyeniz ve olmanız gereken seviyeyi görerek hareket edin. DEPAR tekniği: · Değerlendir: Çalışılan konunun öğrenilme durumunun kontrol edilmesi. · Erteleme: Çalışılacak konunun programa uygun şekilde ertelenmeden çalışılması. · Planlama: Konuyu ve zamanı etkin ve verimli kullanabilmek için planlayın. · Amaç: Öğrenilen konunun dersin ve kendinizin amacına uygun olması. · Rasgele: Konuları belirli bir düzen içerisinde çalışmak; dağınık, rasgele çalışmamak, konular arasında bağlantı kurarak çalışmak.
0-
11.o1.2oo8 Ders NotLarı Matemetik
A. TANIM A ¹ Æ ve B ¹ Æ olmak üzere, A dan B ye bir b bağıntısı verilmiş olsun. A nın her elemanı B nin elemanlarıyla en az bir kez ve en çok bir kez eşleniyorsa bu bağıntıya fonksiyon denir. Fonksiyonlar f ile gösterilir. " x Î A ve y Î B olmak üzere, A dan B ye bir f fonksiyonu f : A ® B ya da x ® f(x) = y biçiminde gösterilir. Her fonksiyon bir bağıntıdır. Fakat her bağıntı fonksiyon olmayabilir. Görüntü kümesi değer kümesinin alt kümesidir. s(A) = m ve s(B) = n olmak üzere, A dan B ye nm tane fonksiyon tanımlanabilir. B den A ya mn tane fonksiyon tanımlanabilir. A dan B ye tanımlanabilen fonksiyon olmayan bağıntıların sayısı 2m . n – nm dir. Grafiği verilen bir bağıntının fonksiyon olup olmadığını anlamak için, y eksenine paralel doğrular çizilir. Bu doğrular fonksiyonun belirttiği eğride en az bir ve en çok bir noktayı kesi-yorsa verilen bağıntı x ten y ye bir fonksiyondur. B. FONKSİYONLARDA DÖRT İŞLEM f ve g birer fonksiyon olsun. f : A ® IR g : B ® IR olmak üzere, i) f ± g: A Ç B ® IR (f ± g)(x) = f(x) ± g(x) ii) f . g: A Ç B ® IR (f . g)(x) = f(x) . g(x) C. FONKSİYON ÇEŞİTLERİ 1. Bire Bir Fonksiyon Bir fonksiyonda farklı elemanların görüntüleri de farklıysa fonksiyon bire birdir. " x1, x2 Î A için, f(x1) = f(x2)iken x1 = x2 ise f fonksiyonu bire birdir. Ü s(A) = m ve s(B) = n (n ³ m) olmak üzere, A dan B ye tanımlanabilecek bire bir fonksiyonların sayısı 2. Örten Fonksiyon Görüntü kümesi değer kümesine eşit olan fonksiyonlara örten fonksiyon denir. f : A ® B f(A) = B ise, f örtendir. s(A) = m olmak üzere, A dan A ya tanımlanabilen bire bir örten fonksiyonların sayısı m! = m . (m – 1) . (m – 2) ... 3 . 2 . 1 dir. 3. İçine Fonksiyon Örten olmayan fonksiyona içine fonksiyon denir. İçine fonksiyonun değer kümesinde eşlenmemiş eleman vardır. s(A) = m olmak üzere, A dan A ya tanımlanabilen içine fonksiyonların sayısı mm – m! dir. 4. Birim (Etkisiz) Fonksiyon Her elemanı kendisine eşleyen fonksiyona birim fonksiyon denir. f : IR ® IR f(x) = x birim (etkisiz) fonksiyondur. Ü Birim fonksiyon genellikle I ile gösterilir. 5. Sabit Fonksiyon Tanım kümesindeki bütün elemanları değer kümesindeki bir elemana eşleyen fonksiyona sabit fonksiyon denir. Ü "x Î A ve c Î B için f : A ® B f(x) = c fonksiyonu sabit fonksiyondur. s(A) = m, s(B) = n olmak üzere, A dan B ye n tane sabit fonksiyon tanımlanabilir. 6. Çift ve Tek Fonksiyon f : IR ® IR f(– x) = f(x) ise, f fonksiyonu çift fonksiyondur. f(– x) = – f(x) ise, f fonksiyonu tek fonksiyondur. Çift fonksiyonların grafikleri Oy eksenine göre simetriktir. Tek fonksiyonların grafikleri orijine göre simetriktir. D. EŞİT FONKSİYON f : A ® B g : A ® B "x Î A için f(x) = g(x) ise, f fonksiyonu g fonksiyonuna eşittir. E. PERMÜTASYON FONKSİYONU f : A ® A olmak üzere, f fonksiyonu bire bir ve örten ise, f fonksiyonuna permütasyon fonksiyon denir. A = {a, b, c} olmak üzere, f : A ® A f = {(a, b), (b, c), (c, a)} fonksiyonu permütasyon fonksiyon olup F. TERS FONKSİYON f fonksiyonu bire bir ve örten ise, f nin tersi olan f – 1 de fonksiyondur. Uygun koşullarda, f(a) = b Û f – 1(b) = a dır. f : IR ® IR, f(x) = ax + b ise, f – 1(x) = dır. (f – 1) – 1 = f dir. (f – 1(x)) – 1 ¹ f(x) tir. y = f(x) in belirttiği eğri ile y = f – 1(x) in belirttiği eğri y = x doğrusuna göre simetriktir. G. BİLEŞKE FONKSİYON 1. Tanım f : A ® B g : B ® C olmak üzere, gof : A ® C fonksiyonuna f ile g nin bileşke fonksiyonu denir ve g bileşke f diye okunur. (gof)(x) = g[f(x)] tir. 2. Bileşke Fonksiyonun Özellikleri i) Bileşke işleminin değişme özelliği yoktur. fog ¹ gof Bazı fonksiyonlar için fog= gof olabilir. Fakat bu bileşke işleminin değişme özelliği olmadığını değiştirmez. ii) Bileşke işleminin birleşme özelliği vardır. fo(goh) = (fog)oh = fogoh iii) foI = Iof = f olduğundan I(x) = x fonksiyonu bileşke işleminin birim (etkisiz) elemanıdır. iv) fof – 1 = f – 1of = I olduğundan f nin bileşke işlemine göre tersi f – 1 dir. v) (fog) – 1 = g – 1of – 1 dir.
0-
Kimya Ders NotLarı
ELEMENTLER Aynı cins atomlardan meydana gelen saf maddelere element denir. Elementlerin özellikleri Saf ve homojen maddelerdir En küçük yapı taşları atomdur. Kimyasal ve fiziksel yollarla daha basit parçalara ayrıştırılamaz. Belirli erime ve kaynama noktaları vardır. Sabit öz kütleleri vardır. Homojendir. Elementler sembollerle gösterilir. Tabiatta oda sıcaklığında üç halde de bulunur. Elementlerin Sınıflandırılması aaaaller Tabiatta atomik halde bulunur. Genellikle yüzeyi parlak görünüşlüdür. Levha ve tel haline getirilebilir. Isı ve elektrik akımını iletir. Oda sıcaklığında hepsi katıdır. (cıva hariç) Aaaaaller Yüzeyleri parlak görünüşlü değil, mattır. Genellikle erime noktası düşüktür. Katı olan aaaaaller tel ve levha hâline getirilemez. Kırılgandır. Tabiatta oda sıcaklığında üç halde de bulunur. (Klor gaz, brom sıvı, iyot katıdır.) Elektrik akımını iletmez. (Karbonun bir allotropu olan grafit hariç) Soy gazlar He, Ne, Ar, Kr, Xe, Rn elementleri soy gazdır. Soy gazlar son yörüngesinde maksimum sayıda elektron bulundurur. Bu sayı helyum için 2, diğer beş soy gaz için 8 dir. Soy gazlar nötr atomlar olarak kalmayı tercih ederler. Elektron almaz, vermez ve ortaklaşmazlar. lementler Altın Simgesi : Au Atom Numarası :79 Kütle Numarası :196,97 Yoğunluk :19,32g/cm3 Erime Sıcaklığı :1064 C Kaynama Sıcaklığı :2856 C İşlenmeye en uygun, yumuşak bir aaaaldir. Elektrik ve ısı iletkenliği yüksektir. Kızılötesi ışığı yansıttığından uzay araçlarında kaplama olarak kullanılır. Ekonomik olarak değerlidir. Alüminyum Simgesi : Al Atom Numarası :13 Kütle Numarası :26,982 Yoğunluk :2,702g/cm3 Erime Sıcaklığı :660 C Kaynama Sıcaklığı :2519 C Dayanıklı, kolay işlenebilen ve hafif bir element olması nedeniyle elektrik hatlarında ve endüstrinin diğer alanlarında yararlanılır. Alaşımları, uçak ve roket parçaları yapımında kullanılır. Argon Simgesi : Ar Atom Numarası :18 Kütle Numarası : 39,848 Yoğunluk : 1,784 g/cm3 Erime Sıcaklığı : -189,3 C Kaynama Sıcaklığı :-185,8 C Renksize ve kokusuz bir gazdır. Atmosferdeki oranı yaklaşık % 1'dir. Bir soygaz olduğu için öteki elementlerle bileşik oluşturmaz. Bu özelliğinden dolayı elektrik ampullerinde kullanılır. Azot Simgesi : N Atom Numarası : 7 Kütle Numarası :14,007 Yoğunluk : 1,2506 g/cm3 Erime Sıcaklığı : -210,1 C Kaynama Sıcaklığı : -195,79 C Dünya atmosferinin % 78'ini oluşturur. Canlılar için gerekli temel elementlerden biridir. Bazı azot bileşikleri, tarımda gübre olarak kullanılır. Sıvı azot soğutma amacıyla kullanılır. Bakır Simgesi : Cu Atom Numarası :29 Kütle Numarası :63,546 Yoğunluk :8,96g/cm3 Erime Sıcaklığı :1084 C Kaynama Sıcaklığı :2927 C Kırmızımsı renkte, parlak, elektrik ve ısı iletkenliği yüksek bir aaaaldir. Elektrik endüstrisinde çok yaygın olarak kullanılır. Pirinç ve bronz gibi alaşımları eşya ve alet üretiminde kullanılır. Cıva Simgesi:Hg Atom Numarası :80 Kütle Numarası :200,59 Yoğunluk :13,456g/cm3 Erime Sıcaklığı :-38 C Kaynama Sıcaklığı : 356 C Oda sıcaklığında sıvı halde bulunur. Gümüş görünümlü , ağır bir aaaaldir. Termometre, barometre gibi laboratuar araçlarında ve flüoresan lambalarda kullanılır. Demir Simgesi:Fe Atom Numarası :26 Kütle Numarası :55,845 Yoğunluk :7,86g/cm3 Erime Sıcaklığı :1538 C Kaynama Sıcaklığı :2861 C Evrende yaygın olarak bulunan aaaallerden biridir. Saf demir ya da çeşitli bileşikleri, endüstrinin hemen her alanında kullanılır. Canlılar için yaşamsal önemi vardır. Fosfor Simgesi : P Atom Numarası :15 Kütle Numarası :30,974 Yoğunluk :1,82 g/cm3 Erime Sıcaklığı :44,2 C Kaynama Sıcaklığı :277 C Doğada serbest olarak bulunmaz. Fosforik aitler, tarımda gübre olarak yaygın biçimde kullanılır. Fosfor, canlılarda özellikle sinir ve kemik dokuları açısından önemlidir. Gümüş Simgesi : Ag Atom Numarası :47 Kütle Numarası : 107,87 Yoğunluk :10,5 g/cm3 Erime Sıcaklığı : 961,78 C Kaynama Sıcaklığı : 2162 C Saf gümüş, ısı ve elektrik iletimi en yüksek olan aaaaldir. Genellikle çeşitli süs eşyaları, ve mücevher yapımında kullanılır. En önemli kullanım alanlarından biri, fotoğrafçılıktır. Helyum Simgesi : He Atom Numarası : 2 Kütle Numarası : 4,0026 Yoğunluk : 0,179 g/cm3 Erime Sıcaklığı : -272,2 C Kaynama Sıcaklığı : - 268,93 C Tüm elementler arasında, kaynama noktası en düşük olan elementtir. Yanıcı olan hidrojene göre çok daha güvenli bir gaz olduğundan balonlarda kullanılır. Hidrojen Simgesi : H Atom Numarası : 1 Kütle Numarası : 1,0079 Yoğunluk : 0,09 g/cm3 Erime Sıcaklığı : -259,14 C Kaynama Sıcaklığı : -252,87 C Evrendeki maddenin % 90'dan fazlasını oluşturur. Suyun, canlıların ve petrol gibi birçok organik bileşenin yapısında bulunur. Çeşitli kimyasal bileşiklerin oluşturulmasında kullanılır. Kalsiyum Simgesi : Ca Atom Numarası : 20 Kütle Numarası : 40,078 Yoğunluk : 1,55 g/cm3 Erime Sıcaklığı : 842 C Kaynama Sıcaklığı : 1484 C Doğada hiçbir zaman serbest olarak bulunmaz. Kireçtaşı, en yaygın olarak oluşturduğu bileşiktir. Kalsiyum bileşikleri olan çimento, alçı ve kireç yapı malzemesi olarak kullanılır. Karbon Simgesi : C Atom Numarası : 6 Kütle Numarası : 12,011 Yoğunluk : 2,62 g/cm3 Erime Sıcaklığı : 3527 C Kaynama Sıcaklığı : 4027 C Bileşikleri, doğada çok yaygın olarak bulunur. Yaşam için önemlidir. Yeryüzündeki kireçtaşı kayaçların ve kömür, petrol, doğalgaz gibi kaynakların yapısında bulunur. Klor Simgesi : Cl Atom Numarası : 17 Kütle Numarası : 35,453 Yoğunluk : 3,214 g/cm3 Erime Sıcaklığı : -101,5 C Kaynama Sıcaklığı : 34,04 C Doğada en çok sodyum klorür (sofra tuzu) halinde bulunur. Birçok elementle bileşik oluşturabilir. İçme ve şebeke sularını güvenilir hale getirmede ve endüstrinin çeşitli alanlarında kullanılır. Krom Simgesi : Cr Atom Numarası : 24 Kütle Numarası : 51,996 Yoğunluk : 7,19 g/cm3 Erime Sıcaklığı : 1907 C Kaynama Sıcaklığı : 2671 C Gri renkli, çok sert bir aaaaldir. Genellikle çeliği sertleştirmede, paslanmaz çelik yapmada kullanılır. Kromun tüm bileşikleri renklidir ve bazıları renk maddesi olarak kullanılır. Kurşun Simgesi : Pb Atom Numarası : 82 Kütle Numarası : 207,2 Yoğunluk : 11,34 g/cm3 Erime Sıcaklığı : 327,46 C Kaynama Sıcaklığı : 1749 C Mavi-beyaz renkli, çok yumuşak, çürümeye karşı çok dayanıklı bir aaaaldir. Radyoaktif maddeleri depolamak için ve radyoaktif ışınıma karşı kalkan olarak kullanılır. Kükürt Simgesi : S Atom Numarası : 16 Kütle Numarası : 32,065 Yoğunluk : 2,07 g/cm3 Erime Sıcaklığı :115,21 C Kaynama Sıcaklığı :444,72 C Genellikle yanardağların ve sıcak su kaynaklarının yakınlarında bulunur. Barut ve sülfürik asit yapımında, kuru meyvelerde mikrop öldürücü olarak kullanılır. Canlılar için önemli bir elementtir. Magnezyum Simgesi : Mg Atom Numarası : 12 Kütle Numarası : 24,305 Yoğunluk : 1,738 g/cm3 Erime Sıcaklığı : 650 C Kaynama Sıcaklığı : 1090 C Çok parlak, beyaz bir alev çıkararak yanması nedeniyle, tek kullanımlık fotoğraf makinesi flaşlarında kullanılır. Hafif bir element olduğu için, hava taşıtlarının yapı malzemelerinden biridir. Manganez Simgesi : Mn Atom Numarası :25 Kütle Numarası :54,938 Yoğunluk : 7,43 g/cm3 Erime Sıcaklığı :1246 C Kaynama Sıcaklığı : 2061 C Özellikle okyanus tabanlarında çok miktarda bulunduğu sanılıyor. Çeşitli bileşikler oluşturmada kullanılır. Çeliğin sertliğini ve dayanıklılığını artırır. Mıknatıs özelliği taşıyan bileşikler oluşturabilir. Nikel Simgesi : Ni Atom Numarası :28 Kütle Numarası : 58,693 Yoğunluk : 8,902 g/cm3 Erime Sıcaklığı :1455 C Kaynama Sıcaklığı :2913 C Gümüşümsü beyaz, sert, elektrik ve ısı iletimi düşük bir elementtir. Paslanmaz çelik üretiminde, aaaal paralarda, öteki aaaalleri dış etkilere karşı korumak için kaplamada kullanılır. Oksijen Simgesi : O Atom Numarası : 8 Kütle Numarası : 15,999 Yoğunluk : 1,43 g/cm3 Erime Sıcaklığı :-218,3 C Kaynama Sıcaklığı : -182,9 C Dünya atmosferinin %21'ini, yerkabuğu kütlesinin %49'unu oluşturur. İnsan vücudunun kütlece yaklaşık üçte ikisi oksijendir. Kolaylıkla tepkimeye girdiği için çoğu elementle bileşik oluşturur. Sezyum Simgesi : Cs Atom Numarası : 55 Kütle Numarası : 132,91 Yoğunluk : 1,873 g/cm3 Erime Sıcaklığı : 28,44 C Kaynama Sıcaklığı : 671 C Oda sıcaklığında sıvı olarak bulunur. Suyla çok etkin biçimde tepkimeye girer. Fotoelektrik hücrelerde ve atom saatlerinde kullanılır. Silisyum Simgesi : Si Atom Numarası : 14 Kütle Numarası : 28,086 Yoğunluk : 2,33 g/cm3 Erime Sıcaklığı : 1414 C Kaynama Sıcaklığı : 2900 C Yerkabuğu kütlesinin % 26'sını oluşturur. Doğada çeşitli bileşikler halinde bulunur. Silisyum bileşiği olan kum ve kil, yapı malzemesi olarak kullanılır. Sodyum Simgesi : Na Atom Numarası : 11 Kütle Numarası : 22,990 Yoğunluk : 0,971 g/cm3 Erime Sıcaklığı : 97,72 C Kaynama Sıcaklığı : 883 C Doğada en çok sodyum klorür (sofra tuzu) halinde bulunur. Kağıt, cam, sabun, tekstil, petrol ürünleri ve aaaal endüstrisinde yaygın olarak kullanılır. Titanyum Simgesi : Ti Atom Numarası : 22 Kütle Numarası : 47,867 Yoğunluk :4,54 g/cm3 Erime Sıcaklığı :1668 C Kaynama Sıcaklığı : 3287 C Düşük yoğunluklu, hafif dayanıklı ve kolay işlenebilir bir aaaaldir. Alaşımları, hava taşıtlarında ve füzelerde kullanılır. Çelik kadar sağlam olduğu halde, ondan yaklaşık % 45 daha hafiftir. Tungsten Simgesi : W Atom Numarası : 74 Kütle Numarası : 183,84 Yoğunluk : 19,3 g/cm3 Erime Sıcaklığı : 3422 C Kaynama Sıcaklığı : 5555 C Tüm aaaaller arasında en yüksek erime sıcaklığına sahiptir. Tugsten ve alaşımları yüksek sıcaklığa dayanıklı olduklarından, elektrik ampullerinde ve televizyon tüplerinde kullanılır. Uranyum Simgesi : U Atom Numarası : 92 Kütle Numarası : 238,03 Yoğunluk :18,95 g/cm3 Erime Sıcaklığı : 1132 C Kaynama Sıcaklığı : 3927 C Ağır, radyoaktif bir aaaaldir. Dünyanın çekirdeğindeki ısının kaynağını büyük oranda bu element oluşturur. Nükleer yakıt olarak büyük önem taşır. Atom bombası yapımında kullanılır. BİLEŞİKLER Birden fazla atomun belirli oranlarda kimyasal reaksiyon sonucu bir araya gelmesiyle oluşan yeni, saf maddeye bileşik denir. Bileşiklerin en küçük yapı taşları moleküldür. Bileşiklerin özellikleri Saf ve homojen maddelerdir. Kimyasal yollarla bileşenlerine ayrıştırılabilir. Erime ve kaynama noktaları, öz kütleleri sabittir Bileşiği oluşturan elementler sabit kütle oranlarında birleşir. Bileşikler formüllerle gösterilir. Bileşiğin kimyasal özellikleri kendisini oluşturan elementlerin kimyasal özelliklerinden farklıdır.
0-
Edebiyat Ders NotLarı
HALK EDEBİYATI Halk Edebiyatı, sözlü edebiyatın uzantısıdır. Halkın yarattığı sözlü eserlerden oluşur. Dil., biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır. HALK EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ İslamiyet'ten önceki edebiyatımızın İslam uygarlığı içindeki biçimidir. Bir anlamda sözlü edebiyat dönemimizin gelişmiş biçimi olarak düşünebiliriz. Halk edebiyatı ürünleri yazılı değildir. Müzik eşliğinde sözlü olarak oluşur. Divan edebiyatında olduğu gibi şiir yine egemen türdür. Şiirlerde başlık yoktur, biçimiyle adlandırılır. Nazım birimi dörtlüktür. Ölçü, hece ölçüsüdür, En çok yedili, sekizli, on birli kalıplar kullanılmıştır. Şiirlere genel olarak yarım uyak hakimdir. Dil halkın konuştuğu günlük konuşma dilidir. Halk edebiyatı gözleme dayalıdır. Benzetmeler somut kavramlardan yararlanılarak yapılır. Söyledikleri her şey gerçek yaşamdan alınmadır. Özellikle 18. yüzyıldan itibaren halk şairleri, divan şairlerinden etkilenerek aruzun belirli kalıplarıyla şiirler yazmayı denemişlerdir. Hatta divan şiirinin mazmunlarını da kullanmışlardır. Bu durumun ortaya çıkmasında halk şairlerinin, aydınlar ve divan şairlerince hor görülmelerinin, değersiz ve güçsüz sayılmalarının etkisi de vardır. Halk şiirinde “mâni” ve “koşma” tipi olarak iki ana biçim vardır. Aslında az sayıda olan öteki biçimler bu iki ana biçimden çıkmıştır. Dizelerin kümelenişi, dizelerin hece sayısı ve uyak düzeni bakımından özellik gösterenler “biçim”, biçimi ne olursa olsun konu bakımından benzerlerinden ayrılanlar da tür adı altında toplanmıştır. I. Anonim Halk Şiiri Nazım Biçimleri: MÂNİ: Halk şiirinde en küçük nazım biçimidir. Yedi heceli dört dizeden oluşur. Uyak düzeni aaxa şeklindedir. Birinci ve üçüncü dizeleri serbest, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı mâniler de vardır (xaxa). Mânilerin ilk iki dizesi uyağı doldurmak ya da temel düşünceye bir giriş yapmak için söylenir. Temel duygu ve düşünce son dizede ortaya çıkar. Başlıca konusu aşk olmakla birlikte bunun dışında türlü konularda da yazılabilir. Le beni eyle beni İpek yorgan düreyim Elekten ele beni Aç koynuna gireyim Alacaksan al artık Açıldıkça ört beni Düşürme dile beni Var olduğun bileyim Birinci dizesi yedi heceden az olan mâniler de vardır. Dizeleri cinaslı uyaklarla kurulduğu için böyle mânilere “Cinaslı Mâni” ya da “Kesik Mâni” denir. Bugün al Sürüne Yârim giymiş bugün al Madem çoban değilsin Şâd edersen bugün et Ardındaki sürü ne Can alırsan bugün al Ben bir körpe kuzuyum Al kat beni sürüne Beni böyle yandıran Sürüm sürüm sürüne TÜRKÜ: Türlü ezgilerle söylenen anonim halk şiiri nazım biçimidir. Söyleyeni belli türküler de vardır. Halk edebiyatının en zengin alanıdır. Anadolu halkı bütün acılarını ve sevinçlerini türkülerle dile getirmiştir. Türkü iki bölümden oluşur. Birinci bölüm asıl sözlerin bulunduğu bölümdür ki buna “bent” adı verilir. İkinci bölüm ise bentlerin sonunda yinelenen nakarattır. Bu bölüme “bağlama” ya da “kavuştak” denir. Türküler, genellikle yedili, sekizli, on birli hece kalıplarıyla yazılmıştır. Konuları çok değişik olabilir. Ninniler de bu gruptandır. Söğüdün yaprağı narindir narin İçerim yanıyor dışarım serin ( bent ) Zeynep’i bu hafta ettiler gelin Zeynebim Zeynebim anlı Zeynebim Üç köyün içinde şanlı Zeynebim ( nakarat ) II. Âşık Edebiyatı Nazım Biçimleri: KOŞMA: Halk edebiyatında en çok kullanılan biçimdir. Genellikle hece ölçüsünün on birli (6+5 ya da 4+4+3) kalıbıyla yazılır. Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir. Şair koşmanın son dörtlüğünde adını ya da mahlasını söyler. Uyak düzeni genellikle şöyle olur: baba – ccca – ddda... Eğer benim ile gitmek dilersen Eğlen güzel yaz olsun da gidelim Bizim iller kıraçlıdır aşılmaz Yollar çamu kurusun da gidelim ...... ...... ..... Karac’oğlan der ki buna ne fayda Hiç rağbet kalmadı yoksula bayda Bu ayda olmazsa gelecek ayda Onbir ayın birisinde gidelim DESTAN: Dört dizeli bentlerden oluşan, oldukça uzun bir nazım biçimidir. Kimi destanlarda dörtlük sayısı yüzden fazladır. Genellikle hece ölçüsünün on birli kalıbıyla yazılır. Uyak düzeni koşma gibidir. baba – ccca – ddda Destanın son dörtlüğünde şair mahlasını söyler. Konuları bakımından destanları savaş, yangın, deprem, salgın hastalık, ünlü kişilerin yaşamları, mizahi....gibi gruplanadırabiliriz. Esnaf Destanı ................................... Nalbant oldum kırdım nalın çoğunu Bir katır nalladım dinle oyunu Meğer acemiymiş bilmem huyunu Çenemi teptirdim nalın sökerken Manav oldum elma armut tez çürür Cambaz oldum ip üstünde kim yürür Kasap oldum her gün gözüm kan görür Yüreğim bayıldı kana bakaraken Ben bu sanatları bir bir dolaştım Tekrar gelip şairliğe bulaştım Kâmili mürşidin eline düştüm Tekke-i aşk içre çile çekerken. SEMÂİ: Hece ölçüsünün sekizli kalıbıyla yazılır (4+4 duraklı ya da duraksız). Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir. Semâilerin kendine özgü bir ezgisi vardır ve bu ezgiyle okunur. Uyak düzeni koşma gibidir: baba – ccca – ddda Semâilerde daja çok sevgi, doğa, güzellik gibi konular işlenir. İncecikten bir kar yağar Karac’oğlan eğmelerin Tozar Elif Elif diye Gönül sevmez değmelerin Dedil gönül abdal olmuş İliklemiş düğmelerin Gezer Elif Elif diye Çözer Elif Elif diye. VARSAĞI: Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin özel bir ezgiyle söyledikleri türkülerden gelişmiş bir biçimdir. Dörtlük sayısı ve uyak düzeni “Semâi” gibidir. Varsağılar yiğitçe, mertçe bir üslupla söylenir. Bu da dörtlüklerin içindeki “bre” “hey” “behey” gibi ünlemlerle sağlanır. Halk edebiyatında en çok varsağı söylemiş şair Karacaoğlan’dır. Bre ağalar bre beyler Behey elâ gözlü dilber Ölmeden bir dem sürelim Vaktin geçer demedim mi Gözümüze kara toprak Harami olmuş gözlerin Dolmadan bir dem sürelim Beller keser demedim mi Karacoğlan TÜRKÜ: Hece ölçüsünün türlü kalıplarıyla söylenen ezgili, anonim şiirlerdir. Bazen de kime ait olduğu bilinen şiirler, türkü formlarıyla söylenir. Türkülerde genellikle iki bölüm bulunur. Birincisi, şiirin iskeletini oluşturan “asıl bölüm” ; ikincisi “kavuştak”tır. Kavuştaklar, asıl bölümlerin arasına gelerek onları birbirine bağlar. ÂŞIK EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ Âşık edebiaytı nazım türleri genellikle koşma ve semâi biçimiyle yazılır. Bu türler koşma ve semâilerden konuları bakımından ayrılır. GÜZELLEME: Doğa güzelliklerini anlatmak ya da kadın, at gibi sevilen varlıkları övmek için yazılan şiirlerdir. Dinleyin ağalar medhin eyleyim Yokuşa yukarı kekli sekişli Elma yanaklımın kara kaşlımın İnişe aşağı tavşan büküşlü O gül yüzlerine kurban olayım Düşmanın görünce şahin bakışlı Dal gerdanlımın da sırma saçlımın Kuğuya benziyor boynu kıratın Noksani Köroğlu TAŞLAMA: Bir kimseyi yermek ya da toplumun bozuk yönlerini eleştirmek amacıyla yazılan şiirlerdir. Ormanda büyüyen adam azgını Çarşıda pazarda insan beğenmez Medres kaçkını softa bozgunu Selam vermek için kesan beğenmez Kazak Abdal KOÇAKLAMA: Coşkun ve yiğitçe bir üslupla savaş ve dövüşleri anlatan şiirlerdir. Köroğluyum medhim merde yeğine Koç yiğit değişmez cengi düğüne Sere serpe gider düşman önüne Ölümü karşılar meydan içinde AĞIT: Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan acıları anlatmak amacıyla söylenen şiirlerdir (Anonim halk şiiri ürünü olan ağıtlar da vardır). Civan da canına böyle kıyar mı Hasta başın taş yastığa koyar mı Ergen kıza beyaz bezler uyar mı Al giy allı balam şalların hani Hıfzi MUAMMA: Kapalı bir biçimde anlatılan bir olayın ya da bilginin okuyucu tarafından anlaşılmasını, bunlarla ilgili soruların cevaplandırılmasını isteyen bir tür manzum bilmecedir. NASİHAT: Bir şey öğretmek,bir düşüncenin yayılmasına çalışmak gibi amaçlarla söylenen didaktik şiirlerdir. NOT: “Destan, ilahi, nefes ve deme”, hem birer nazım biçimi, hem de tür olarak değerlendirilir HALK ŞAİRLERİNİN GRUPLANDIRILMASI Halk şairleri, halk şiirinin yerleşmiş kurallarına bağlı kalmakla birlikte, türlü kültürel nedenlerle dil, anlatım, ölçü kullanımı bakımından farklı yönelişler içine girebilmektedirler. Ayrıca yaşadıkları çevre de onların sanat anlayışlarını farklılaştıran bir etmen olarak karşımızı çıkmaktadır. Halk şairlerini, işte bu gibi noktaları dikkate alarak şöyle ayırıyoruz: GÖÇEBE(GEZGİN) ŞAİRLER Bir yere bağlı kalmadan gezerler. Genellikle eğitim görmedikleri için, Divan Edebiyatı’ndan etkilenmezler. Dilleri sadedir. Hece ölçüsüne bağlıdırlar. Geleneksel şiir anlayışını sürdürürler. YENİÇERİ ŞAİRLER Osmanlılar zamanında askerlik, hayat boyu süren bir meslekti. Orduda görev arasında şairler yetişmiştir. Bunlar, katıldıkları savaşlarla ilgili yiğitlik şiirleriyle dikkati çekerler. Dil, anlatım, ölçü bakımından, göçebe şairler gibi geleneksel şiir anlayışına bağlıdırlar. 3. KÖYLÜ ŞAİRLER Hayatları köylerde, kasabalarda geçer. Büyük kentlerle ilgileri olmadığı için, kent kültüründen, Divan Edebiyatı’ndan etkilenmeden, halk şiiri geleneklerine bağlı kalmışlardır. 4.KENTLİ ŞAİRLER Genellikle Divan Edebiyatı’nın etkisinde kalırlar. Hem Halk, hem de Divan Edebiyatı tarzında şiirler söylerler. Dillerinde Arapça ve Farsça sözcüklerin oranı yüksektir. Hece ölçüsüyle birlikte aruza da yer verirler. 5. TASAVVUF (TEKKE ) ŞAİRLERİ Tekkelerde yetiştikleri, din ve tasavvuf konusunda eğitim gördükleri için, dilleri, göçebe, yeniçeri ve köylü şairlere göre bazen daha ağırdır. Zaman zaman Divan Edebiyatı’nın dil, anlatım, biçim, ölçü özelliklerini taşıyan şiirler söylerler. Örneğin Yunus Emre bile, aruz ölçüsü ve mesnevi düzeniyle Risaletü’n-Nushiyye adlı bir eser vermiştir. HALK ÖYKÜLERİ Halk öyküleri, destanların zamanla biçim ve öz değişimine uğramaları sonunda ortaya çıkmış sözlü eserlerdir. Anonimdir. Başlıca türleri şunlardır: 1. DESTAN ÖYKÜLER Destanlardaki olağanüstülük gibi bazı özellikleri koruyan halk öyküleridir XIII.-XIV.yüzyılda Doğu Anadolu’da ortaya çıkan Dede Korkut Öyküleri ile Köroğlu Öyküsü, bu türün tanınmış örnekleridir. 2. AŞK ÖYKÜLERİ İki sevgilinin aşkını, bunların kavuşmasını önleyen engellerle mücadelesini anlatan öyküler olup en tanınmışları Kerem ile Aslı, Emrah ile Selvi, Asuman ile Zeycan ,Aşık Garip.v.b.’dir. DİNİ ÖYKÜLER İslamiyet’in yayılmasına katkıları olan kişilerin hayatlarını ve mücadelelerini temel alan öykülerdir .Hz. Ali’nin savaşlarını anlatan Kan Kalesi Cengi, Hayber Kalesi Cengi; Anadolu’da İslamiyet’in yayılması için mücadele eden komutanların savaşlarını anlatan Battal Gazi Öyküsü, Dnişment Gazi Öyküsü gibi sözlü, anonim eserler, bu türün örnekleri arasında yer alır. TEKKE EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ Din ve tasavvufla ilgili kavramı duygu, düşünce, ilke ve kuralları halka yaymak amacıyla bir tarikata bağlı şairlerce yazılan şiirlerdir. İLAHİ: Din ve tasavvuf konularının işlendiği şiirlere “ilahi” denir. Tanrıyı övmek, ona yalvarmak için yazılan şiirlerdir. Özel bir ezgiyle okunur. Koşma gibi uyaklanan ilahilerde 4-4 duraklı 8’li ölçü kullanılır. Cennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene ver sen anı Bana seni gerek seni Yunus Emre NEFES: Bektaşi şairlerinin yazdıkları tasavvufi şiirlere denir. Nefeslerde genellikle Hz. Muhammet ve Hz. Ali için de övgüler bulunur. Pir Sultan Abdal şâhımız Hakk’a ulaşır yolumuz On iki imam katarımız Uyamazsın demedim mi Aleviler, bu türde yazılmış olan şiirlere “DEME” adını verirler. İlahi, nefes ve demeler, bestelenerek söylenir. ŞATHİYÂT-I SOFİYÂNE: İnançlardan alaylı bir dille söz eder gibi yazılan şiirlerdir. Görünüşte saçma sanılan bu sözlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili türlü kavramlara değindiği anlaşılır. Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi şairlerinde rastlanır. Medrese hocalarına göre bu şathiyeler küfür sayılır. Yücelerden yüce gördüm Erbabsın sen koca Tanrı Âlem okur kelâm ile Sen okursun hece Tanrı Asi kullar yaratmışsın Varsın şöyle dursun deyü Anları koymuş orada Sen çıkmışsın uca Tanrı Kaygusuz Abdal yaradan Gel içegör şu cür’adan Kaldır perdeyi aradan Gezelim bilece Tanrı NOT: Manzum olmayan Anonim Halk Edebiyatı ürünleri de vardır. Bunları masallar, halk öyküleri (Kerem ile Aslı, Arzu ile Kamber, Battal Gazi, Hz. Ali Cenkleri.........), bilmeceler, atasözleri, deyimler, Karagöz ve ortaoyunları şeklinde sıralayabiliriz. HALK EDEBİYATININ ÖNEMLİ ŞAİRLERİ YUNUS EMRE: (13.yy) Tasavvuf düşüncesini benimseyen şair Tanrı aşkını ve insan sevgisini dile getirmiştir. Tekke edebiaytının en lirik şairidir. Halkın konuştuğu Türkçeyi bir edebiyat dili haline getirmiştir. Yalın ve içten bir söyleyişi vardır. Zaman zaman aruz ölçüsüyle ve divan edebiyatı anlayışıyla da şiirler yazmıştır. Tüm insanların eşit ve kardeş olduğuna inanmış; dil, din, ırk ayrımı yapılmasına karşı çıkmıştır. Türkçe divan sahibi ilk şairdir. Ayrıca Risaletü’n-Nushiyye adlı öğretici bir mesnevisi vardır. HACI BAYRAM VELİ : XIV.yüzyıl ikinci yarısıyla XV. Yüzyılın ilk yarısında yaşamış bir tasavvuf şairidir. Bayramiyye tarikatını kurmuştur. Yunus Emre etkisinde sade bir dil ve lirik bir anlatımla dile getirdiği şiirlerinden yalnızca birkaç tanesi bilinmektedir. KAYGUSUZ ABDAL: (16.yy) Softa görüşle alay eden özgür düşünceli bir Bektaşi şairidir. Hem heceyle hem de aruzla yazılmış şiirleri vardır. PİR SULTAN ABDAL: (16.yy) Alevi-Bektaşi şiir geleneğinin en ünlü şairidir. Dinsel inançların etkili olduğu bir ayaklanmanın önderliğini yapmış, asılarak öldürülmüştür. Şiirini bir araç olarak kullanmasına rağmen kuru bir öğreticiliğe düşmemiş, şiirini duygu yönünden de beslemiştir. KÖROĞLU: (16.yy) Çoğunlukla koçaklama türünde örnekler vermiş coşkulu şiirler söylemiştir. Bolu Beyi’yle olan mücadelesi efsaneleşen şair, halkın gönlünde yerini almıştır. KARACAOĞLAN: (17.yy) Din dışı konularda yazmış, yaşama sevinci, insan ve doğa sevgisini dile getirmiştir. Âşık edebiyatının duygu yönünden en zengin ve güçlü şairidir.. Hayatı hakkında kesin bilgilere sahip olmadığımız Karacaoğlan’ın XVI ya da XVII . yüzyılda Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayıp dolaştığı sanılmaktadır. Şair Toroslar’da, Türkmen boyları arasında yetişmiş; göçebe bir şair olarak Anadolu içinde ve dışında gezmiştir. Geleneksel şiirin dil, anlatım, ölçü anlayışından ayrılmadan aşk, doğa, ölüm, ayrılık gibi temaları işlemiştir;özellikle koşma ve semai biçimlerinde büyük başarı kazanmıştır. GEVHERİ: (17.yy) Aruz ölçüsünü de sıkça kullanan Kırımlı bir halk ozanıdır. DERTLİ: (19.yy) Toplumsal yergi içerikli, softalığı, yobazlığı eleştiren şiirleriyle tanınan Bolu’lu bir halk ozanıdır. DADALOĞLU: (19.yy) Çukurova yöresinde yetişen halk şairlerindendir. Türkmen boylarının yerleşik hayata geçirilmesi için 1865’te yöreye yollanan Fırka-i İslahiye adlı Osmanlı ordusuyla Türkmenler arasındaki çatışmalara katılmış, bu olayları yiğitçe bir eda ile koçaklamalarına yansıtmıştır. Ayrıca aşk ve doğadan söz eden şiirleri de başarılıdır. Şiirlerini temiz bir halk diliyle ve hece ölçüsü ile yazmıştır. ÂŞIK VEYSEL: XX. yüzyıl halk şairidir. Şarkışla’da doğup büyümüş, Cumhuriyetin onuncu yılında Ankara’ya gelerek şiirlerini okumuş, bundan sonra ünü yayılmaya başlamıştır. Çocukluğunda geçirdiği çiçek hastalığıyla gözünü kaybeden şair; genellikle gezgin bir hayat sürmüş ; kent kent dolaşarak aşktan, doğadan , kardeşlikten, birlikten, barış içinde yaşamaktan ve insanı insan yapan erdemlerden bahseden şiirlerini saz eşliğinde söylemiş; bu içeriğin halka yakın düşmesi , ona kitlesel bir sevginin doğmasına yol açmıştır. Tasavvuf felsefesinin kazandırdığı hoşgörü anlayışı, şiirinin temellerinden biridir. Şiirlerini Deyişler, Sazımdan Sesler adlı iki kitapta toplamıştır. Son olarak tüm şiirlerini , Ümit Yaşar Oğuzcan tarafından Dostlar Beni Hatırlasın adıyla yayımlanmıştır. ::::Edebiyat Dersi İLe İLqiLi TestLer:::: ______________________ www.edebiyatdersi.net Bir yazının konusunu bulmak için aşağıdaki sorulardan hangisini sormamız yerinde olur? Bu yazıyı kim yazmıştır? Bu yazıda neden bahsediliyor? Bu yazı ne zaman yazılmıştır? Bu yazı niçin yazılmıştır? Bu yazıda hangi anlatım şekli kullanılmıştır? 2) "Boşuna değil dökülen kan Şehirlerde, köylerde çocuklar büyüyeceklerdir. Daha zeki daha çalışkan ... Yeniden fabrikalar yükselecek. Tarlalar genişleyecektir. Bu şiirin teması aşağıdakilerden hangisidir? Zeki çocuklar. Geçmişe duyulan özlem. İntikam duygusu. Gelecekten ümitli olma. Savaşın verdiği ruhi çöküntü. 3)Aşağıdakilerden hangisi dramatik sanatlardan değildir? A) Tiyatro B) Dans C) Sinema D) Opera E) Edebiyat Aşağıdakilerden hangisi edebi metin olabilir? Yemek tarifi metni Anne sevgisini konu alan bir metin Trafik kazasını anlatan bir metin Karadeniz'in nüfus yapısını anlatan bir metin Avrupa Birliği konulu metin Savrulur aklım başımdan sen esersin her fasıl Aşığım bilsen nasıl sevdim, nasıl sevdim. nasıl Perdedir söz, ruhumun esrarı sensin, sen asıl Aşığım bilsen nasıl sevdim, nasıl sevdim ,nasıl Yukarıdaki dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Telmih sanatı vardır. Kapalı istiare sanatı vardır. Aliterasyon vardır. Teşbih sanatı vardır. Zengin kafiye vardır. 6) Divan edebiyatında din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan şiir aşağıdakilerden hangisidir? A) Gazel B) Kaside C) Mesnevi D) Şarkı E) Rubai 7) Aşağıdakilerden hangisi bir olayı göstermeye bağlı olarak anlatan yazı türüdür? A) Hikaye B) Roman C ) Masal D) Destan E ) Tiyatro 8) Bir olayı ya da durumu, herkesçe bilinen nedenin dışında daha güzel ve hayali bir nedene bağlama sanatına "hüsn-i talil" denir. Aşağıdaki dizelerin hangisinde hüsn·i taIil yoktur? Kadrin bilmeyenler alır elin" Onun için boynun eğri menekşe Niçin çıktın dağlara. evren çöl oldu Leyla Topuğun öpmek için toz oldu dağ taş senin için Yeni bir ülkede yem vermek için atlarına Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgarına Gök masmavi bu sabah Güzel şeyler düşünelim diye Paydos bundan böyle çılgınlıklara Sert konuşmaya başladı aynalar 9) Aşağıdakilerden hangisi (konularına göre )Koşmanın türleri arasında yer almaz? A)Güzelleme C)Ağıt D)Taşlama B)Koçaklama E)Mersiye Öyle hesapsız coştuğum olur ki sanırım Mektepten henüz çıkmışım yaşım yirmi bir Kurduğum düşü gerçek etme gücü bendedir Ama nerde! Her bahar şaşmadan aldanırım Bu dörtlükteki uyak düzeni ve çeşidi aşağıdakilerden hangisidir? A) Çapraz uyak - tam uyak B) Düz uyak - yarım uyak C) Sarma uyak - tam uyak D) Sarma uyak - zengin uyak E) Çapraz uyak - zengin uyak 11) Aşağıdakilerden hangisi nazım (şiiri) nesirden (düzyazı) ayıran bir özelliktir? A) Metinde işlenen duygu veya düşünceler. B ) Deyimler ve mecazların kullanımı. C ) Ölçü, kafiye gibi ahenk unsurları. Üslup, dil ve anlatım özellikleri. Etkileme gücü. 12) Ala gözlerini sevdiğim dilber Şu gelip geçtiğin yollar öğünsün Kadir Mevla'm seni övmüş yaratmış Kısmeti olduğun kullar öğünsün Yukarıdaki dörtlüğün tümü için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Lirik - Koşma - Güzelleme B) Pastoral- Koşma - Güzelleme D) Epik - Koşma - Destan C) Lirik - Semai - Güzelleme E) Lirik - Semai - Varsağı 13) Aşağıdaki dizelerden hangisi bir taşlamadan alınmış olabilir? Ayna almış perçem düzer Zülfün tarayı tarayı Kırık çanağı yok ayran içecek Kahveye gelir de fincan beğenmez Eğil dağlar eğil üstünden aşam Yeni talim gelmiş varam alışam Güzel gitti diye pınar ağladı Acıdı yüreğim yandı pınara Avcılardan kaçmış ceylan misali Geçmiş dağdan dağa yoktur durağı 14) N ar tanem, nur tanem, bir tanem Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan Yoluna bin can koyduğum Gökte ararken yerde bulduğum Gülen ayvam, ağlayan narımsım Yukarıdaki şiir hangi geleneğe aittir? Serbest şiir geleneğine Halk şiiri geleneğine Divan şiiri geleneğine Anonim halk şiirine. Destan geleneğine www.edebiyatdersi.net 15) Karac'oğlan söyler sözün başarır Aşkın deryasını boydan aşırır Seni her mecliste hacil düşürür Kötülerle konup göçücü olma Yukarıdaki dörtlük hangi şiir geleneğimize ait olabilir? Halk şiiri geleneği Divan şiiri geleneğine Modern şiir geleneğine Serbest şiir geleneğine Destan geleneğine 16) Divan Edebiyatına Türklerin kazandırdıkları nazım biçimlerindendir. Nazım birimi olarak dört­lük kullanılır. Değişmez konusu aşktır. Beste­lenmek için yazıldığından dörtlük sayısı fazla değildir. Paragrafta tanıtılan nazım biçimi aşağıdaki­lerden hangisidir? A) İlahi B) Rubai C) Türkü D) Murabba E) Şarkı 17) Aşağıdaki beyitlerin hangisi bir gazelin ilk beytidir? Bir söz dedi canan ki keramet var içinde Dün geceye dair bir işaret var içinde Eyvah o üç çifte kayık aldı kararım Şarkı okuyup geçti bir afet var içinde C) Şaire söz bulmaya minnet ne amina neyleyim Ah kim hayret seni gördükçe lal eyler beni Bağda zülf ü ruhun andıkça bu kimdir deyi Sümbülü gül biri birinden sual eyler beni Sinemde aşkını tutalım etmişim nihan Amma ki kande saklayayım ah-ı hasreti 18) Adam, elini uzattı; tam onu koparacağı sırada, mor menekşe: "Bana dokunma!" diye bağırdı. Bu cümlede en belirgin söz sanatı aşağıdakilerden hangisidir? A) Teşbih B) Tezat C) İstiare D) Kinaye E) İntak Gül dedi bülbül güle Gül gülmedi gitti Gül bülbüle bülbül güle Yar olmadı gitti Bu dizelerde aşağıda verilenlerden hangisi yoktur? A) İntak B) Teşhis C) Aliterasyon D) Tekrir E) Teşbih Aşağıdakilerden hangisi kasidenin özelliklerinden değildir A) Uyak düzeninin gazele benzemesi B) Aruzun değişik kalıplarıyla yazılabilmesi C) Övgüyü de yergiyi de konu edinebilmesi D) İlk beytine matla son beytine makta denilmesi E) Genellikle 5 - 15 beyit olarak yazılması 21) Mesneviyle ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? Uyak düzeni aa ba ca ... biçimindedir Beyit sayısı konunun işlenişine göre belirlenir. Daha çok, anız vezninin kısa kalıplarıyla yazılır. Arap ve Türk edebiyatına İranlılardan geçmiştir. Öyküleme gerektiren konular bu türde işlenmiştir. 22) "Her mevsimiyle insanı ayrı ayrı saran Bunca güzelliği nasıl koyup gideceğiz. Yaman çalacak o çalmayası saat yaman. Geçmiş ola bir kez yumuldu gözlerimiz." Yukarıdaki dörtlükte işlenilen tema aşağıdakilerden hangisidir? A) Bahar özlemi B) Ölüm korkusu C) Doğa sevgisi D) Yaşama sevinci E) Memleket sevgisi 23) Ak tüylü köpektir koyun sürüsüyle Seğirtir kaval sesinde sağa sola Çobandır köyün yamacında Yayar davarı da çömelir Meşe dallarının altına Bu dizelerde aşağıdaki şiir türlerinden hangisine özgü bir nitelik vardır? A) Lirik B) Dramatik C) Didaktik D) Epik E)Pastoral 24) Can kafeste durmaz uçar Dünya bir han konan göçer" Yukarıdaki beyitte hangi edebi sanatlar vardır? teşhis, açık istiare, cinas teşbih, kapalı istiare, tenasüp mübalağa, tezat, teşbih tariz, intak, hüsn-i talil tecahül-i arif, istifam, teşbih 25) Gazel ve koşmanın karşılaştırılması ile ilgili aşağıdaki yargıların hangisi yanlıştır? Gazel Divan Edebiyatına; koşma Halk Edebiyatına özgü bir nazım biçimidir. Gazelde nazım birimi beyit, koşmada dörtlüktür Gazel aruzun istenilen her kalıbıyla yazıldığı halde: koşma. hece ölçüsünün 11’ li kalıbıyla yazılır. Gazel 10-20 beyitten, koşma 7-12 dörtlükten oluşur. Gazellerin konusu sevgilinin güzelliği aşk ve şarap; koşmalarınki ise genellikle aşk, sevgi ve doğa güzellikleridir. www.edebiyatdersi.net Not : Her sorunun doğru cevabı 4 puan değerindedir. Süre 30 dakikadır. Yanlış doğruyu götürmeyecektir. Cevapları soruların üzerine işaretleyiniz. 1) Ak tüylü köpektir koyun sürüsüyle Seğirtir kaval sesinde sağa sola Çobandır köyün yamacında Yayar davarı da çömelir Meşe dallarının altına Bu dizelerde aşağıdaki şiir türlerinden hangisine özgü bir nitelik vardır? A) Pastoral B) Lirik C) Didaktik D) Epik E) Dramatik 2) Karac'oğlan söyler sözün başarır Aşkın deryasını boydan aşırır Seni her mecliste hacil düşürür Kötülerle konup göçücü olma Yukarıdaki dörtlük hangi şiir geleneğimize ait olabilir? Divan şiiri geleneğine Halk şiiri geleneği Serbest şiir geleneğine Destan geleneğine Modern şiir geleneğine 3) Gazel ve koşmanın karşılaştırılması ile ilgili aşağıdaki yargıların hangisi yanlıştır? Gazel Divan Edebiyatına; koşma Halk Edebiyatına özgü bir nazım biçimidir. Gazel 10-20 beyitten, koşma 7-12 dörtlükten oluşur. Gazelde nazım birimi beyit, koşmada dörtlüktür Gazellerin konusu sevgilinin güzelliği aşk ve şarap; koşmalarınki ise genellikle aşk, sevgi ve doğa güzellikleridir. Gazel aruzun istenilen her kalıbıyla yazıldığı halde: koşma. hece ölçüsünün 11’ li kalıbıyla yazılır. 4) Adam, elini uzattı; tam onu koparacağı sırada, mor menekşe: "Bana dokunma!" diye bağırdı. Bu cümlede en belirgin söz sanatı aşağıdakilerden hangisidir? A) Teşbih B) İntak C) Tezat D) Kinaye E) İstiare 5) Bir olayı ya da durumu, herkesçe bilinen nedenin dışında daha güzel ve hayali bir nedene bağlama sanatına "hüsn-i talil" denir. Aşağıdaki dizelerin hangisinde hüsn·i taIil yoktur? Paydos bundan böyle çılgınlıklara Sert konuşmaya başladı aynalar Kadrin bilmeyenler alır elin" Onun için boynun eğri menekşe Niçin çıktın dağlara. evren çöl oldu Leyla Topuğun öpmek için toz oldu dağ taş senin için Gök masmavi bu sabah Güzel şeyler düşünelim diye Yeni bir ülkede yem vermek için atlarına Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgarına 6) Mesneviyle ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? Beyit sayısı konunun işlenişine göre belirlenir. Uyak düzeni aa ba ca ... biçimindedir Daha çok, anız vezninin kısa kalıplarıyla yazılır. Öyküleme gerektiren konular bu türde işlenmiştir. Arap ve Türk edebiyatına İranlılardan geçmiştir. 7) Öyle hesapsız coştuğum olur ki sanırım Mektepten henüz çıkmışım yaşım yirmi bir Kurduğum düşü gerçek etme gücü bendedir Ama nerde! Her bahar şaşmadan aldanırım Bu dörtlükteki uyak düzeni ve çeşidi aşağıdakilerden hangisidir? A) Çapraz uyak - tam uyak B) Düz uyak - yarım uyak C) Sarma uyak - zengin uyak D) Sarma uyak - tam uyak E) Çapraz uyak - zengin uyak 8) "Her mevsimiyle insanı ayrı ayrı saran Bunca güzelliği nasıl koyup gideceğiz. Yaman çalacak o çalmayası saat yaman. Geçmiş ola bir kez yumuldu gözlerimiz." Yukarıdaki dörtlükte işlenilen tema aşağıdakilerden hangisidir? A) Doğa sevgisi B) Yaşama sevinci C) Bahar özlemi D) Ölüm korkusu E) Memleket sevgisi 9) Aşağıdakilerden hangisi nazım (şiiri) nesirden (düzyazı) ayıran bir özelliktir? A) Deyimler ve mecazların kullanımı. B ) Metinde işlenen duygu veya düşünceler. C ) Etkileme gücü. Üslup, dil ve anlatım özellikleri. Ölçü, kafiye gibi ahenk unsurları. Aşağıdakilerden hangisi kasidenin özelliklerinden değildir Genellikle 5 - 15 beyit olarak yazılması Uyak düzeninin gazele benzemesi İlk beytine matla son beytine makta denilmesi Övgüyü de yergiyi de konu edinebilmesi Aruzun değişik kalıplarıyla yazılabilmesi www.edebiyatdersi.net 11) Ala gözlerini sevdiğim dilber Şu gelip geçtiğin yollar öğünsün Kadir Mevla'm seni övmüş yaratmış Kısmeti olduğun kullar öğünsün Yukarıdaki dörtlüğün tümü için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Epik - Koşma - Destan B) Pastoral- Koşma - Güzelleme D) Lirik - Koşma - Güzelleme C) Lirik - Semai - Güzelleme E) Lirik - Semai - Varsağı 12)Aşağıdakilerden hangisi dramatik sanatlardan değildir? A) Edebiyat B) Dans C) Sinema D) Opera E) Tiyatro 13) Aşağıdakilerden hangisi bir olayı göstermeye bağlı olarak anlatan yazı türüdür? A) Destan B) Masal C ) Roman D) Tiyatro E ) Hikaye 14) Nar tanem, nur tanem, bir tanem Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan Yoluna bin can koyduğum Gökte ararken yerde bulduğum Gülen ayvam, ağlayan narımsım Yukarıdaki şiir hangi geleneğe aittir? Halk şiiri geleneğine Divan şiiri geleneğine Anonim halk şiirine. Serbest şiir geleneğine Destan geleneğine 15) Divan Edebiyatına Türklerin kazandırdıkları nazım biçimlerindendir. Nazım birimi olarak dört­lük kullanılır. Değişmez konusu aşktır. Beste­lenmek için yazıldığından dörtlük sayısı fazla değildir. Paragrafta tanıtılan nazım biçimi aşağıdaki­lerden hangisidir? A) Türkü B) Rubai C) İlahi D) Şarkı E) Murabba 16) Bir yazının konusunu bulmak için aşağıdaki sorulardan hangisini sormamız yerinde olur? Bu yazıyı kim yazmıştır? Bu yazı ne zaman yazılmıştır? Bu yazı niçin yazılmıştır? Bu yazıda neden bahsediliyor? Bu yazıda hangi anlatım şekli kullanılmıştır? Aşağıdakilerden hangisi edebi metin olabilir? A) Anne sevgisini konu alan bir metin B) Trafik kazasını anlatan bir metin C) Yemek tarifi metni D) Avrupa Birliği konulu metin E) Karadeniz'in nüfus yapısını anlatan bir metin 18) Divan edebiyatında din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan şiir aşağıdakilerden hangisidir? A) Gazel B) Kaside C) Mesnevi D) Rubai E) Tuyuğ 19) Aşağıdaki dizelerden hangisi bir taşlamadan alınmış olabilir? Kırık çanağı yok ayran içecek Kahveye gelir de fincan beğenmez Ayna almış perçem düzer Zülfün tarayı tarayı Güzel gitti diye pınar ağladı Acıdı yüreğim yandı pınara Avcılardan kaçmış ceylan misali Geçmiş dağdan dağa yoktur durağı Eğil dağlar eğil üstünden aşam Yeni talim gelmiş varam alışam 20) Gül dedi bülbül güle Gül gülmedi gitti Gül bülbüle bülbül güle Yar olmadı gitti Bu dizelerde aşağıda verilenlerden hangisi yoktur? A) Teşhis B) Teşbih C) Aliterasyon D) Tekrir E) İntak 21) Can kafeste durmaz uçar Dünya bir han konan göçer" Yukarıdaki beyitte hangi edebi sanatlar vardır? mübalağa, tezat, teşbih tariz, intak, hüsn-i talil teşhis, açık istiare, cinas tecahül-i arif, istifam, teşbih teşbih, kapalı istiare, tenasüp 22) "Boşuna değil dökülen kan . Şehirlerde, köylerde çocuklar büyüyeceklerdir. Daha zeki daha çalışkan ... Yeniden fabrikalar yükselecek. Tarlalar genişleyecektir. Bu şiirin teması aşağıdakilerden hangisidir? Gelecekten ümitli olma. Geçmişe duyulan özlem. İntikam duygusu. Zeki çocuklar. Savaşın verdiği ruhi çöküntü. 23) Aşağıdakilerden hangisi (konularına göre )Koşmanın türleri arasında yer almaz? A)Güzelleme C) Taşlama D) Mersiye B)Koçaklama E) Ağıt 24) Savrulur aklım başımdan sen esersin her fasıl Aşığım bilsen nasıl sevdim, nasıl sevdim. nasıl Perdedir söz, ruhumun esrarı sensin, sen asıl Aşığım bilsen nasıl sevdim, nasıl sevdim ,nasıl Yukarıdaki dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Aliterasyon vardır. Telmih sanatı vardır. Teşbih sanatı vardır. Kapalı istiare sanatı vardır. Zengin kafiye vardır. 25) Aşağıdaki beyitlerin hangisi bir gazelin ilk beytidir? Şaire söz bulmaya minnet ne amina neyleyim Ah kim hayret seni gördükçe lal eyler beni Sinemde aşkını tutalım etmişim nihan Amma ki kande saklayayım ah-ı hasreti Bir söz dedi canan ki keramet var içinde Dün geceye dair bir işaret var içinde Eyvah o üç çifte kayık aldı kararım Şarkı okuyup geçti bir afet var içinde Bağda zülf ü ruhun andıkça bu kimdir deyi Sümbülü gül biri birinden sual eyler beni
0-
DiL AnL. Ders NotLarı
FİİLLER(EYLEMLER) Bir oluşu, bir durumu veya bir kılışı kip ve kişiye bağlayarak anlatan sözcüklere denir. Pratik olarak ismi fiilden ayırmak için –me, -ma olumsuzluk ekini ya da –mak ,-mek mastar ekini kullanırız.Eğer bir kelimenin sonuna –ma ,-me olumsuzluk ekini ya da –mak ,-mek mastar ekini getirebiliyorsak o kelime fiil demektir.Getiremiyorsak o kelime isim soylu bir kelimedir. *Geldi--------- gelmedi ,gelmek *Oturmuş------ oturmamış, oturmak *Söylüyorum---------- söylemiyorum, söylemek Görüldüğü gibi yukarıdaki kelimelere –ma,-me ve –mak,-mek getirebilmekteyiz. Öyleyse bu kelimeler fiildir. *Kitap--------- kitapma , kitapmak Yukarıdaki ‘kitap’ sözcüğüne ise bu ekleri getiremiyoruz.Öyleyse bu kelime isimdir. Fiiller, anlattıkları hareketin niteliğine göre değişik özellikler gösterir.Bunları üç grupta inceleyebiliriz:a)Kılış fiilleri b)Durum fiilleri c)Oluş fiilleri. Bunları birbirinden ayırt etmek için pratik olarak şu bilgiyi kullanabiliriz.: Eğer bir fiil geçişli ise (yani ‘neyi’, ‘kimi’ sorularını sorabiliyorsak) kılış fiilidir. *Kırmak ,atmak , dikmek, içmek, ezmek,delmek,yolmak,dizmek…. Görüldüğü gibi yukarıdaki fiillere ‘neyi kırmak?, neyi atmak…’sorularını yöneltebiliyoruz. Öyleyse bu fiiller geçişlidir ve geçişli olduğu için de kılış fiilidir. Fiil, öznenin kendi iradesi dışında geçirdiği değişimi anlatıyorsa ve bir hareket bildirmiyorsa o fiil oluş fiilidir. *Sararmak ,Yaşlanmak,Uzamak, Paslanmak,büyümek,solmak,acıkmak… Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller geçişli olmadığı için kılış fiili olamaz.Bir hareket olmadığı için ve eylem öznenin kendi isteği dışında gerçekleştiği için bu fiiller oluş fiilidir. Fiil, öznenin kendi iradesinde yani kendi isteği ile gerçekleşiyorsa ve fiil bir hareket ifade ediyorsa o fiil durum fiilidir. *Yürümek, oturmak, gitmek, çıkmak,ağlamak… Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller , bir hareket bildirmektedir ve bu hareket kişinin kendi isteğiyle gerçekleşmektedir bu yüzden yukarıdaki fiiller durum fiilleridir. Not: Durum fiilleri de oluş fiilleri de geçişsiz fiillerdir. FİİLDE KİP: Kipler, haber(bildirme) ve dilek (isteme) kipleri olmak üzere ikiye ayrılır. a)Haber Kipleri: Zaman eklerinin hepsine birden haber kipleri denir.Haber kipleri şunlardır: 1)Öğrenilen(duyulan) (miş’li) Geçmiş Zaman: Fiillere –miş ,-mış, -muş,-müş ekleri getirilerek sağlanır.Bu eylemler daha çok başkasından duyulma, aktarılma anlamı taşırlar. Bazen de farkında olmadan yapılma bildirir. *Evleri yanmış.(başkasından duyma) *Seni sormuşlar. (başkasından duyma) *Aaa ! çorabım kaçmış. (sonradan farkına varma) *Mutfakta elimi kesmişim. (sonradan farkında olma) *Bu solmuş elbiseleri giymemelisin.(sıfat fiil eki) 2)Görülen (di’li) Geçmiş Zaman: Eylemlere “dı,di,du,dü,tı,ti,tu,tü” ekleri getirilerek yapılır. Anlatan kişi harekete bizzat tanık olmuştur, eylemi görmüştür. *Evleri yandı. *Hep birlikte geziye gittik. *Sınavı kazanabileceğini söyledi. *Kalbim Ege’de kaldı. *Beraber yürüdük bu sahillerde. *Burada her zaman tanıdık insanlara rastlayabilirsiniz.(sıfat-fiil eki) 3)Şimdiki Zaman: Eyleme –yor eki getirilerek yapılır.Eylem ile anlatış aynı zamanda gerçekleşir. *Ders çalışıyorum. *Ne diyor? *Çocuklar yine kavga ediyor. Not: -makta,-mekte eki de fiile şimdiki zaman anlamı katar. *Bir soğuk yatakta büzülmekteyim. *Lütfen sessiz olun şu an ders çalışmaktayım. 4)Geniş Zaman: Eylemlere –r, -ar, -er ekleri getirilerek yapılır. *Senden sana sığınırım. *Her sabah yürürüm. *Bu yolun sonu nereye çıkar? *Hep böyle güler yüzlü müsün? (sıfat-fiil eki) Not: Geniş zamanın olumsuzu –mez, -maz’dır. Ancak 1.tekil ve 1.çoğul çekimlerde –me ,-ma şeklini alır. *Gelmezsiniz ___ gelirsin *gelmem____gelirim 5)Gelecek Zaman: Eylemlere –ecek , -acak eki getirilerek yapılır. *Sana olan aşkımı haykıracağım. *Gelecek de bir gün gelecek. *Mektuba yazacak sözüm kalmadı. *Okuyacak da adam olacak. *Açacak nerede? b)Dilek Kipleri: Fiilin gerçekleşmesini ya da gerçekleşmemesini dilek,istek,gereklilik veya emir kavramları içerisinde veren kiplerdir.Bunlar haber kipleri gibi belirli bir zaman anlamı taşımazlar. 1)Dilek-şart kipi: Fiillerin kök ya da gövdelerine –se ,-sa eki getirilerek yapılır.Dilek- şart kipi cümleye bazen ‘şart(koşul)’ anlamı katarken bazen de ‘dilek’ anlamı katar. *Ah şu sınavı bir kazansam! *Sana olan duygularımı açıkça bir söyleyebilsem! *Çalışırsan kazanırsın. *Yaramazlık yaparsan bir daha seni getirmem. 2)İstek kipi:Fiil kök ya da gövdelerine –e, -a, -ayım, -eyim, -alım, -elim getirilerek yapılır. *Sana duyduklarımı anlatayım *Seninle yine görüşelim. *Bunu böyle bilesin 3)Gereklilik Kipi: Fiil kök ya da gövdelerine –meli,-malı getirilerek oluşturulur. *Bu deneme sınavında birinci olmalıyım. *Bu sorunun bir çözüm yolu olmalı. *Şimdiye eve varmış olmalı. (olasılık, ihtimal) 4)Emir Kipi:Eylemin gösterdiği hareketin emir biçiminde yapılması gerektiğini ifade eder. *Söyle yanıma gelsin.(3.tekil kişi emir eki) *İçeri buyrunuz. (2.tekil kişi emir eki) *Lütfen işlerinizi iyi yapınız. (2.çoğul kişi emir eki) *Çeneni kapa. (2.tekil kişi emir eki) *Beni beklesinler (3.çoğul kişi emir eki) Not: Emir ekleri ile şahıs eklerini birbiri ile karıştırmamak gerekir.Şahıs ekleri hiçbir zaman fiilin üzerine direkt olarak gelmez; ancak bir kip ekinden sonra gelebilir.Emir ekleri ise fiilin üzerine direkt olarak gelir. *Geliyorsun ,gitmelisin (şahıs eki) *Gelsin ,gitsin (emir eki) FİİLLERDE BİRLEŞİK ZAMAN:Fiillere kip eklerinden sonra –idi ,-imiş, -ise ekeylemlerinden biri getirilerek yapılır.Kısacası, iki kip ekinin üst üste gelmesi durumudur. *Yüzüme bu türlü bakmayacaktın. (Gelecek zamanın hikayesi) *Gözünden akan bir damla yağmur olsaydım.(Şart kipinin hikayesi) *Sen de gelecekmişsin.(Gelecek zamanın rivayeti) *Bunu daha önce yapmalıymışım. (Gereklilik kipinin rivayeti) *Bu konuyu anlarsanız netleriniz de artar. (Geniş zamanın şartı) *Gülüyorsam mutlu olduğumdan değildir. (Şimdiki zamanın şartı) *Bu köyde iki genç yaşarmış.(Geniş zamanın rivayeti) FİİLLERDE ANLAM (KİP,ZAMAN) KAYMASI: Fiil çekimlerinde kullanılan kip ve zaman ekleri her zaman kendi anlamlarında kullanılmazlar.Bu ekler birbirlerinin yerlerine de geçebilir. İşte bir zaman kipi ya da bir dilek kipi başka bir kipin yerine kullanılmışsa burada bir zaman (anlam , kip) kayması var demektir. *Derslerime her hafta düzenli olarak çalışıyorum. *Arkadaşlar, bundan sonra daha yoğun bir şekilde çalışıyoruz. *Fatih, o yıllarda pek çok sefer yapar. *Soruları sonra çözersiniz. *Mektubu yarın alır. *Bütün bu soruları çözeceksin. *Eser Selçuklulardan kalma olacak. *Sabahları, erken kalkmayı seviyorum. *Allah’ım bize yardım et. EK-FİİL (EK-EYLEM): Ekfiil “i” fiilidir tek başına bir anlamı yoktur.Ekfiilin iki görevi vardır:1)İsim ve isim soylu kelimelere gelerek bu kelimelerin cümlede yüklem olmasını sağlar.(O iyi bir öğrenciydi.) 2)Çekimlenmiş fiillere gelerek birleşik zamanlı fiiller yapar. (Koşuyordum) “-imek” dört basit çekimi vardır.Basit çekimli durumlarda sadece isim soylu sözcüklerde bulunur. 1)Bilinen Geçmiş Zaman(idi): Çalışkandım (çalışkan idim) ,çalışkandın ,çalışkandı ,çalışkandık, çalışkandınız,çalışkandılar Ekfiil sadece isme değil edata ,zamire,sıfata, tamlamalara da gelebilir. *İşte tüm bunları yapan oydu. (o idi) (ekfiil zamire eklenmiştir) *Bu yaptıklarım senin içindi.(için idi) (ekfiil edata eklenmiştir) 2)Öğrenilen Geçmiş Zaman (imiş): İşçiymişim (işçi imişim) ,işçiymişsin,işçiymiş,işçiymişiz, işçiymişsiniz, işçiymişler 3)Şart Kipi (ise): Öğretmensem (öğretmen isem) ,öğretmensen ,öğretmense ,öğretmensek ,öğretmenseniz, öğretmenseler 4)Geniş Zaman: Ekfiilin geniş zamanında “i” fiili bugün tamamen düşmüştür.Ekfiilin geniş zaman ekleri sadece isme gelir.Çekimi şu şekildedir: *İyiyim ,iyisin ,iyi(dir),iyiyiz,iyisiniz,iyidirler Ekfiilin olumsuzu “değil”dir.Ekfiili bulmak için isme “değil” ekleriz. *Öğrenciyim ---------- öğrenci değilim. Önemli Uyarı:Ekfiilin geniş zamanına şekilce benzeyen diğer eklerle ekfiilin geniş zamanı karıştırılmamalıdır: *Geliyorum (şahıs eki) *Hastayım (ekfiilin geniş zamanı) *Babam (iyelik eki) *Babayım (ekfiilin geniş zamanı) *Ölüm (Fiilden isim yapım eki) *Benim kardeşim [tamlayan (ilgi) eki] *Sen ne kadar güzelsin. (Ekfiilin geniş zamanı) *Sen yine bana döneceksin. (şahıs eki) YAPILARINA GÖRE FİİLLER: Yapılarına göre fiiller üç grupta incelenir. A) Basit Fiiller: Hiçbir yapım eki almamış fiillerdir. Fiil köklerine gelen çekim ekleri (zaman, şahıs) fiilin anlamını değiştirmediğinden böyle fiillere de basit fiil denir. * Durmuş bir saat de günde iki kez doğruyu gösterir. * Güzel söz söyleyebilmek için güzel düşünmek gerekir. * Dostluk bir şemsiyeye benzer.İnsan onları ancak kötü havalarda ister. * İstediğim her şeyi yaptım;çünkü yapamayacağımı düşündüğüm şeyi istedim. * Büyük adam büyük olduğunu; büyüklüğün küçüklük olduğunu bilir. B) Türemiş (Gövde) Fiiller: Yapım eki almış fiillerdir. Türkçede fiil türetmenin iki yolu vardır: 1) İsim kök ya da gövdelerinden fiil türetme: * güzel-leş *sarı-ar *ışıl-da *göz-le *az-al *ben-imse *ince-l *düz-el *su- sa * sivri-l *yaş-a * kan-a 2) Fiilden fiil türetme: * sev-in *çık-ar * kız-ış *bak-ış * öl-dür * taşı-t *at-ıl *kan-dır *koş-tur C) BİRLEŞİK FİİLLER: En az iki sözcüğün birleşmesiyle oluşan fiillerdir. Üç grupta incelenir: A) Anlamca Kaynaşmış Birleşik Fiiller: Bir isimle bir fiilin anlam yönünden birleşip kaynaş -masıyla oluşur. Bu sözcüklerden biri ya da ikisi ger -çek anlamını yitirir.Deyimlerin çoğu bu türe örnektir. * Sen kimsin ki bana kafa tutuyorsun? * Bu tehditlerinle gözümü korkutamazsın. * Annemin yemekleri hoşuna gitti mi? * Odasında kitaplarına göz atıyordu. * Adama laf anlatmaktan dilimde tüy bitti. * Konuşulanlara ben de kulak kabarttım. * İş için yüzlerce kişi başvurmuştu. B) Yardımcı Fiillerle Yapılan Birleşik Fiiller: İsim soylu bir sözcüğün üzerine –et , -ol , -kıl , -eyle gibi yardımcı eylemler getirilerek yapılır. * Seven bu gönül seni asla terk etmeyecek. * Hayat uykuyla uyanıklık arasında raks eder. * Bu usanç duyan gözlerim bir şeyde karar kıldı. * Seyreyleyelim mehtabı yıldızların altında. UYARI 1: Bu türle yapılan birleşik fiilin isim kısmında bir ünlü düşmesi ya da bir ünsüz türemesi varsa birle- şik fiil bitişik yazılır. * Akşamı seyredeyim senin bakışlarında. * Benliğime hakim olur bir deli rüzgar. * Bir gün yeniden bana döneceğini hissediyorum. * Ama dönsen de seni asla affetmeyeceğim. * Sabreden derviş muradına ermiş. UYARI 2 : Et- , ol- yardımcı eylemleri tek başına bir anlam taşıyorsa ve önündeki isimle kaynaşmamışsa kendi görevinde kullanılmış demektir yani asıl fiildir. * Ben ettim sen etme. * Köyümüzde şimdi kirazlar olmuştur. * Elindeki gömlek ancak beş milyon lira eder. * Boş zamanlarımda kütüphanede olurum. C) ÖZEL ( KURALLI ) BİRLEŞİK FİİLLER: İki fiilin birleşmesi yoluyla oluşur. Tamamı bitişik yazılır. Dört grupta incelenir: 1) Yeterlilik Fiili ( fiil + ebil-) : Cümleye gücü yetme ve olasılık anlamı katar.Fiilin üzerine ebilmek getirilerek oluşturulur. * Okula geç kalırsam öğretmenim kızabilir. (o) * Bu genç yaşımda ölebilirim (o) *En güzel şiirlerimi söylemeden gidebilirim buralardan (o) * Bir gece ansızın gelebilirim. (o) * Sevinçten kapında bayılabilirim. * Sınıfı geçebilirim (g.y) UYARI: Yeterlilik fiilinin olumsuzunda bil- fiili düşer. Fiilin üzerine –ama , -eme getirilerek yapılır. * Yapabilirim à yapamam. (yeterlilik birleşik fiilinin olumsuzu) * yaparım à yapmam ( geniş zamanın olumsuzu) * Görebilirsin à göremezsin (yeterlilik birleşik fiilinin olumsuzu) * Atamam kendimi mavi denize dünya güzel. (atabilirim: yeterlilik birleşik fiilinin olumsuzu) 2. Tezlik Birleşik Fiili: (Fiil+iver-): Cümleye tezlik çabukluk anlamı katar. * Uzanıp tutuver elimi ne olur geri dön. * Akşamın derin kızıllığında kayboluverdim. * Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya. * Polisler kaçan hırsızı yakalayıverdi. * Annesini görünce yanına koşuverdi. NOT: Olumsuzluk eki –ma, -me asıl eylemden sonra gelirse önemsizlik, yardımcı fiil olan ver- den sonra gelirse olumsuz tezlik bildirir. * Sen de o filmi görmeyiver. (önemsizlik) * Her şeye maydanoz oluverme. (olumsuz tezlik) 3. Süreklilik Birleşik Fiili (fiil+ edur, kal, gel): Cümleye devam etme, süreklilik anlamı katar. * Bu hikaye yıllardır süregelir. * Televizyonun karşısında uyuyakalmışım. * Gidedursun turnalar, gurbet ellere. * Listede ismimi göremeyince listeye bakakaldım. 4. Yaklaşma Fiili (fiil+ eyaz) : Eylemin gerçekleşmesine çok az bir zaman kaldığını ifade eder.Az kalsın olacaktı anlamı verir. * Kaldırımda yürürken düşeyazdım. * Onu karşımda görünce korkudan öleyazdım.
0-
BiyoLoji Ders NotLarı
DNA YAPISI DNA’NIN FİZİKSEL YAPISI DNA’nın monomerik bileşenleri A, T, C, G bazlarını içeren dört tane deoksiribonükleotiddir. Bu 4 ana bazın dışında bazı DNA’larda değişikliğe uğramış birkaç farklı baz da bulunabilir. Bunlar; metillenmiş bazlar, sülfür içeren bazlar ve anormal bir baz – şeker bağı oluşturan bazlardır. Bunlar DNA’da kimyasal değişikliğe neden olabilir. DNA’da metil grubunun eklenmesi en yoğun şekilde sitozinlerde meydana gelir. Sitozinin 5´ numaralı karbonuna bir metil grubunun bağlanmasıyla 5 – metilsitozin meydana gelir. 5 – metilsitozin özellikle buğday tohumu DNA’sında bol miktarda bulunur (tablo – 1). Bununla birlikte T2, T4 ve T6 fajlarında 5 – hidroksi – metilsitozin tamamen sitozinin yerini almış durumdadır. Ayrıca ilginç bir örnekte PBS 1 bakteriyofajında görülür. Bilindiği gibi urasil bazı sadece RNA molekülünde bulunur. Fakat bu bakteriyofajda timin bazlarının yerini urasil bazları almıştır. Adenin ve guanin bazları çift halkalı yapıdadır. Bu iki baza pürin bazları denir. Sitozin ve timin bazları ise tek halkalı yapıdadır. Bunlara ise pirimidin bazları denir. Dolayısıyla adenin ve guanin bazlarının moleküler ağırlıkları (A=135.13 dalton, G=151.13 dalton), sitozin ve timin bazlarının moleküler ağırlıklarından (C=111.10 dalton, T=126.12) daha fazladır. Eğer bir DNA molekülünde iki iplikçikten hangisi A ve G ce zengin ise bu zincire ağır zincir diğerine ise hafif zincir denir. Gerek pürin gerekse pirimidin bazları birkaç tane çift bağ içerirler. Çift bağlar her zaman tek bağlara göre daha kararsız olduklarından, çifte bağ taşıyan moleküller, H atomlarının belli bir serbestliğe sahip olabilmesi için, farklı kimyasal biçimlerde bulunabilme özelliğine yeteneğine sahiptir. Bir H atomu bir N halkasından veya O atomundan bir diğerine hareket edebilir. Örneğin bir amino (NH2) grubundan ayrılarak bir imino (NH) grubu oluşumuna yol açabilir. Böyle kimyasal dalgalanmalara tautomerik değişim ve bu şekilde meydana gelen farklı moleküler yapılara da tautomer adı verilir. Fizyolojik koşullarda, pürin ve pirimidin halkalarına N atomları genellikle amino (NH2) biçiminde, guanin ve timinin C atomlarına bağlı O atomlarda genellikle keto (CO) biçimindedir. Bazların genelde belli taumerik biçimlerde bulunması genetik materyalin kararlılığı açısından önemlidir. Bazların Molar Oranları: Bazların molar oranları hidroliziz ve kromatografi yöntemleri ile belirlenebilir. Farklı türler arasında baz oranları büyük değişiklikler göstermesine rağmen, aynı türün farklı organ ve dokuları arasında benzer oranlara rastlanmaktadır (tablo – 1). DNA kaynağı A G C T 5-metil - C Boğa timusu 28.2 21.5 21.2 27.8 1.3 Boğa dalağı 27.9 22.7 20.8 27.3 1.3 Boğa spermi 28.7 22.2 20.7 27.2 1.3 Sıçan kemik iliği 28.6 21.4 20.4 28.4 1.1 Buğday tohumu 27.3 22.7 16.8 27.1 6.0 Maya 31.3 18.7 17.1 32.9 - E. coli 26.0 24.9 25.2 23.9 - M. tuberculosis 15.1 34.9 35.4 14.6 - ØX 174 24.3 24.5 18.2 32.3 - Tablo 1 : Çeşitli kaynaklardan elde edilen DNA’lardaki baz oranları. Bir DNA molekülünde pürinlerin toplamı pirimidinlerin toplamına eşit olduğu gibi amino bazların toplamı da (A ve C) keto (okso) bazların (G ve T) toplamına eşittir. A ve T eşit molar miktarda bulunur. Dolayısıyla G ve C de eşit molar miktarda bulunur. Bu eşitlikler DNA heliksinin formasyonu hakkında en önemli verilerdendir ve bu Chargaff’ın kuralı olarak ifade edilir. Bu kanunu A + G / T +C = 1 şeklinde de ifade edilir. Bununla birlikte G + C / A + T 1’e eşit değildir. Bu oran çeşitli türlerde ölçülmüş ve değerlerin 0.45 ile 2.80 arasında değiştiği gösterilmiştir. Örneğin birçok bakteriyofajda bu oran 0.5 dir. Yüksek bitkilerde ve hayvanlarda bu oranın değişim sınırları daha dardır ve genel olarak 0.55 – 0.93 arasında bulunur. Chargaff kuralının iki önemli istisnası vardır. Birincisi buğday tohumu DNA’sında G ve C eşit miktarda değildir. Çünkü buğday tohumunda bol miktarda bulunan 5 – metilsitozin birçok sitozinin yerini alır. İkinci istisna ØX 174 DNA’sındadır. Burada ne A T’ye ne de G C’ye eşittir. Çünkü ØX 174 DNA’sı tek iplikçiklidir. DNA baz miktarları açısından iki gruba ayrılır. Bunlardan biri AT’ce zengin olanlar ve diğeri ise – ki bu daha az rastlanan tipidir – GC’ce zengin olanlardır. DNA’nın Primer Yapısı: Bir baz ile deoksiribozun bağlanması ile oluşan kısma nükleozid denir. Baz ve pentoz molekülü glikozidik bağ ile birbirine bağlanır. Glikozidik bağ şekerin 1´ karbon atomuyla pürinin 9. pozisyonundaki (N9), pirimidinin ise 1. pozisyonundaki (N1) azot atomu arasında meydana gelir. Bu yapıya fosfat (PO4) grubunun katılmasıyla oluşan molekül nükleotid adını alır. Başka bir ifade ile bu nükleozid monofosfattır. Fosfat grubunun bağlanması pentozun 5´ karbonunun esterleşmesiyle meydana gelir. DNA’nın yapıtaşları için kullanılan terminoloji aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Baz Nükleozid Nükleotid Nükleik asit Adenin (A) Deoksiadenozin Deoksiadenilat (dAMP) DNA Guanin (G) Deoksiguanozin Deoksiguanilat (dGMP) DNA Sitozin (C) Deoksisitidin Deoksisitidilat (dCMP) DNA Timin (T) Timidin Timidilat (dTMP) DNA Tablo 2 : Nükleik asit terminolojisi. Bir DNA molekülünün tek iplikçiğinin oluşması deoksiribonükleotidlerin polimerizasyonu ile meydana gelir. RNA’da olduğu gibi DNA’da da nükleotidler arası bağlar fosfodiester bağlarıdır. Bilindiği gibi deoksiribozda 5 karbon atomu vardır. Bu karbon atomlarının birincisine baz bağlanır. Üçüncü ve beşinci karbon atomları hidroksil grupları taşır. Bu hidroksil grupları sayesinde fosfat grubu bu karbon atomlarına bağlanır. Polimerizasyon reaksiyonunda kullanılan asıl yapıtaşları nükleozidtrifosfattır (NTP). Dört farklı bazdan dolayı 4 tip NTP (ATP, GTP, CTP, TTP) vardır. Şekil 4’de bir nükleotidin üç farklı yapısı (dAMP, dADP ve dATP) örnek olarak gösterilmiştir. Adından da anlaşılacağı gibi NTP’ler üç fosfat grubu taşır. Bu fosfatlar içten dışa doğru α, β, γ olarak adlandırılır. Bu üç fosfat grubu deoksiribozun beşinci karbon atomuna bağlıdır. Bir NTP molekülü diğer bir NTP molekülü ile α pozisyonundaki fosfat grubu ile fosfodiester bağı kurar. Bu bağlanmada bir önceki nükleotidin 3´ ucu görev alır. Böylece zincir 5´ 3´ yönünde ilerler. Kovalent ester bağları olarak da bilinen bu bağlar son derece kuvvetlidir. Şeker fosfat omurgası 5´ – 3´ bağları ile oluştuğundan, bir polinükleotid zincirinin bir ucunda daima serbest 5´ – PO4 grubu taşıyan bir nükleotid diğer ucunda daima serbest 3´ – OH grubu taşıyan bir nükleotid bulunur. Bu nedenle polinükleotid zincirlerde bir polarite vardır. Birbirine zıt uçlar 5´ ve 3´ uçları olarak adlandırılır. İkinci ve dördüncü pozisyondaki karbon atomları hidroksil grubu taşımazlar ve herhangi bir molekül bağlamazlar. İkinci karbon pozisyonunda bir hidroksil grubunun varlığı siklik fosfat formasyonunu imkansız hale getirir. Şekil 5 : DNA’nın primer yapısı (polinükleotid zincir). Omurgadaki PO4 grubunun varlığı polinükleotid zincirlerin asit özellikte olmalarına yol açar ve nükleik asit terimi de bu özellikten kaynaklanır. Bununla beraber, fizyolojik koşullarda nükleik asitler genellikle tuz halinde ve nötr durumda bulunurlar. DNA polinükleotid zincirleri kimyasal veya enzimatik yolla hidrolitik olarak nükleotidlerine parçalandığında, kırılma fosfodiester bağlarının her iki tarafında da meydana gelebilir. Buna göre serbest kalan nükleotidler fosfat gruplarını pentozun 5´ ve 3´ pozisyonuna bağlı olarak taşırlar. Buna göre nükleik asit yapısından ayrılan nükleotidler nükleozid – 3´ – monofosfat veya nükleozid – 5´ – monofosfat olabilirler. DNA’nın Sekonder ve Çift Sarmal Yapısı: 1953’de Watson ve Crick, DNA’nın bilinen çift sarmal (double helix) modelini kurdular. Watson – Crick modeli, X – ışını ile çalışan kristallografların, organik kimyacıların ve biyologların düşünce ve çalışmalarına dayanır. Bunlardan biri, Wilkins ve Franklin tarafından, izole edilmiş DNA fibrillerinin X ışınlarını kırma özelliklerinin açıklanmasıdır. Elde edilen X ışını fotoğrafları, DNA’nın zincirlerindeki bazların diziliş sırasına bağlı olmaksızın, çok düzenli biçimde dönümler yapan bir molekül olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda, böyle bir molekül yapısının birden fazla polinükleotid zincirin birbiri etrafında dönümler yapmasıyla meydana gelebileceğine işaret etmekte ve molekülde tekrarlanmalar yapan kısımlar arasındaki uzaklıklar hakkında bilgi sağlamaktadır. Watson – Crick probleme, “DNA yapısı, onun biyolojik görevi ile ilişkili olmalıdır” düşüncesiyle yaklaşmışlardır. Bu ilişki teorinin anahtarı durumundadır. Hücrenin makromoleküllerinin yapısının biyolojik görevle ilişkili olması, Watson – Crick teorisiyle önemli şekilde vurgulanır ve bu düşünce moleküler biyolojinin temelini oluşturur. Watson ve Crick’in sunduğu modele göre DNA çift zicirli yapıdadır. Bu çift zincir iki tek zincirin bazları arasında hidrojen bağları oluşmasıyla meydana gelir. Bu iki polinükleotid zincir ortak bir eksen boyunca sağa dönümlü bir heliks oluşturur. İki polinükleotid zincir birbirine H bağlarıyla tutunur. Bu bağlar, dönümler yapan DNA molekülünün stabilitesinin korunmasında büyük ölçüde yardımcı olurlar. Baz çiftleri çift sarmalın termodinamik stabilitesine iki yolla katılır. Bunlardan biri, bazlar arasında H bağı oluşurken enerji açığa çıkmasıdır. Diğeri ise, sarmal boyunca üst üste dizilmiş baz çiftlerinin elektron sistemleri arasındaki etkileşimler sonucu oluşan hidrofobik baz dizilişlerinden enerji açığa çıkmasıdır. Bu etkileşimler sarmal yapıyı negatif yüklü fosfat grupları arasındaki itici elektrostatik kuvvetler karşısında dengeler. Guanin ile sitozin arasında üçlü H bağı oluşurken, adenin ile timin arasında ikili H bağı oluşur (şekil 7). Bu bağların bazların hangi atomları arasında oluştuğu tablo 3’de gösterilmiştir. G ile C arasında üçlü, A ile T arasında ise ikili H bağı oluşmasının sebebi bu bazların moleküler yapısından kaynaklanmaktadır. H bağı sayısındaki bu fark olası yanlış baz eşleşmelerinin yapılmasına engel olmaktadır. H bağı oluşan atomlar Aradaki uzaklık (Å) T – A N3 – H..............N1 O4..............H – N6 2.835 2.940 C – G O2..............H – N2 N3..............H – N1 N4 – H.............O6 2.86 2.95 2.91 Tablo 3 : H bağlarının oluştuğu atomlar ve aradaki uzaklık Bazlar arasında H bağları oluşumunun özgüllüğü, iki polinükleotid zincirdeki fosfodiester bağlarının birbirine göre ters yönde olmasına yol açar. Bu nedenle iki polinükleotid zincir birbirine ters yönde paraleldir. Yani iki zincir kimyasal yapı bakımından birbirine zıt durumdadır (şekil 8). İki polinükleotid zinciri birbirine bağlayan H bağları daima bir pirimidin bazı ile bir pürin bazı arasında meydana gelir. Baz eşleşmesi adı verilen bu bağların özgül bir biçimde meydana gelmesi pürin ve pirimidin bazlarının yapılarındaki bazı farklardan meydana gelir. Bunlardan birisi sterik kısıtlama denilen olaydır. Yapılarından da anlaşılacağı gibi pürin ve pirimidin bazlarının uzayda kapladıkları yer farklıdır. Pirimidin bazları (C ve T) pürin bazlarından (A ve G) daha küçüktür. Buna karşılık iki polinükleotid zincirin şeker – fosfat omurgasının oluşturduğu sarmal yapıda eşleşme yapan baz çiftlerine bağlanan glikozidik bağlar arasındaki uzaklık DNA molekülünün her yerinde 10.85 Å dür. Bu mesafenin dolayısıyla da DNA’nın stabilitesinin korunması için daima bir pürin ile bir pirimidin bazının eşleşmesi gerekmektedir. İkinci bir sebep ise H bağları oluşumu gereksiniminin kısıtlaması. Pürin ve pirimidin bazlarındaki H atomları iyice belirlenmiş pozisyonlarda bulunurlar. Bazlar arasında sıkı bir etkileşim sağlamak için, H bağlarının yönelimleri ve uzaklıkları ancak adenin ile timin ve guanin ile sitozin arasında olmaktadır. Buna göre, pürin ve pirimidinler arsındaki baz eşleşmesi; daha da özgül olarak sadece adeninle timin ve guaninle sitozin arasında meydana gelir. Bir DNA molekülünün açık yapısı şekil 9 da gösterilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı bir DNA sarmalının çapı yaklaşık 2 nm (20 Å) olarak sabit kalmıştır. DNA molekülü sağa doğru dönümler yaparken dönümler sırasında zincirlerdeki bazları şeker halkalarına bağlayan glikozidik bağlar tam olarak karşı karşıya gelmezler. Bunun sonucu olarak, çift sarmalın şeker fosfat omurgaları eksen boyunca eşit aralıklı yer kaplamazlar ve omurgalar arasında oluşan olukların boyutları eşit değildir. Daha derin olana büyük oluk, diğerine ise küçük oluk denir (şekil 10). Nükleotidlerin bazları molekülün omurgasının iç kısmında bulunur. Bazların konumları sarmalın eksenine dik durumdadır. Birbirine komşu baz çiftlerinin dönümleri arasındaki uzaklık 3.4 Å dür. Ayrıca her baz çifti komşusuna göre 36º’lik açı yapacak şekilde yerleşmiştir. Buna göre, yaklaşık 10 baz çifti 360º’lik tam bir dönümü tamamlayacağından, her dönümün boyu 34 Å dür (şekil 10). DNA çift sarmalının genetik açıdan en önemli özelliklerinden birinin ortaya çıkmasını da baz eşleşmelerindeki özgüllük sağlar. Bu özellik DNA molekülündeki iki polinükleotid zincirin birbirinin tamamlayıcısı olmasıdır. Bu kavram bazlar arasındaki eşleşmenin daima A – T ve G – C arasında olmasından kaynaklanır. A ile T’nin ve G ile C’nin birbirini tamamlaması özelliğine göre, bu özgül bazları karşılıklı olarak taşıyan iki zincirin birbirinin tamamlayıcısı olduğu kabul edilir. Buna göre, bir zincirdeki baz dizisi diğerindeki diziyi belirler. Tamamlayıcılık özelliği, genetik materyalin işlevlerini doğru biçimde nasıl yapabildiğinin açıklaması açısından DNA’nın en önemli temel özelliklerinden biridir. Çift sarmalın dışta bulunan şeker – fosfat omurgası yüksek derecede negatif yüklüdür. İn - vitro çözeltilerde bu yükler metal iyonlarıyla (örneğin Na ile) nötr duruma getirilir. Fizyolojik koşullarda ise nötr hale getirilme pozitif iyonlarla (katyonlar veya bazik proteinlerle) yapılan etkileşimler sonucu sağlanmaktadır. DNA Yapısının Biyolojik Anlamı: Hücrenin kalıtım materyalinin iki ayrı görevi olmalıdır. Birincisi, bu materyal kendi kendine çoğalabilmeli; ikincisi, herhangi bir hücrenin yapısı veya görevinde gereken işleri başarabilmelidir. DNA ipliklerinin birbirini tamamlayıcı olması ve tamamlayıcı bazlar arasında çok özel bağların bulunması aradaki hidrojen bağlarının kendiliğinden meydana gelmesi, DNA’nın yalnız başına kendine benzer yeni bir molekülün oluşmasını sağlar. DNA molekülünün bir yarısı, yeni oluşan molekül için bir kalıp gibi rol oynar. Hidrojen bağlarının meydana gelişi, bir enzimle katalize edilmeksizin, kendi kendine olan bir olaydır. Özel tamamlayıcı bazların seçimi, bu yüzden katalize edilmeye gereksinim göstermez. Fakat nükleotidlerin fosfodiester bağlarla bağlanması bir kovalent reaksiyondur ve enzimatik katalizle gerçekleşir. DNA’nın ikinci biyolojik görevi, protein sentezinde kullanılmak üzere gerekli bilgiyi sağlamaktadır. Bu bilgi naklinden DNA yapısındaki bazlar sorumludur. DNA’nın Moleküler Ağırlığı: Bir DNA molekülünün ağırlığı içerdiği baz çift sayısıyla doğru orantılıdır. Nükleik asitler uzun ve dallanmamış moleküllerdir. Çaplarının dar olmasına karşılık boyları çok uzundur. Örneğin 3000 baz çifti (3kb) taşıyan bir DNA parçasının boyu 1 µm dir. Bilindiği gibi DNA’nın çapı 2 nm dir. Organizmaların yapısı karmaşıklaştıkça içerdikleri genetik materyalin kitlesi genellikle artış gösterir. Bunun temel nedeni, basitten gelişmiş canlılara doğru gidildikçe gen sayısının artmasıdır. Örneğin, SV40 virüsünün 5.2 x 103 baz çiftinden ibaret genomunda sadece 5 – 10 gen bulunur. E. coli genomunda ise yaklaşık 4 x 106 baz çifti vardır. Eğer E. coli’de bir genin ortalama 1000 baz çifti içerdiğini var sayarsak, bu bakteride yaklaşık 4000 gen bulunması gerekir. DNA moleküllerinin moleküler ağırlıklarını klasik kimyasal metodlarla tam olarak belirlemek oldukça güçtür. DNA moleküllerinin ağırlıklarının ölçülmesinde en çok kullanılan yöntemler şunlardır; • viskozitenin ölçümü, • sedimantasyon oranı, • elektron mikroskobu ile, • otoradyografi, Genelde bu metodların iki veya daha fazlasının bir kombinasyonu kullanılabilir. DNA moleküllerinin ağırlıkları 106 ile 109 dalton (1 dalton= 1.66 x 10-24 g dır.) değişir. Zaman zaman ağırlıklar 109 da geçebilir. Değişik türlere ait DNA molekülleri ağırlıkları tablo 4 de verilmiştir. Kaynak M. A. Uzunluk Nükleotid çifti sayısı E. coli 2.2 x 109 1 mm 3 x 106 H. influenzae 8 x 108 300 µm 12 x 105 Bakteriyofaj T2-T4 1.3 x 108 50 µm 2 x 105 Bakteriyofaj λ 33 x 106 13 µm 0.5 x 105 Bakteriyofaj ØX174 1.6 x 106 0.6 µm - Polioma virüsü 3 x 106 1.1 µm 4.6 x 103 Fare mitokondrisi 9.5 x 106 5 µm 14 x 103 Tablo 4 : Çeşitli DNA moleküllerine ait veriler. DNA’nın Farklı Biçimleri: Watson ve Crick’in buluşlarından sonra son yıllarda, DNA ipliklerinin X ışını kırılma özelliklerini çalışılmasıyla, DNA’nın hiç değilse 3 yapısal şekilde bulunduğu gösterilmektedir. Watson ve Crick’in yapısal özelliklerini belirlediği DNA, bu gün B – DNA diye isimlendirilir. Farklı yapısal şekildeki diğer DNA’lar ise A ve Z DNA’lardır. Bu farklı organizasyonlar, bazı özel nükleotid sıralarının çift helikse devamlı bir bükülme verebilmesiyle ortaya çıkar. Böylece her bir DNA şekli, hem çift heliksin dışından yalnızca bazlarını eşleştirerek ve hem de bazların iskeletin eksenine göre pozisyonlarındaki ayrıntılarını belirleyerek ayırt edilir. Bu üç tip DNA dışında da farklı özellikte DNA’lar vardır fakat bunlar çok az miktarda bulunduklarından burada incelenmeyecektir. B – DNA : Hücresel DNA’nın büyük bir kısmı bu gruba dahildir. Şu ana kadar incelediğimiz DNA’da B – DNA’dır. Kısaca tekrar değinmek gerekirse çapı yaklaşık 2 nm olan bu DNA biçiminin her dönümünde yaklaşık 10 baz çifti bulunur. Bazı kaynaklarca bunu 10.5 olabileceği de belirtilmiştir. Sağa dönümler yapan DNA’da baz çiftlerinin düzlemleri sarmalın eksenine dikeydir ve sarmal küçük ve büyük oluklara sahiptir. Düşük iyon yoğunluklu çözeltilerde ve nem derecesi çok yüksek (%92) fibrillerde DNA B biçiminde bulunur. Canlı hücrelerin fizyolojik koşullarına uyum gösterecek DNA biçimi de B – DNA’dır. A – DNA : Sağa dönümlü ve her dönümde 11 baz çifti bulunan DNA yapısıdır. Baz çiftlerinin düzlemleri eksene göre 20º’lik eğimlidir ve komşu baz çiftleri arasındaki uzaklık 2.7 Å dür. Bu nedenle A – DNA molekülleri B yapısındaki benzerlerinden daha kısa ve geniş çaplıdır (23Å). Küçük oluklarda daha belirgin ve derindir. Sodyum, potasyum veya sezyum iyonları varlığında ve %75 nem içeren fibrillerde DNA A biçiminde bulunur, yani B – DNA’nın dehidratasyonuyla meydana gelir. Hücrede A – DNA biçiminde bölgelerin bulunup bulunmadığı ve eğer bulunuyorsa işlevi tam olarak bilinmemektedir. Bununla beraber, 2´ OH grubunun B biçiminin oluşmasını engellemesi nedeniyle, RNA’nın çift zincirli bölgelerinin A biçiminde olması gerekir. Z – DNA : Bu biçimin en ayırt edici özelliği dönüm yönünün sola doğru olmasıdır. Z – DNA dönüm boyu 45.6 Å olan ve dönümlerinde en fazla 12 baz çifti içeren bir yapıya sahiptir; çapı da diğerlerine göre daha dardır (18Å). Şeker – fosfat omurgası sarmal boyunca zikzak bir hareket yaptığı için bu yapı Z – DNA olarak adlandırılır. Z – DNA da sadece tek çeşit oluk bulunur. Pürin ve pirimidinlerin düzenli olarak birbirini izlediği dizilere sahip DNA’larda, uygun iyon koşullarında, Z biçimi oldukça kolay elde edilmektedir. Ayrıca tekrarlanan GC dizilerinin bulunduğu bölgelerde, özellikle sitozinlerin C5 atomlarına metil grubu eklenmesiyle oluşan 5 – metilsitozinler B – DNA’nın Z – DNA biçimine dönüşmesine yol açmaktadır. Hatta, metillenme pürin - pirimidin tekrarı olmaksızın da aynı sonucu yaratmaktadır. Z biçimi in - vitro bazı olağan dışı koşullarda elde edilmektedir. Örneğin yüksek tuz yoğunluğu kullanılması nükleotidler arasındaki itme kuvvetini arttırmakta ve Z – DNA’nın dar çaplı yapısını ayarlamaktadır. Z – DNA’nın hücre içindeki oranı henüz bilinmemektedir. Şekil 11 : (a – c) A, B ve Z – DNA’lar (M=büyük oluk, m=küçük oluk). Bu üç tip DNA molekülüne ait bazı ölçüm değerleri aşağıdaki tabloda verilmiştir. DNA biçimi Baz çifti sayısı/dönüm Dönüm/baz çifti Baz çiftleri arası uzaklık Sarmal çapı B 10.4 +34.6º 3.38 Å 20 Å A 11 +34.7º 2.56 Å 23 Å Z 12 -30.0º 3.71 Å 18 Å Tablo 5 : Çeşitli DNA biçimlerine ait bazı veriler (+ = sağa dönüm, - = sola dönüm). Calladin Kuralları Chris Calladin 1982’de yaptığı deneysel çalışmalar sonucunda DNA’nın yapısıyla ilgili çeşitli kurallar bulmuştur.Bu kurallar sonucunda Calladin bir DNA yapı modeli ortaya atmıştır.Bu model tamamlanamamıştır çünkü elektrostatik ilişkileri faktörleri ve hidrojen bağlarının hidrasyonunun faktörleri tam olarak bilinmez. *B-DNA Sarmal ekseninin düz olmasına gerek yoktur.Ancak 112 Å’un yarıçapı ile kıvrılabilir. *Kıvrılma açısı p 36 der.’de değişme gösterebilir. Fakat 28 der.’den 43 der. Kadar çeşitlilik gösterebilir. *Pervane dönüşünün sınırları C-G çifti için +11 der. Ve A-T çifti için +17 der.’dir. *Baz çiftleri çarpışmaları azaltarak uzun eksenleri boyunca dönerler. *Şeker kıvrılması C3’-exo’dan O 4’endo ve C2’endo’ya kadar değişiklik gösterir. *Bazlar bölgesel olarak kayarlar ve bu şekilde üst üste çakışırlar. D(TCG) içinde ki burada C-2 , G-3 ile stoğu yükseltmek için sarmal ekseninin arasında hareket eder. Ave B –DNA’nın polimorfları çift ipliğin yer yer açılmaları ile ve kristal yapıdaki yan çıkışlar açıklıklar ve nanomerik parçalar halinde gözlenir. DNA EĞRİLMESİ (bending) Ave B tipi birer sarmal arasındaki birleşme sonucu eğri DNA ortaya çıkar. Sarmal ekseninin içinde 26 der.’lik bir eğrilme ile oluşur.Birleşmeler her 5 baz’da bir ve karşılıklı oluşur. Bu eğrilme olayının bir sonucudur ki bu DNA’nın sürekli bir kıvrılmaya sahip olmasını sağlar. Uyumsuz baz çifti eşleşmeleri 2 şekilde olur. 1-Transition mismatch (geçişle yanlış eşleşme) 2-Transversion mismatch (çaprazlama ile yanlış eşleşme) A,B ve Z formlarında G-T baz çiftlerinde gözlenir.Tipik “wobble”çiftleri oluşur. Bu çiftler anti-anti glikozilik bağlara sahiptir.D(CGCGAATTAGCG)dodeca merin kristalleri bir (anti) G-A (syn) yanlış eşleşmiş baz çiftine sahiptir. Bu eşleşme 2H bağı ile olur. Diziye bağımlı değişiklikler,DNA’nın proteinlerce tanınmasını sağlayan önemli bir faktördür. Buna göre şöyle bir sonuca varılabilir. DNA yapısal olarak diğer makromoleküllerle ilşki kuracak şekilde evrim geçirmiştir. Buna göre serbest doğrusal DNA sarmalı biyolojik olarak en uygun yapıdır. Kaymış (Slipped) Yapılar: Doğrudan dizilerde oluşurlar ve önemli düzenleyici bölgelerin üst taraflarında yer alırlar.Tanımlanan yapılar tek iplikli nükleazların “cleaveage”dokuları ile uyumlu olmakla beraber iyi bilinmemektedir. Pürin-pirimidin ekleri: Bunlar düşük sıcaklıklarda büyük girintiler de , baz çiftleşmesinde uzun aralıklı , dizilere bağımlı tekil baz kaymaları ile alışılmışın dışında yapılar oluşur. Anizomorfik DNA: Bu doğrudan tamirle alışılmadık fiziksel ve kimyasal özellikleri olduğu bilinen viral DNA’nın eklem bölgelerindeki dizilerle ilgili DNA yapılarına verilen addır. İki birbirini tamamlayıcı iplik değişik yapılara sahiptir. Bu negatif süpercoillerde ortaya çıkan kıvrılmaların gerilimi altında görülen, dizi merkezlerinde meydana gelen ardışık yapısal kırıklara yol açar. Saç tokası şeklindeki ilmekler(Hairpin loop): Bunlar ters dönmüş tamamlayıcı diziler sahip parçaları olan tekil oligonükleotid iplikleri tarafından oluşturulur.Örneğin 16-merd (CGCGCGTTTTCGCGCG)hekzamer tekrarına sahiptir ve onun kristal yapısı 4T’li ilmeği olan hairpin ve bir Z DNA hekzamer gövdesi gösterir. B u ters dönmüş diziler DNA dupleksinde yer aldıkları zaman haç formunun oluşumu için gerekli koşullar meydana gelmiş demektir. Haç benzeri (cruciform): Bu iplik içi baz çiftleşmesi içeren bir yapıdır. Tek bir açılmamış dupleks bölgeden iki hairpin ilmeği ile iki gövde meydana getirirler. Tersine dönmüş dizi tekrarlar palindromlar olarak bilinir. Bunlar kısa bir aradan sonra ters yöndeki aynı dupleks dizinin takip ettği DNA dupleks dizilerine sahiptir. Bu durum decamer olamayan iki dizinin palindromlarının yer aldığı Pbr322 bakteriyal plazmidinin içinde de gözlenir. Her ne kadar ilmeklerde bazlar kısmi olarak depolanıyor olsada tek bir haç şeklindeki yapının oluşumunu enerji miktarı 75 kjmol kapalı dairesel süper helikal DNA’ların kullanıldığı bu yapının deneylerinde , bu enerji negatif süpercoillerin formundaki gerilme enerjisinin serbest bırakılması ile elde edilir.Bu da haçın kollarının uzunluğu ile doğrudan ilişkilidir. 10,5bç’lik bi kolun oluşumu süpercoili bir dönüş kadar çözer. Nadir Görülen DNA Yapıları: 1980’den beri alışılmışın dışında DNA yapıları olduğu bilinmekteydi. Bazıları DNA’ların süper coillerine bağlıdır. Kıvrık DNA: DNA duplexleri 150 baz çiftinden daha uzundur. Dairelerin kovalent kapanış tarafından açık DNA mini dairesini eğriliği diziye bağlıdır. DNA’nın bu eğriliği tripanozomatitlerden alınan kinetoplast DNA’sı içinde gözlemlenmiştir. Bu açık DNA mini dairelerinin kaynağını oluşturur. Kinetoplast DNA’sı kısa A eklere sahiptir. Bunlar genel dizi tarafından 10 baz çifti aralıklarla yerleştirilmiştir. Herbir tekrar için 20-25 eğrilik içerir.DNA eğrilmesi bu poli (DA eklerinin kalıtımsal özelliği olup çok sayıda oligonükleotitler içinde gözlenebilirler. Richard Dickerson poli (dA) ekleri doğrusaldır. B form kristal yapıda gözlenmiştir. Eğrilme ise sarmalın sınırları içinde meydana gelir. Herbir yarım dönme başına bu doğrusal dA eklerinin tekrarlı değişimi kıvrık DNA’yı oluşturur. (Şekil 16) W-DNA: Sol yönde dönen çift sarmal yapı için zikzak model önerilerek oluşturulmuştur. Daha az dönüme sahiptir. Genel olarak B DNA’ya benzer bir glikozil geometrisi bakımından Z DNA’ya çok benzer. Sitozin C endo şeker kıvrımlarına sahiptir. W’de de Z DNA daki gibi minor girintiler ve major girintiler yüzeyseldir. Z DNA W DNA’dan daha az enerjiye sahiptir.
0-
TariH Ders NotLarı
TARİHİN TANIMI --TARİH NEDİR? GEÇMİŞ ZAMANLARDA YAŞAYAN İNSAN TOPLULUKLARININ HER TÜRLÜ FAALİYETLERİNİ YER VE ZAMAN BİLDİREREK, SEBEP-SONUÇ İLİŞKİSİ İÇİNDE ANLATAN BİLİM DALIDIR. --TARİHİN KONUSU NEDİR? GEÇMİŞ ZAMANDA YAŞAYAN İNSAN TOPLULUKLARININ HER TÜRLÜ FAALİYETİDİR.   --OLAY NEDİR?    İNSANLARI İLGİLENDİREN SİYASAL, SOSYAL, EKONOMİK, KÜLTÜREL VE DİNİ ALANLARDA MEYDANA GELEN OLUŞUMLARDIR. --OLGU NEDİR? OLAYLARIN SONUÇLARINA BAĞLI OLARAK ORTAYA ÇIKAN UZUN SÜRELİ GELİŞMELERE DENİR. --TARİH FELSEFESİ NEDİR? TARİHİ TECRÜBELERİ GÜNÜMÜZ MESELELERİNİN ÇÖZÜMÜ İÇİN YENİDEN YORUMLAMAYA TARİH FELSEFESİ DENİR. --TARİH NELERE GÖRE TASNİF EDİLİR? (SINIFLANDIRILIR)BİRER ÖRNEK VERİNİZ. 1)- ZAMANA GÖRE SINIFLANDIRMA: (ÖRNEK: ORTAÇAĞ TARİHİ,15.  YÜZYIL TARİHİ GİBİ...) 2)- MEKANA(YER) GÖRE SINIFLANDIRMA: (ÖRNEK:TÜRKİYE TARİHİ,AVRUPA TARİHİ GİBİ...) 3)- KONUYA GÖRE SINIFLANDIRMA: (ÖRNEK: TIP TARİHİ, SANAT TARİHİ GİBİ...)   --TARİHİ NEDEN SINIFLANDIRIYORUZ? TARİHİ SINIFLANDIRMAMIZIN NEDENİ ÖĞRENMEYİ, ÖĞRETMEYİ, ARAŞTIRMAYI  KOLAYLAŞTIRMAKTIR. -- TARİHİ OLAYLARI ARAŞTIRAN BİR TARİHÇİ SIRASIYLA HANGİ YÖNTEMLERİ UYGULAR?    1)-KAYNAK ARAMA: ÖNCE OLAYLA İLGİLİ KAYNAKLAR ARANIR. 2)- VERİLERİ TASNİF, TAHLİL VE TENKİT ETME    3)- SENTEZ (BİRLEŞTİRME): KAYNAKLARDAN ELDE EDİLEN BİLGİLER DÜZENLENEREK YAZILMASI SAFHASIDIR.    --COĞRAFYA BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? TARİH OLAYIN GEÇTİĞİ YER'İN FİZİKİ VE BEŞERİ ÖZELLİKLERİNİ COĞRAFYADAN ÖĞRENİR.   --ARKEOLOJİ BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? (KAZI BİLİMİ): TOPRAĞIN VE SUYUN ALTINDA KALMIŞ OLAN TARİHİ ESERLERİ ORTAYA ÇIKARIR.   --KRONOLOJİ BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? (TAKVİM BİLGİSİ): TARİHİ OLAYLARIN ZAMANLARINI BELİRLEYEREK, MEYDANA GELİŞ SIRALARINI DÜZENLER. --PALEOGRAFYA BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? : ESKİ YAZILARIN OKUNMASINI SAĞLAYAN BİLİM DALIDIR. --EPİGRAFYA BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? (KİTABELER BİLİMİ): TAŞ, MERMER GİBİ SERT CİSİMLER ÜZERİNE YAZILAN YAZILARI İNCELER. --SOSYOLOJİ BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? (TOPLUM BİLİMİ): SOSYAL OLAYLARI İNCELER. --ANTROPOLOJİ BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? : TOPLUMLARIN IRK YAPILARINI İNCELER. --FİLOLOJİ BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? :(DİL BİLİMİ): DİLLERİ VE DİLLER ARASINDAKİ BAĞLARI İNCELER. --ETNOGRAFYA BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? : ÖRF,ADET, GELENEK VE GÖRENEKLERİ İNCELER. --DİPLOMATİK: BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? GÜNÜMÜZE KADAR GELMİŞ OLAN RESMİ BELGELERİ, FERMANLARI VB. İNCELER.   --HERALDİK BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? (MÜHÜR BİLİMİ): RESMİ BELGELERDEKİ MÜHÜR, ARMA VE ÖZEL İŞARETLERİ İNCELER. --NÜMİZMATİK BİLİMİ TARİHE NASIL YARDIMCI OLUR? (PARALAR BİLİMİ): ESKİ PARALARI İNCELER. ZAMAN VE TAKVİM --TAKVİM NEDİR? ZAMANI GÜN, AY, YIL OLARAK BELİRLİ BÖLÜMLERE AYIRMA YÖNTEMİDİR. --İNSANLAR ZAMANI ÖLÇERKEN ÖLÇÜ ARACI OLARAK NELERİ KULLAMIŞLARDIR? İNSANLAR ZAMANI ÖLÇERKEN ÖLÇÜ ARACI OLARAK GÜNEŞİ VE AY'I KULLANMIŞLARDIR. --GÜNEŞ YILI TAKVİMİ NEDİR? DÜNYANIN GÜNEŞ ETRAFINDAKİ DÖNÜŞÜNE GÖRE AYARLANMIŞTIR. BİR YIL 365 GÜN 6 SAATTİR. --AY YILI TAKVİMİ NEDİR? AYIN DÜNYA ETRAFINDA 12 KEZ DÖNMESİ ESAS ALINMIŞTIR. (12 X 29.5 =354) --TARİHTE BİLİNEN İLK TAKVİMLERİ KMLER YAPMIŞTIR? TARİHTE İLK GÜNEŞ TAKVİMİ'Nİ MISIRLILAR, İLK AY TAKVİMİ'Nİ SÜMERLER OLUŞTURMUŞLARDIR. --TOPLUMLAR TAKVİMLERİN BAŞLANGICINI NEYE GÖRE BELİRLEMİŞLERDİR? HER TOPLUM KENDİ TAKVİMİNİ OLUŞTURURKEN KENDİLERİ İÇİN ÖNEMLİ SAYDIKLARI BİR GÜNÜ BAŞLANGIÇ OLARAK KULLANMIŞLARDIR. ROMALILAR ROMA'NIN KURULUŞUNU, MÜSLÜMANLAR HİCRETİ, HRİSTİYANLAR HZ.İSA'NIN DOĞUMUNU GİBİ... --TÜRKLERİN KULLANDIKLARI TAKVİMLER NELERDİR? 1)- 12 HAYVANLI TÜRK TAKVİMİ    2)- HİCRİ (KAMERİ) TAKVİM    3)- CELALİ TAKVİMİ    4)- RUMİ TAKVİM: 5)- MİLADİ(MİLAT) TAKVİMİ: --12 HAYVANLI TÜRK TAKVİMİNİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? TÜRKLERİN KULLANDIĞI EN ESKİ TAKVİMDİR. GÜNEŞ YILINI ESAS ALIR .BU        TAKVİMDE HER YIL BİR HAYVAN ADIYLA ANILIYORDU. --HİCRİ (KAMERİ) TAKVİMİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? AY YILINI ESAS ALIR. BAŞLANGIÇ OLARAK HZ. MUHAMMED'İN MEKKEDEN MEDİNE'YE HİCRET ETTİĞİ 622 YILINI ALIR. İSLAMİYET’İ KABUL ETTİKTEN SONRA TÜRKLER BU TAKVİMİ KULLANMAYA BAŞLAMIŞLARDIR. BUGÜN BAYRAM, MEVLİDLER GİBİ DİNİ GÜNLERDE BU TAKVİMİ KULLANMAKTAYIZ. --CELALİ TAKVİMİNİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? BÜYÜK SELÇUKLULAR ZAMANINDA MELİKŞAH TARAFINDAN HAZIRLATILAN BU TAKVİM GÜNEŞ YILINA GÖRE HAZIRLANMIŞTI. BU TAKVİMİN YILBAŞI GÜNÜ 21 MART YANİ NEVRUZ GÜNÜDÜR. --RUMİ TAKVİMİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? OSMANLI’DA RESMİ VE MALİ İŞLERDE KULLANILMAK ÜZERE 1676’DAN İTİBAREN YÜRÜRLÜĞE GİREN TAKVİMDİR. HİCRET BAŞLANGIÇ ALINMIŞ, FAKAT GÜNEŞ YILI ESAS KABUL EDİLMİŞTİR. --MİLADİ(MİLAT) TAKVİMİNİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? GÜNEŞ YILINA GÖRE HAZIRLANMIŞTIR. MISIRLILAR BULMUŞ, ROMALILAR SON ŞEKLİNİ VERMİŞTİR. HZ.İSA’NIN DOĞUMUNU BAŞLANGIÇ ALIR. ONDAN ÖNCESİ MİLATTAN ÖNCE KABUL EDİLİR. 1 OCAK 1926’DAN SONRA BU TAKVİMİ KULLANMAYA BAŞLADIK. --HİCRİ TAKVİMLE MİLADİ TAKVİM ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?      1)- HİCRİ TAKVİM AY YILINI, MİLADİ TAKVİM GÜNEŞ YILINI ESAS ALIR. BU YÜZDEN İKİSİ ARASINDA 11 GÜN FARK VARDIR. 2)- HİCRİ TAKVİMİN BAŞLANGICI PEYGAMBERİN MEKKE’DEN MEDİNE’YE GÖÇ ETTİĞİ 622 YILIDIR. MİLADİ TAKVİMDE İSE BAŞLANGIÇ HZ. İSA'NIN DOĞUM TARİHİ 0 YILIDIR. --HİCRİ TAKVİMDEN MİLADİ TAKVİME ÇEVİRME İŞLEMİ HİCRİ YIL ÷ 33 = X   HİCRİ YIL - X = Y  Y + 622=  SONUÇ --MİLADİ TAKVİMDEN HİCRİ TAKVİME ÇEVİRME İŞLEMİ MİLADİ YIL - 622 = X    X ÷ 33  = Y   X + Y  = SONUÇ --RUMİ TAKVİMDEN MİLADİ TAKVİME ÇEVİRME İŞLEMİ: İKİ TAKVİM ARASINDA 13 GÜN 584 YIL FARK VARDIR. SORU: RUMİ 31 MART 1325 , MİLADİ=?         31 MART 1325    + 13       584       ______________          28 NİSAN 1909 --MİLADİ 29 EKİM 1923 , RUMİ=?        29 EKİM 1923     -  13        584  _______________        16 EKİM 1339 TARİHİN BAŞLANGICI VE DEVİRLERE AYRILMASI --TARİH HANGİ OLAY ESAS ALINARAK İKİYE AYRILMIŞTIR? İNSANIN DÜNYAYA GELMESİ İLE BAŞLAYAN TARİH YAZININ İCADI ESAS ALINARAK İKİYE AYRILMIŞTIR. --TARİH ÖNCESİ DEVİRLER NELERDİR? 1-TAŞ DEVRİ 2-MADEN DEVRİ --TAŞ DEVRİ HANGİ BÖLÜMLERE AYRILIR? 1-ESKİTAŞ (PALEOLİTİK) 2-ORTATAŞ (MEZOLİTİK) 3-CİLALITAŞ (NEOLİTİK) --MADEN DEVRİ HANGİ BÖLÜMLERE AYRILIR? 1-BAKIR-TAŞ 2-TUNÇ 3-DEMİR TARİHİ DEVİRLERİ YAZINIZ. 1-ESKİÇAĞ (İLKÇAĞ) 2-0RTAÇAĞ 3-YENİÇAĞ 4-YAKINÇAĞ --ESKİÇAĞ HANGİ OLAY VE TARİHLER ARASINDA YAŞANMIŞTIR? M.Ö. 3500 YAZININ İCADI – 375 KAVİMLER GÖÇÜ --ORTAÇAĞ HANGİ OLAY VE TARİHLER ARASINDA YAŞANMIŞTIR? 375 KAVİMLER GÖÇÜ – 1453 İSTANBUL’UN FETHİ --YENİÇAĞ HANGİ OLAY VE TARİHLER ARASINDA YAŞANMIŞTIR? 1453 İSTANBUL’UN FETHİ – 1789 FRANSIZ İHTİLALİ --YAKINÇAĞ HANGİ OLAY VE TARİHLER ARASINDA YAŞANMIŞTIR? 1789 FRANSIZ İHTİLALİ – ? --ESKİTAŞ (KABATAŞ) DEVRİNİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? BU DEVRİ YAŞAYAN İNSAN TOPLULUKLARI İLKEL BİR GÖÇEBE HAYAT SÜRMÜŞLERDİR. AĞAÇ KOVUKLARINDA, MAĞARALARDA VE NEHİR YATAKLARINDA YAŞAMIŞLARDIR. İNSANLAR TABİATTA HAZIR BULDUKLARIYLA, AVCILIK VE BALIKÇILIKLA GEÇİNMİŞLERDİR. --TÜRKİYE'DE ESKİ TAŞ DEVRİNE AİT ÖZELLİKLERE NERELERDE RASTLANMIŞTIR? ANTALYA'DA KARAİN,BELDİBİ VE BELBAŞI MAĞARALARI ANADOLU'DA BU DÖNEME AİT ÖNEMLİ MERKEZLERDİR. --ORTATAŞ (YONTMATAŞ) DEVRİ ÖZELLİKLERİ NELERDİR? İNSANLIĞIN TOPLAYICILIK VE AVCILIKTAN ÜRETİME GEÇİŞ YAPTIĞI DÖNEMDİR. HAYVANLAR EVCİLLEŞTİRİLMİŞTİR. --TÜRKİYE'DE ORTATAŞ DEVRİNE AİT ÖZELLİKLERE NERELERDE RASTLANMIŞTIR? ANTALYA'DA BELDİBİ MAĞARASI, GÖLLER YÖRESİNDE BARDİZ, SAMSUN'DA TEKKEKÖY BU DEVRE AİT ÖNEMLİ MERKEZLERDİR. --YENİTAŞ (CİLALI TAŞ)DEVRİ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?              TARIM HAYATI BAŞLAMIŞ,KÖYLER KURULARAK YERLEŞİK HAYATA GEÇİLMİŞTİR. --TÜRKİYE'DE YENİTAŞ DEVRİNE AİT ÖZELLİKLERE NERELERDE RASTLANMIŞTIR? DİYARBAKIR'DA ÇAYÖNÜ, GAZİANTEP'DE SAKÇAGÖZÜ, KONYA'DA ÇATALHÖYÜK ÖNEMLİ MERKEZLERDİR. KALKOLİTİK(TAŞ-BAKIR) DEVRİ NELERDİR? TAŞ DEVRİNİN SONLARINA DOĞRU MADEN KEŞFEDİLMİŞTİR. İLK KULLANILAN MADEN BAKIRDIR. TÜRKİYE'DE KALKOLİTİK DEVİRNE AİT ÖZELLİKLERE NERELERDE RASTLANMIŞTIR? ÇANAKKALE'DE TRUVA, BURDUR'DA HACILAR, YOZGAT'TA ALİŞAR, ÇORUM'DA ALACAHÖYÜK'DÜR. --ANADOLU’DA TARİHİ DEVİRLER NE ZAMAN BAŞLAMIŞTIR? MÖ.2000’DE ANADOLU'DA İLK YAZILI BELGELERİN KAYSERİ YAKINLARINDAKİ KÜLTEPE'DE BULUNMASI İLE TARİH ÇAĞLARI BAŞLADI. ESKİÇAĞLARDA TÜRKİYE VE ÇEVRESİ --ANADOLU (KÜÇÜK ASYA) NEDEN TARİH BOYUNCA BİR ÇOK GÖÇ VE İSTİLAYA UĞRAMIŞTIR? 1- ÜÇ TARAFININ DENİZLERLE ÇEVRİLİ OLUŞU, AVRUPA VE AFRİKA ARASINDA DENİZ VE KARADAN KOLAYCA BAĞLANTI KURULMASI 2- OLUMLU İKLİM ŞARTLARI, VERİMLİ TOPRAKLARI VE BOL SU KAYNAKLARINA SAHİP OLMASI --ANADOLU'DA UYGARLIK NEDEN GELİŞMİŞTİR? 1- GÖÇLER VE İSTİLA AMACIYLA GELEN TOPLULUKLAR SAHİP OLDUKLARI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ ANADOLU'YA TAŞIDILAR. 2- ANADOLU'NUN MISIR, EGE VE YUNAN MEDENİYETLERİNE YAKIN BİR KONUMDA OLMASI BU MEDENİYETLERDEN ETKİLENMESİNİ SAĞLAMIŞTIR. --ANADOLU'DA KURULAN VE ANADOLU’YA HAKİM OLAN UYGARLIKLAR NELERDİR? 1-HİTİTLER, FRİGLER, LİDYALILAR, İYONLAR, URARTULAR (MÖ 2.BİN-MÖ.600 YILLARI ARASINDA) 2-PERSLER (M.Ö 543-333) 3-İSKENDER İMPARATORLUĞU 4-ROMA İMPARATORLUĞU 5-BİZANSLILAR (395-1071) 6-TÜRKLER (1071-....) --MÖ.2.BİN- MÖ.600 YILLARI ARASINDA ANADOLU’DA Kİ MEDENİYETLER NELERDİR? A)-HİTİTLER: B)-FRİGYALILAR C)-LİDYALILAR: (M.Ö. 687 – M.Ö.546 D)-İYONYALILAR E)- URARTULAR: (M.Ö. 900 – M.Ö. 600) --HİTİT TARİHİNİN EN ÖNEMLİ OLAYI NEDİR? HİTİTLER İLE MISIRILAR SURİYE TOPRAKLARI İÇİN YAPTIKLARI SAVAŞ SONUCUNDA KADEŞ ANTLAŞMASINI İMZALADILAR. KADEŞ ANTLAŞMASI TARİHTE BİLİNEN İLK YAZILI ANTLAŞMADIR. --TARİHTE BİLİNEN İLK YAZILI ANLAŞMA NEDİR? KADEŞ ANLAŞMASI --LİDYALILAR NERESİDİR? BUGÜNKÜ GEDİZ VE MENDERES IRMAKLARI ARASINDAKİ BÖLGEYE ESKİ ÇAĞLARDA LİDYA DENİLİYORDU. --İYONYA NERESİDİR? İZMİR KÖRFEZİNDEN, GÜLLÜK KÖRFEZİNE KADAR OLAN BÖLGEYE İYONYA DENİLİRDİ. --ANADOLU'DA KURULAN DEVLETLERDE KRAL HANGİ GÖREVLERİ DE YAPARDI? KRAL HEM BAŞKOMUTAN, HEM BAŞ YARGIÇ, HEM DE BAŞ RAHİPTİ. --HİTİTLERDE KRALIN YETKİLERİ NASIL KISITLANIRDI? HİTİTLERDE ASİLLERDEN OLUŞAN PANKUŞ DENİLEN BİR MECLİS VARDI. BU MECLİS KRALIN YETKİLERİNİ KISITLIYORDU. --HİTİTLERDE KRALDAN SONRA EN YETKİLİ KİŞİ KİMDİR? TAVANANNA DENİLEN KRALİÇEYDİ. --HİTİTLERİN ADALET SEMBOLÜ NEDİR? HİTİTLER, GÜNEŞİ ADALET SEMBOLÜ ALMIŞTI VE DEVLETE KARŞI İŞLENEN SUÇLAR EN BÜYÜK SUÇTU. --FRİGLERDE NEDEN TARIMSAL SUÇLAR EN BÜYÜK SUÇLARDI? FRİGLERDE İSE TARIM TEMEL GEÇİM KAYNAĞI İDİ. --M.Ö.2BİN İLE M.Ö.600 YILLARI ARASINDA ANADOLU HALKI HANGİ SINIFLARA AYRILIRDI? HALK GENELLİKLE ASİLLER, RAHİPLER, HÜRLER, NAMRALAR VE KÖLELER OLARAK SINIFLARA AYRILMIŞTI. --KRAL YOLU NEDİR? LİDYALILAR EGE DENİZİ’NDEN BAŞLAYIP MEZOPOTAMYA’YA UZANAN ÜNLÜ KRAL YOLU’NU OLUŞTURDULAR. --DÜNYADA PARAYI İLK KULLANAN KAVİM KİMLERİDR? DÜNYA’DA PARAYI KULLANAN İLK KAVİMDE LİDYALILAR’DIR. MADENİ PARA YAPMIŞLARDIR. --İYON EDEBİYATININ EN ÖNEMLİ ESERLERİ NELERDİR? HOMEROS'UN "İLYADA VE ODESA DESTANI" DIR. --HİTİTLER TARAFSIZ TARİH YAZICILIĞINA NASIL BİR KTKIDA BULUNMUŞLARDIR? HİTİTLER KRALLARININ HAYATLARINI ANLATAN ANAL ADINI VERDİKLERİ YILLIKLARI HAZIRLAYARAK, TARAFSIZ TARİH YAZICILIĞI'NI BAŞLATMIŞLARDIR. --İYONLAR DÖNEMİNDE YETİŞEN BİLİM VE SANAT ALANINDA Kİ BİLİM ADAMLARI KİMLERDİR? MATEMATİKTE TALES VE PİSAGOR, TARİHTE HEREDOT, TIPTA HİPOKRAT, FELSEFEDE DİOJEN ANADOLU’YA EGEMEN OLAN UYGARLIKLAR --PERSLER ANADOLU’DA YÖNETİMİ KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN NE YAPTILAR? ANADOLU’YU SATRAPLIKLARA (EYALETLERE) AYIRARAK YÖNETİMİ KOLAYLAŞTIRDILAR --HELLENİSTİK MEDENİYET NASIL ORTAYA ÇIKTI? -BY.İSKENDER’İN ASYA SEFERİ SIRASINDA DOĞU VE BATI MEDENİYETİNİN BİRBİRİNİ ETKİLEMESİ SONUCUNDA HELLENİSTİK MEDENİYET ORTAYA ÇIKMIŞTIR. --ROMALILARIN YAPTIĞI VE PEKÇOK DEVLETİN ÖRNEK ALDIĞI KANUNLARIN ADI NEDİR? -ROMA’NIN YAPTIĞI ONİKİ LEVHA KANUNLARI PEK ÇOK DEVLETİN HUKUKUNA TEMEL OLMUŞTUR. --MİLANO FERMANININ ÖNEMİ NEDİR? -ROMALILAR HRİSTİYANLIĞIN YAYILMAMASI İÇİN ÇOK SERT TEDBİRLER ALMIŞLAR FAKAT BAŞARAMAMIŞLARDIR. 313 MİLANO FERMANI İLE HRİSTİYANLIĞI SERBEST BIRAKMIŞLARDIR. --DOĞU ROMA İMP. NE ZAMAN KURULMUŞ VE NE ZAMAN YIKILMIŞTIR? BİZANS İMPARATORLUĞU(DOĞU ROMA İMP.) 395’TE ROMA’NIN İKİYE AYRILMASINDAN SONRA İSTANBUL BAŞKENT OLMAK ÜZERE KURULDU.1453’TE YIKILDI. ESKİ ÇAĞLARDA ANADOLU’NUN ÇEVRESİNDEKİ KÜLTÜR VE MEDENİYETLER --MEZOPOTAMYA NERESİDİR? ESKİ ÇAĞLARDA DİCLE İLE FIRAT NEHİRLERİ ARASINDA KALAN BÖLGEYE DENİRDİ. MEZOPOTAMYA’DA KURULAN MEDENİYETLER 1-SÜMERLER 2-AKADLILAR 3-BABİLLİLER 4-ASURLULAR 5-ELÂMLILAR --MEZOPOTAMYA TARİHİ NE ZAMAN BAŞLAMIŞTIR? -MEZOPOTAMYA TARİHİ ASYA KÖKENLİ OLAN SÜMERLERLE BAŞLAMIŞTIR. --ARAP YARIMADASINDAN MEZOPOTAMYA'YA İLK GELEN SAMİ KÖKENLİ KAVİM KİMDİR? AKADLILAR(M.Ö.4000 – M.Ö.2100) --TARİHTE BİLİNEN İLK BÜYÜK İMPARATORLUĞU KİM KURDU? AKADLAR --MEZOPOTAMYAYA GELEN SON SAMİ KÖKENLİ KAVİM KİMDİR? ASURLULAR(M.Ö.2100 – M.Ö.625) --ASUR ÜLKESİ NERESİDİR? YUKARI MEZOPOTAMYA, İRAN’IN BATISI VE ANADOLU’NUN GÜNEYİ ASUR ÜLKESİDİR. -KULLANDIKLARI YAZIYI GETİREREK ANADOLU’DA TARİHİ DEVİRLERİN BAŞLAMASINI SAĞLAYAN KAVİM KİMDİR? ASURLULAR --MISIR MEDENİYETLERİ NEREDE KURULMUŞTUR?(M.Ö.3000 – M.Ö.525) -KUZEY AFRİKA'DA NİL NEHRİ VE ETRAFINDA KURULMUŞ OLAN BİR MEDENİYETTİR. --MISIR MEDENİYETİ NEDEN KENDİNE ÖZGÜ BİR MEDENİYETTİR? -ETRAFININ ÇÖL VE DENİZLERLE KAPLI OLMASI, DİĞER MEDENİYETLERLE ETKİLEŞİMİNİN DAHA AZ OLMASINA SEBEP OLMUŞTUR. BU YÜZDEN MISIR MEDENİYETİ KENDİNE ÖZGÜ BİR MEDENİYETTİR. --SÜMER ŞEHİR DEVLERİ NASIL YÖNETİLİRDİ? -SÜMERLERİN SİTE DENİLEN ŞEHİR DEVLETLERİNİN BAŞINDA ENSİ VE PATESİ DENİLEN RAHİPLER BULUNURDU. --LUGAL, LUGALKALMA KİME DENİR? -ENSİ BİRKAÇ SİTEYİ ALIRSA LUGAL, BÜTÜN SÜMERE HAKİM OLURSA LUGAL-KALMA DENİRDİ. --FİRAVUN KİMDİR? MISIR’DA KRALLARA FİRAVUN DENİRDİ. BUNLAR KENDİNİ TANRININ OĞLU KABUL EDERLERDİ. --YUNAN ŞEHİRLERİNE NE DENİRDİ? POLİS DENİLEN YUNAN ŞEHİRLERİNİ KRALLAR YÖNETİRDİ. --TARİHTE İLK DÜZENLİ ORDUYU KİMLERİN KURDUĞU KABUL EDİLİR? TARİH İLK DÜZENLİ ORDUYU AKADLARIN KURDUĞU KABUL EDİLİR. -- TARİHTE BİLİNEN İLK YAZILI KANUNLARI KİM YAPMIŞTIR? SÜMER KRALI URUGAKİNA TARİHTE BİLİNEN İLK YAZILI KANUNLARI YAPMIŞTIR. --ALTI BÜYÜK EV NEDİR? MISIR’DA DAVALAR BAKAN EN YÜKSEK MAHKEMEYE ALTI BÜYÜK EV DENİRDİ. ZİGGURAT NEDİR? SÜMERLER ZİGGURATI NEDEN YAPMIŞTIR? -SÜMERLER TANRIYA YAKIN OLMAK İÇİN ÜST ÜSTE KATLARDAN OLUŞAN ZİGGURAT DENİLEN TAPINAKLAR YAPMIŞLARDIR. --MEZOPOTAMYA’DA HALK HANGİ SOSYAL SINIFLARA AYRILIRDI? MEZOPOTAMYA’ DA HALK KRALLAR, RAHİPLER, SOYLULAR, HÜRLER VE KÖLELER OLARAK AYRILIRDI. --MISIR’DA HALK HANGİ SOSYAL SINIFLARA AYRILIRDI? MISIR’DA HALK KATİPLER, RAHİPLER, ASKERLER, ŞEHİRLİLER, ZANAATKARLAR, KÖYLÜLER VE KÖLELER OLARAK AYRILMIŞTIR. --TARİHİ DEVİRLERİ KİMLER, NASIL BAŞLATTILAR? SÜMERLER M.Ö.3500’DE YAZIYI BULARAK TARİHİ DEVİRLERİ BAŞLATTILAR. --SÜMERLERİN DESTANLARI NELERDİR? EN ÜNLÜ SÜMER DESTANLARI GILGAMIŞ, TUFAN VE YARADILIŞ DESTANLARIDIR. --MISIRLILARIN KULLANDIĞI RESİM YAZISINA NE DENİRDİ? MISIRLILAR HİYEROGLİF DENİLEN RESİM YAZISI KULLANIRLARDI. --BUGÜNKÜ KULLANDIĞIMIZ ALFABEYİ KİMLER BULMUŞTUR? -FENİKELİLER 22 HARFTEN OLUŞAN ALFABEYİ BULARAK DÜNYA TARİHİNE BÜYÜK KATKI YAPMIŞLARDIR. --SÜMERLER’İN BİLİM ALANINDA Kİ ÖNEMLİ BULUŞLARI NELERDİR? -SÜMERLER ZİGGURATLARI GÖZLEM EVİ OLARAK KULLANDILAR. AY VE GÜNEŞ TUTULMALARINI HESAPLADILAR. YILI 360 GÜN HESAPLADILAR. DÖRT İŞLEMİ, UZUNLUK VE AĞIRLIK ÖLÇÜLERİNİ BULDULAR. --MISIRLILARIN ASTRONOMİ, GEOMETRİ VE TIP BİLİMİNİ GELİŞTİRMELERİNE SEBEP OLAN OLAYLAR NELERDİR? MISIRLILAR NİL’İN TAŞMA ZAMANINI HESAPLARKEN ASTRONOMİYİ, SINIRLARI BELİRLERKEN GEOMETRİYİ GELİŞTİRDİLER.Pİ SAYISINI BULDULAR VE MUMYACILIK İLE TIP’I GELİŞTİRDİLER. --YUNAN MEDENİYETİNDE Kİ ÖNEMLİ BİLİM ADAMLARI KİMLERDİR? -YUNAN MEDENİYETİNDE ÖNEMLİ BİLİM ADAMLARI YETİŞMİŞTİR. SOKRATES, PLATON, ARİSTO(FELSEFE), HEREDOT, TUKİDİTES, KSENEFON(TARİH) HİPOKRAT(TIP), PİSEGOR, TALES(M) TAHMİNEN 1. YAZILI SONU 2. YAZILI BAŞLANGICI 3.ÜNİTE 1)TÜRK ADININ ANLAMI VE KÖKENİNİ YAZINIZ. 1)- ZİYA GÖKALP'E GÖRE; TÖRE KELİMESİNDEN GELİR. BUNA GÖRE TÜRK DEMEK "TÜRELİ= NİZAMLI, GELENEKLERİNE BAĞLI" DEMEKTİR. 2)- DANİMARKALI BİLGİN WAMBERY'E GÖRE TÜREMEKTEN(TÜRÜK) GELİR. BUNA GÖRE TÜRK DEMEK TÜREMİŞ, ÇOĞALMIŞ DEMEKTİR. 3)- KAŞGARLI MAHMUT'UN "DİVAN-I LÜGATIT TÜRK" ADLI ESERİNDE TÜRK DEMEK "OLGUNLUK ÇAĞI" DEMEKTİR. 4)- GENEL OLARAK TÜRK DEMEK, GÜÇLÜ,KUVVETLİ MANASINDA KABUL EDİLİR. 2)TÜRK ADINI İLK HANGİ DEVLET KULLANMIŞTIR? TÜRK ADINI İLK KEZ GÖKTÜRK DEVLETİ KULLANMIŞTIR. 3)TÜRKLERİN İLK YERLEŞTİKLERİ YER –TÜRKLERİN ANAYURDU – NERESİDİR? TÜRKLERİN ANAYURDU TÜRKİSTAN YANİ ORTA ASYA’DIR. 4)TÜRKLERİN ANAYURDUNUN SINIRLARINI YAZINIZ. TÜRKİSTAN’IN SINIRLARI DOĞU’DA KİNGAN DAĞLARI, BATI’DA HAZAR DENİZ’İ VE ARAL GÖLÜ, KUZEYDE SİBİRYA STEPLERİ, GÜNEYDE HİMALAYA DAĞLARI VE KARANLIK DAĞLAR İLE ÇEVRİLİDİR. 5)TÜRKLERİN ORTA ASYA’DAN GÖÇLERİNİN SEBEPLERİNİ YAZINIZ. 1)- NÜFUS ARTIŞI VE TOPRAKLARIN YETERSİZ KALIŞI, 2)- OLUMSUZ İKLİM ŞARTLARI(KURAKLIK, ŞİDDETLİ KIŞLAR) 3)- KENDİ ARALARINDA VE DİĞER KAVİMLERLE OLAN MÜCADELELER 4)- SALGIN HASTALIKLAR 5)- TÜRKLERİN CİHAN HAKİMİYETİ DÜŞÜNCESİ(GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERDEN, BATTIĞI YERE KADAR HER YERİ FETHETME ARZUSU) 6)TÜRKLERİN GÖÇ ETTİKLERİ YÖNLER NERELERDİR? KUZEYE GİDENLER; SİBİRYA'YA DOĞUYA GİDENLER; ÇİN VE UZAKDOĞU ÜLKELERİNE GÜNEYE GİDENLER; HİNDİSTAN, AFGANİSTAN VE ÇİN'E BATIYA GİDENLER; İKİ YOL İZLEMİŞLERDİR. BİR KISMI HAZAR DENİZİNİN KUZEYİNDEN KARADENİZ'İN KUZEYİNE VE AVRUPA'YA; DİĞER KISMI İSE HAZAR DENİZİNİN GÜNEYİNDEN İRAN, IRAK, SURİYE, MISIR VE ANADOLU'YA GÖÇ ETMİŞLERDİR. 7)TÜRKLERİN TÜRKİSTAN (ORTA ASYA)’DAN GÖÇLERİN SONUÇLARI NEDİR? 1)- TÜRK KÜLTÜR VE MEDENİYETİ DÜNYANIN DEĞİŞİK BÖLGELERİNE TAŞINMIŞTIR. 2)- GÖÇ ETMEYİP, ORTA ASYA'DA KALAN TÜRKLER, İLK TÜRK DEVLETİ OLAN "ASYA HUN DEVLETİ" Nİ KURMUŞLARDIR. 3)- GÖÇ EDEN TÜRK BOYLARI GİTTİKLERİ YERLERDE YENİ TÜRK DEVLETLERİ KURARLARKEN, ORALARDAKİ BAZI DEVLETLERİ DE YIKTILAR. 8)SAKALAR (İSKİTLER)’İN İK YERLEŞTİKLERİ YERLER NERELERDİR? M.Ö. ALTAY DAĞLARI CİVARINDA YAŞAYAN İSKİTLER M.Ö.600’LÜ YILLARDA KARADENİZ’İN KUZEYİNE YERLEŞTİLER. 9)SAKA YA DA İSKİTLER İSİMLERİNİ NEREDEN ALMIŞLARDIR? SAKA ADINI ONLARA İRANLILR, İSKİT ADINI DA YUNANLILAR VERDİ. 10)İSKİT TARİHİNİ NEREDEN ÖĞRENMEKTEYİZ? TARİHİNİ İRANLI ŞAİR FİRDEVSİ’NİN ŞEHNAME İSİMLİ ESERİNDEN ÖĞRENMEKTEYİZ. BU ESERDEKİ AFRESYAB’IN ÜNLÜ TÜRK HÜKÜMDARI ALP ER TUNGA OLDUĞU KESİNDİR. ÇEŞİTLİ DIŞ BASKILAR İLE İKİYE AYRILDILAR. ASYA VE AVRUPAYA GÖÇ ETTİLER. 11)İSKİTLERİN YAŞANTILARININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR? İSKİTLER TARİHİN İLK ATLI KAVİMLERİNDENDİR. BİR KISMI YERLEŞİK HAYATA GEÇMİŞSE DE GÖÇEBE OLANLAR ONLARI HOR GÖRMÜŞTÜR. İSKİTLERİN EKONOMİLERİ KOYUN VE SIĞIR AĞIRLIKLI HAYVANCILIĞA DAYANMAKTAYDI. HAYAT TARZLARI HUNLARA BENZEYEN İSKİTLER ÖLÜLERİNİ AT VE SİLAHLARI İLE GÖMERLERDİ. 12)TÜRKLERİN ORTAASYA’DA KUTRDUKLARI BİLİNEN İLK TEŞKİLATLI TÜRK DEVLETİ’NİN ADI NEDİR) BÜYÜK HUN DEVLETİ TARİHTE BİLİNEN İLK TEŞKİLATLI TÜRK DEVLETİDİR. ASYA HUN DEVLETİ’NİN KURDUĞU TEŞKİLAT YAPISI O YIKILDIKTAN SONRA DA TÜRK DEVLETLERİ TARAFINDAN KULLANIMIŞTIR. 13)ASYA HUN DEVLETİ NEREDE KURULMUŞTUR? ASYA HUN DEVLETİ, KUTSAL ÖTÜKEN’İ MERKEZ YAPARAK ORHUN VE SELENGA NEHİRLERİ ÇEVRESİNDE KURULMUŞTUR. 14)ÇİNLİLER ÇİN SEDDİNİ HANGİ TÜRK DEVLETİNDEN KORUNMAK İÇİN YAPMIŞLARDIR? ÇİNLİLER HUN TÜRKLERİNDEN KORUNMAK AMACIYLA SURLARI BİRLEŞTİREREK ÇİN SEDDİNİ OLUŞTURMUŞLARDIR 15)ASYA HU DEVLETİ’NİN KURUCUSUNUN ADI NEDİR? HUNLARIN BİLİNEN İLK HÜKÜMDARI TEOMAN’DIR. 16)METE HAN’IN ÇİN’İ TAMAMEN ALMAK YERİNE SADECE VERGİYE BAĞLAMA SEBEBİ: 1-KALABALIK ÇİN NÜFUSU İÇİNDE TÜRKLERİN YOK OLABİLECEĞİ DÜŞÜNCESİ 2-ÇİN’İN TÜRK TOPRAKLARINDA RAHATÇA DOLAŞARAK CASUSLUK FAALİYETLERİNDE BULUNABİLECEK OLMASI 17) DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ: 1-ÇİN VERGİYE BAĞLANDI. 2-TÜRK SOYUNDAN GELENLERİ BİR BAYRAK ALTINDA TOPLADI. 3-ASYA HUN DEVLETİ EN GENİŞ SINIRLARA ULAŞTI VE EN PARLAK DÖNEMİNİ YAŞADI. 4-ONUN KURDUĞU ORDU VE DEVLET TEŞKİLATI BÜTÜN TÜRK DEVLETLERİNCE ÖRNEK ALINDI. 18)KİOK’UN SOYUNA BIRAKTIĞI DEVLETİN YIKIMINA SEBEP OLACAK OLAN KÖTÜ ALIŞKANLIK NEDİR? ANCAK KENDİSİNDEN SONRA GELECEK OLANLARA KÖTÜ BİR ALIŞKANLIK BIRAKTI. ÇİNLİ PRENSESLERLE EVLENME ALIŞKANLIĞI 19)ÇİN’İN TÜRKLERLE DEVAMLI MÜCADELE ETMESİNİN TEMEL SEBEPLERİ İÇ ASYA-İRAN ÜZERİNDEN AKDENİZ KIYILARINA ULAŞAN MEŞHUR -İPEK YOLU -NU TAMAMEN ELE GEÇİRMEK 20)ÇİN’İN İPEK YOLUNU ELE GEÇİRMEK VE TÜRK DEVLETİNİ YIKMAK İÇİN YAPTIĞI FAALİYETLER 1-ÇİNLİ PRENSESLERLE HUN DEVLETİ İÇİNDE KARIŞIKLIK ÇIKARMAK 2-ÇİNLİ PRENSESLERİN HİMAYESİNDE OLAN ELÇİ VE HİZMETÇİLERE CASUSLUK YAPTIRMAK 3-LÜKS EŞYA VE İPEKLE TÜRKLERİ RAHATA ALIŞTIRMAK 21)KAVİMLER GÖÇÜ-375 NEDİR? HUN TÜRKLERİNİN KARADENİZ’İN KUZEYİNE GEÇMESİ İLE BİRLİKTE BU BÖLGEDE YAŞAYAN BARBAR KAVİMLERİN KORKU VE PANİK İÇİNDE BİRBİRLERİNİ AVRUPA’YA DOĞRU İTEREK YER DEĞİŞTİRMESİNE KAVİMLER GÖÇÜ DENİR. BARBAR KAVİMLER ROMA İMP. SINIRLARINA GİRDİLER VE ROMA’NIN DÜZENİNİ BOZDULAR. 22)KAVİMLER GÖÇÜ’NÜN SONUÇLARINI YAZINIZ. 1-ROMA İMP.; DOĞU VE BATI ROMA İMP. OLMAK ÜZERE İKİYE AYRILDI.(395). BATI ROMA İMP. 476 YILINDA BU GERMEN KAVİMLERİ TARAFINDAN YIKILDI. 2- AVRUPA'NIN ETNİK YAPISI DEĞİŞTİ. (GERMEN KAVİMLERİNİN AVRUPA'DAKİ YERLİ KAVİMLERLE KARIŞMASI SONUCU YENİ MİLLETLER ORTAYA ÇIKTI.) 3- TÜRKLER AVRUPA'DA AVRUPA HUN, AVAR, MACAR VE BULGAR DEVLETLERİNİ KURDULAR. 4- İNGİLTERE, FRANSA, İSPANYA GİBİ AVRUPA DEVLETLERİNİN TEMELİ ATILDI. 5- AVRUPA'DA KRALLAR GÜÇ KAYBETTİ. FEODALİTE (DEREBEYLİK) REJİMİ ORTAYA ÇIKTI. 6-BU OLAY İLK ÇAĞIN SONU, ORTAÇAĞIN BAŞLANGICI KABUL EDİLİR. 23)AVRUPA HUN DEVLETİNİ KİMLER KURMUŞTUR) BALAMİR KOMUTASINDA AVRUPA’YA GİREN HUNLAR ULDIZ’LA MACARİSTAN’I ALIP DEVLET KURDULAR. 24)AVRUPA HUN DEVLETİ’DE ULDIZ ZAMANINDA BELİRLENEN DIŞ PLİTİKASI NEDİR? 1-BİZANS BASKI ALTINDA TUTULACAK. 2-GERMEN KAVİMLERİNE KARŞI BATI ROMA İMP.İLE İŞBİRLİĞİ YAPILACAK. ULDIZ VE RUA DÖNEMLERİNDE BU POLİTİKAYA DEVAM EDİLDİ. BİZANS VERGİYE BAĞLANDI. 25)AVRUPA HUN DEVLETİ’NİN EN PARLAK VE GÜÇLÜ DÖNEMİ HANGİ DÖNEMDİR? ATTİLA DÖNEMİDİR. 26)ATTİLA’NIN BİZANLS YAPTIĞI MÜCADELEYİ YAZINIZ. AMCASI RUA’DAN DEVLET YÖNETİMİNİ İYİ ÖĞRENEN ATTİLA DEVLETİ KARDEŞİ BLEDA İLE YÖNETTİ. ATTİLA BİZANS ÜZERİNE YAPTIĞI ÜÇ SEFERLE BİZANS’I KIPIRDAYAMAZ HALE GETİRDİ. YAPILAN MARGOS VE ANOTOLYOS ANTLAŞMALARI İLE ALDIĞI VERGİYİ ÖNCE İKİ, SONRA ÜÇ KATINA ÇIKARDI. 27)ATTİLA NE ZAMAN BATI ROMA ÜZERİNE YÜRÜMEYE KARAR VERDİ? BİZANS’IN İYİCE YIPRATILDIĞINI VE ARTIK HUN DEVLETİ’NE ZARAR VEREMEYECEĞİNİ ANLAYAN ATTİLA POLİTİKA DEĞİŞTİRDİ VE BATI ROMA ÜZERİNE YÜRÜDÜ. 28)ATTİLA'NIN BATI ROMA SEFERLERİNİ YAZINIZ. 1- GALYA SEFERİ(451): BATI ROMA ORDUSUYLA KATALON SAVAŞINI YAPTI. KESİN SONUÇ ALINAMADI. ANCAK ÇOK ZARAR VERİLDİ. 2- İTALYA SEFERİ: BİR YIL SONRA 452'DE ATTİLA İKİNCİ SEFERE ÇIKTI. BU DEFA ROMA ORDUSU 29)BATI ROMA ATTİLA İLE SAVAŞMAMK İÇİN NE YAPMIŞTIR? ATTİLA'NIN KARŞISINA ÇIKMAYA CESARET EDEMEDİ. ROMALILAR PAPAYI ATTİLA'YA ELÇİ OLARAK GÖNDERDİLER. PAPAYLA GÖRÜŞEN ATTİLA ROMA'YA GİRMEKTEN VAZGEÇEREK GERİ DÖNDÜ. 30)ATTİLA’DAN SONRA DAĞILAN BATI HUNLARI NE YAPTILAR? ATTİLA’NIN 453’TE ÖLÜMÜNDEN SONRA OĞULLARI DEVLETİ İDARE EDEMEDİLER VE DAĞILDILAR. ÜÇE BÖLÜNEN AVRUPA HUNLARININ BİRİNCİ KISMI, KARADENİZ’İN KUZEYİNE YERLEŞTİ, İKİNCİ KISMI, ORTA ASYA’YA GERİ DÖNDÜ, ÜÇÜNCÜ KISMI DA AVRUPA’YA GİRMEYE ÇALIŞAN AVAR TÜRKLERİNE KATILDILAR. GÖKTÜRKLER 1.GÖKTÜRK DEVLETİ 552-630 31)GÖKTÜRK DEVLETİ’NİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? 1-TARİHTE TÜRK ADIYLA KURULAN İLK TÜRK DEVLETİDİR. 2-GÖKTÜRK’LERDE DEVLET VE MİLLET OLMA BİLİNCİ EN ÜST NOKTAYA ULAŞMIŞTIR. 3-ORTA ASYA’DA EN GENİŞ TOPRAKLARA SAHİP OLAN TÜRK DEVLETİDİR. 32)GÖKTÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE NASIL ÇIKMIŞLARDIR? HUN DEVLETİ’NİN YIKILMASI İLE GÖKTÜRKLER ALTAY DAĞLARININ DOĞUSUNA ÇEKİLDİLER. BURADA AVAR’LARA SİLAH YAPARAK YAŞIYORLARDI. 552’DE BUMİN KAĞAN AVAR’LARA KARŞI SAVAŞARAK BAĞIMSIZ OLDU. 33)İSTEMİ YABGU DEVLETİ GELİŞTİRMEK İİN NELER YAPMIŞTIR? DEVLETİN KURULUŞUNDAN İTİBAREN BATI BÖLGELERİNİ YÖNETMEYE BAŞLADI. KISA ZAMANDA DEVLETİN TOPRAKLARINI BATIDA AKHUN VE SASANİ SINIRLARINA KADAR GENİŞLETTİ. ÖNCE SASANİLERLE ANLAŞARAK AKHUN’LARI ORTADAN KALDIRIP BÖLGENİN İPEK TİCARETİNİ ELE GEÇİRDİ. DAHA SONRA; BİZANS’LA ANLAŞARAK SASANİLERİN BÖLGEDEKİ ETKİNLİĞİNİ SONA ERDİRDİLER. 34)İSTEMİ YABGU’NUN GÖKTÜRK DEVLETİ’NE KATKILARINI YAZINIZ. 1-SINIRLARI GENİŞLETEREK BATI BÖLGELERİNİ TÜRKLEŞTİRDİ. 2-BATI İPEK YOLU TİCARETİNİ GÖKTÜRK EGEMENLİĞİNE ALDI. 35)GÖKTÜRK DEVLETİ NASIL ZAYIFLAYIP İKİYE AYRILMIŞTIR? MUKAN KAĞAN’IN ÖLMESİ İLE YERİNE TAPO KAĞAN OLDU.572 TAPO ÇİNLE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRDİĞİ GİBİ LÜKS TÜKETİM MALLARINI ÜLKEDE YAYGINLAŞTIRDI. BUNUNLA BİRLİKTE TAPO BUDİZM’İ DE KABUL EDEREK HALKIN TEPKİSİNİ ÇEKTİ. BU ARADA İSTEMİ YABGU’DA ÖLDÜ YERİNE TARDU YABGU OLDU. TARDU’DA TAPO’YA TEPKİ GÖSTEREREK KAĞANLIĞINI KABUL ETMEDİ VE MÜCADELE ETTİ. TAPO’DAN SONRA KAĞAN OLAN İŞBARA DÖNEMİNDE DE MÜCADELE SÜRDÜ. ÇİN’DE İŞBARA’YI DEĞİL TARDU’YU KAĞAN KABUL EDİNCE DEVLET İKİYE AYRILDI.582 36)KUTLUK DEVLETİ NASIL KURULMUŞTUR? 682 YILINDA AŞİNA SOYUNDAN KUTLUK ÇİN’E KARŞI MÜCADELEYİ KAZANARAK DEVLETİ KURDU. KURUCUSUNDAN DOLAYI DEVLETE KUTLUK DENİLDİ. GÖKTÜRKLERİN DEVAMI OLDUĞU İÇİN 2.GÖKTÜRK’TE DENİR. 37)KUTUK KAĞAN’A NEDEN -İLTERİŞ- ÜNVANI VERİLMİŞTİR? KUTLUG KAĞAN'A İL'İ=DEVLETİ DERLEYİP TOPLAYAN MANASINA İLTERİŞ ÛNVANI VERİLDİ. 38)KAPGAN KAĞAN’IN DIŞ POLİTİKASININ TEMEL ESASLARI NELERDİR? 1-ÇİN’İ BASKI ALTINDA TUTMAK 2-ÇİN’DE DAĞINIK YAŞAYAN TÜRKLERİ BİR DEVLET ALTINDA TOPLAMAK 3-ASYA’DA Kİ TÜRKLERİ GÖKTÜRK BAYRAĞI ALTINDA BİRLEŞTİRMEK 39)KAPGAN KAĞAN NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ? KAPGAN KAĞAN’IN MERKEZİ VE SERT POLİTİKASI, ÇİN’İN KIŞKIRTMALARI İLE BİRLEŞİNCE İÇ İSYANLAR ÇIKTI. KAPGAN KAĞAN İÇ İSYANLARDAN OĞUZ İSYANINI SONA ERDİRMEKTEN DÖNERKEN ÖLDÜRÜLDÜ. 716 40)BİLGE KAĞAN DEVLETİ KİMLERLE BİRLİKTE YÖNETTİ? BU DÖNEMDE DEVLETİ BİLGE KAĞAN, KÜL TİGİN VE TONYUKUK BERABER YÖNETTİLER. BİLGE KAĞAN OLURKEN KÜL TİGİN KOMUTAN OLDU. TONYUKUK’TA VEZİRLİĞE DEVAM ETTİ. 41)GÖKTÜRK KİTABELERİ HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ. BİLGE KAĞAN; KÜL TİGİN VE TONYUKUK ADINA KİTABELER DİKTİRDİ. 734 YILINDA BİLGE KAĞAN ÖLÜNCE ONUN ADINA DA DİKİLECEK OLAN KİTABELERE GÖKTÜRK KİTABELERİ DENİR. BU KİTABELER TÜRK TARİHİNİN VE TÜRK EDEBİYATININ İLK YAZILI ESERLERİDİR. 42)GÖKTÜRK DEVLETİ’Nİ KİMLER YIKTI? BUNDAN YARARLANAN BASMİL, KARLUK VE UYGUR TÜRKLERİ BİRLEŞEREK GÖKTÜRK DEVLETİ’Nİ YIKTILAR. 742 43)ORTA ASYA’DA KURULAN SON BÜYÜK TÜRK DEVLETİ’NİN ADI NEDİR? -UYGURLAR ORTA ASYA’DA KURULAN SON BÜYÜK TÜRK DEVLETİ’DİR. 44)MOYEN-ÇOR DÖNEMİNİN EN ÖNEMLİ OLAYI NEDİR? -BU DÖNEMİN EN ÖNEMLİ OLAYI 751 TALAS SAVAŞI’DIR. BU SAVAŞTA TÜRKLER ARAPLARIN TARAFINI TUTMUŞLARDIR. -BÖYLECE TÜRKLER HEM İSLAM’LA TANIŞMIŞ, HEM DE ÇİNLİLERE ÜSTÜNLÜK SAĞLAMIŞLARDIR. 45)BÖGÜ KAĞAN DÖNEMİNDE UYGUR TÜRKLERİ MANİ DİNİ İLE NASIL TANIŞTI? BÖGÜ KAĞAN 762’DE TİBETLİLERİN SALDIRISINA UĞRAYAN ÇİN’İN YARDIM İSTEĞİ ÜZERİNE ÇİN’E GİRDİ. GERİ DÖNERKEN YANINDA DÖRT MANİ RAHİBİNİDE ÜLKESİNE GETİRDİ VE MANİ DİNİNİN YAYILMASINA SEBEP OLDU. 46)MANİ DİNİ UYGUR TÜRKLERİNİ NASIL ETKİLEMİŞTİR? MANİ DİNİ HAYVANİ GIDALARI YEMEYİ YASAKLIYORDU. BU TÜRKLERİN MÜCADELECİ VE SAVAŞÇI RUHUNA UYMUYORDU. DİNİN ETKİSİ İLE TARIM YAPIP YERLEŞİK HAYATA GEÇTİLER. BU DA UYGURLARIN ZAYIFLAMASINA SEBEP OLDU. 47)BAGA TARKAN DÖNEMİNDE UYGURLARIN İYİCE ZAYIFLAMALARININ NEDENLERİ NE OLMUŞTUR? MANİ DİNİNİN ETKİSİNE, İÇ KARIŞIKLIKLAR VE ÇİN OYUNLARI DA EKLENİNCE UYGURLAR İYİCE ZAYIFLADI. 48)UYGURLARI KİMLER YIKTI? 840 YILINDA UYGUR DEVLETİ’NE KIRGIZLAR SON VERDİ. BİR KISMI KANSU BÖLGESİNE, BAZILARI DA DOĞU TÜRKİSTAN’A GÖÇ ETTİ. 49)UYGURLARIN GENEL ÖZELLİKLERİNİ YAZINIZ. 1-YERLEŞİK HAYATA GEÇEN İLK TÜRK KAVMİ UYGURLAR OLMUŞTUR. (MANİ DİNİNİN ETKİSİYLE) 2-YERLEŞİK HAYATA GEÇTİKLERİ İÇİN MEDENİYET ALANIDA DİĞER TÜRKLERDEN İLERİDİRLER. 3-TÜRKLER ARASINDA KAĞIT VE MATBAAYI İLK UYGURLAR KULLANMIŞTIR. 4-UYGURLAR, MOĞOL EGEMENLİĞİNDE İKEN MÜSLÜMAN OLDULAR. MOĞOLLARI TÜRKLEŞTİRDİLER. 5-TÜREYİŞ VE GÖÇ DESTANLARI UYGUR TÜRKLERİNE AİTTİR. 50)JUAN JUAN’LAR KİMDİR? ÇİN KAYNAKLARI AVARLARA JUAN- JUAN DEMEKTEDİR. 51)AVARLAR NEDEN BATIYA DOĞRU İLERLEDİLER? 552 YILINDA ORTA ASYA'DAKİ AVAR İMPARATORLUĞUNA GÖKTÜRKLER SON VERİNCE, BATIYA DOĞRU İLERLEDİLER. 52)SLAVLARIN BALKAN VE AVRUPAYA İNMESİNİ SAĞLAYAN TÜRK TOPLULUĞU HANGİSİDİR? SLAV TOPLULUKLARININ GÖÇ ETMESİNE NEDEN OLARAK, BUNLARIN DOĞU AVRUPA VE BALKANLARA İNMESİNİ SAĞLADILAR. BÖYLECE BALKANLARIN SLAVLAŞMASINDA ETKİLİ OLDULAR. 53)İSTANBUL’U İLK KUŞATAN TÜRK KAVMİ HANGİSİDİR? 619’DA TEK BAŞINA, 629’DA DA SASANİLERLE ANLAŞARAK İSTANBUL'U KUŞATAN İLK TÜRK KAVMİ OLDULAR. 54)AVARLARIN TARİHTE Kİ ÖNEMLERİNİ YAZINIZ. 1-İSTANBUL’U KUŞATAN İLK TÜRK KAVMİDİR. 2-BALKANLARDA SLAV MİLLETİNİN OLUŞMASINI SAĞLADILAR. 3-TÜRK KÜLTÜRÜNÜ VE SAVAŞÇILIĞINI AVRUPA’YA YAYDILAR. 55)HANGİ TÜRK TOPLULUĞUNA BULGAR DENİR? BATI HUNLARI VE OĞUZ TÜRKLERİNİN KARIŞMASIYLA ORTAYA ÇIKAN TÜRK TOPLULUĞUNA BULGAR DENİR. (BULGAR KELİMESİ KARIŞMAK ANLAMINDADIR.) 56)AVARLARDAN SONRA İSTANBUL’U KUŞATAN İKİNCİ TÜRK TOPLULUPU HANGİSİDİR? TUNA BULGAR DEVLETİ (AVARLARDAN SONRA BİZANS'I KUŞATAN 2. TÜRK KAVMİDİR.) 57)HAZAR KAĞANLIĞI NERDE KURULDU? KUZEY KARADENİZ VE KAFKASLAR ARASINDAKİ BÖLGEDE GÖKTÜRK DEVLETİNİN YIKILMASIYLA HAZAR KAĞANLIĞI KURULDU. 58)YAHUDİLİĞİN YAYILDIĞI TEK TÜRK DEVLETİ HANGİSİDİR? YÖNETİCİLERİNİN YAHUDİLİĞİ BENİMSEDİĞİ HAZARLAR YAHUDİLİĞİN YAYILDIĞI TEK TÜRK DEVLETİ’DİR. 59)HAZAR BARIŞI ÇAĞI NEDİR? HAZARLARIN HAKİM OLDUĞU, HOŞGÖRÜ VE GÜVEN ORTAMININ OLUŞTURULDUĞU, DÖNEME HAZAR BARIŞI ÇAĞI DENİLİR. 60)HZ.OSMAN DÖNEMİN DE MÜSLÜMAN ORDULARINI DURDURARAK, MÜSLÜMAN ARAPLARLA SAVAŞAN İLK TÜRK KAVMİ HANGİSİDİR? 61)MACAR KAVMİ NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR? PEÇENEKLERİN BASKISIYLA URAL-İTİL BÖLGESİNDEN BATIYA DOĞRU GÖÇ ETTİLER. FİN UGOR KAVMİ İLE OGUR TÜRKLERİNİN KARIŞMASIYLA MACAR KAVMİ ORTAYA ÇIKMIŞTIR. 62)MACARLARIN TARİHTE Kİ ÖNEMİ: 1-ALMANLARIN (GERMENLERİN) DOĞUYA DOĞRU YAYILMASINI ENGELLEYEREK, BALKANLARDA Kİ SLAVLARIN GERMENLEŞMESİNİ ÖNLEDİLER. 2-AVRUPA’YA TÜRK KÜLTÜRÜNÜN YAYILMASINI SAĞLADILAR. 63)PEÇENEKLER NERELERDE YAŞAMIŞLARDIR? KARADENİZ'İN KUZEYİNDE VOLGA VE TUNA NEHİRLERİ ARASINDAKİ BÖLGEYE YERLEŞTİLER. BOY VE OYMAKLAR HALİNDE YAŞAMIŞLAR, TEŞKİLATLI BİR DEVLET KURAMAMIŞLARDIR. EDİRNE VE TRAKYA'NIN MARMARA KIYILARINA KADAR OLAN TOPRAKLARI BİZANS'TAN ALDILAR. 64)PEÇENEKLERİN TARİHTE Kİ ÖNEMİ: 1-KİEV PRENSLİĞİNİ YENEREK, RUSLARIN KARADENİZ'E İNMELERİNİ ENGELLEDİLER. 2-1071 MALAZGİRT SAVAŞINDA BİZANS ORDUSUNDAYDILAR. ANCAK SELÇUKLULARIN KENDİLERİ GİBİ TÜRK OLDUKLARINI ANLAYINCA SELÇUKLU ORDUSU SAFLARINA KATILDILAR. 3-İLK TÜRK DENİZCİSİ ÇAKA BEY, PEÇENEKLERLE TEMAS KURARAK BERABER ANADOLU VE RUMELİ'DEN İSTANBUL'U KUŞATMAK İSTEMİŞTİR. 65)KIPÇAKLAR BALKANLARA NASIL GİRDİLER? MOĞOLLARIN BASKISIYLA BALKAŞ GÖLÜ ETRAFINDAN VOLGA'YI AŞARAK AVRUPA'YA VE BALKANLARA GİRMİŞLERDİR. 66)KIPÇAKLARIN TARİHTE Kİ ÖNEMİ NEDİR? 1-PEÇENEKLERLE BİRLİKTE HAREKET EDEREK RUSLARIN KARADENİZ’E İNMESİNİ ENGELLEDİLER. 2-KIPÇAKLARIN; KARADENİZ'İN KUZEYİNDE HAKİM OLDUKLARI TOPRAKLARA "KIPÇAK BOZKIRLARI" DENİLMEKTEDİR. 3-KIPÇAKLARIN OĞUZ TÜRKLERİYLE YAPTIĞI MÜCADELELER DEDE KORKUT HİKAYELERİ'NİN ORTAYA ÇIKMASINA SEBEP OLMUŞTUR. 4-MACARİSTAN'A GİDEN KIPÇAKLAR ROMEN DEVLETİNİN KURULMASINDA ETKİLİ OLMUŞLARDIR. 67) OĞUZLAR’IN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ NEDİR? TÜRK MİLLETİNİN; EN KALABALIK VE TARİHTE SİYASET, KÜLTÜR VE MEDENİYET ALANINDA EN BÜYÜK ROLÜ OYNAYAN KOLUDUR. 68)24 OĞUZ BOYU NEDİR? OĞUZ KAĞAN’IN; GÜN, AY, YILDIZ (ÜÇOKLAR) VE GÖK, DAĞ, DENİZ (BOZOKLAR) ADLI OĞULLARININ SOYUNDAN GELEN 24 OĞUZ BOYU VARDIR. 69)TARİHTE OĞUZLARIN KURDUĞU DEVLETLER HANGİLERİDİR? BÜYÜK SELÇUKLU, ANADOLU SELÇUKLU, OSMANLI, AKKOYUNLU, KARAKOYUNLU VE SAFEVİ DEVLETLERİ OĞUZ DEVLETLERİDİR. 70)GÜNÜMÜZDE OĞUZ SOYUNDAN GELENLERİN KURDUĞU DEVLETLER HANGİLERİDİR? TÜRKİYE, TÜRKMENİSTAN, AZERBAYCAN, KIBRIS, İRAN, IRAK VE BALKANLARDA Kİ TÜRKLER OĞUZ SOYUNDANDIR. 71)SİBİRLER-SABARLAR-SABİRLER KAFKASLAR’IN NE ZAMAN YERLEŞTİLER? SİBİRLER, VI. YÜZYIL BAŞLARINDA AVARLARIN BASKISIYLA BATIYA GÖÇ EDEREK URAL DAĞLARININ GÜNEY DOĞUSUNA, KAFKASLARIN KUZEYİNE YERLEŞTİLER. 72)SİBİRLER HANGİ TÜRK DEVLETİNİN TEMELİNİ OLUŞTURMUŞLARDIR? SİBİRLER, AVARLARA YENİLİNCE HAZAR TÜRKLERİNE KARIŞTILAR. HAZAR DEVLETİNİN ASIL KİTLESİNİ OLUŞTURDULAR. 73)BAŞKURTLAR-BAŞKIRTLAR HAKKINDA KISACA BİLGİ VERİNİZ. X. YÜZYILDA İTİL(VOLGA) NEHRİ CİVARINDA OTURMAKTA İDİLER. MOĞOL İSTİLASI SIRASINDA MOĞOL EGEMENLİĞİNE GİRDİLER. 74) TÜRKLER DE İLK PARAYI KİM KULLANMIŞTIR? BAGA TARKAN TÜRGEŞ DEVLETİ'Nİ KURDU. KENDİ ADINA PARA BASTIRMASI İLE TÜRKLER DE İLK PARAYI KULLANMIŞ OLDU. 75)TÜRGEŞ KAĞAN’I SLU KAĞAN’IN TÜRK KÜLTÜRÜNÜN DEVAMI İÇİN YAPTIĞI HİZMET NEDİR? TÜRGEŞLER SULU KAĞAN DÖNEMİNDE EMEVİLERLE SAVAŞARAK MAVERAÜNNEHİR BÖLGESİNİ ALMASINA ENGEL OLDULAR. BÖYLECE ELE GEÇİRDİĞİ TOPRAKLARI ARAPLAŞTIRAN EMEVİLERİN TÜRKLERİ DE ARAPLAŞTIRMASINA ENGEL OLDULAR. 76)KIRGIZLAR’IN EN ÜNLÜ ESERLERİ NELERDİR? YENİSEY YAZITLARI VE 400.000 BEYİTLİK MANAS DESTANI EN ÜNLÜ ESERLERİDİR. Bu desta dünyanın en uzun destanıdır. 77)KIRGIZLARIN TARİHTE Kİ ÖNEMİNİ YAZINIZ 1-MOĞOL HAKİMİYETİNE GİREN İLK TÜRK KAVMİDİR. 2-KIRGIZ DESTANI OLAN 400 BİN BEYİTLİK MANAS DESTANI DÜNYANIN EN UZUN DESTANIDIR. 78)KARLUKLAR ORTA ASYA’NIN ÇİNLİLEŞMEMESİ İÇİN NE YAPMIŞLARDIR? 751-TALAS SAVAŞINDA ÇİN'E KARŞI ARAPLARI DESTEKLEYEREK ORTA ASYA’NIN ÇİNLİLEŞMESİNİ ENGELLEDİLER. AYRICA TALAS SAVAŞI İSLAMİYET’İN TÜRKLER ARASINDA YAYILMASINI KOLAYLAŞTIRMIŞTIR.. 79)KARLUKLARIN TARİHTE Kİ ÖNEMİ NEDİR? 1-TALAS SAVŞINDA ARAPLARA YARDIM EDEREK TÜRKLERİN ÇİNLİLEŞMESİNİ ENGELLEDİLER. 2-KARLUKLAR, İSLAMİYETİ TOPLUCA KABUL EDEN İLK TÜRK BOYLARINDANDIRLAR. 3-İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETİ OLAN KARAHANLILAR'IN KURULMASINDA ETKİLİ OLDULAR. 80)İSLÂM’I KABUL EDEN İLK TÜRK BOYU HANGİSİDİR? KARLUKLAR 81)KİMEKLER HAKKINDA KISACA BİLGİ VERİNİZ. BATI GÖKTÜRK TOPLULUKLARINDANDIR. İRTİŞ IRMAĞI CİVARINDA YAŞIYORLARDI. XI. YÜZYILA DOĞRU DİĞER TÜRK TOPLULUKLARIYLA KAYNAŞARAK, YOK OLDULAR. İLK TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET 82)TÜRKLERDE EN ÜST SİYASİ TEŞKİLATIN ADI NEDİR? “İL” (DEVLET) İDİ. 83)YIKILAN BİR TÜRK DEVLETİ’NİN YERİNE KOLAYCA YENSİNİN KURULMA NEDENİNİ BELİRTİNİZ. DEVLETİN DAĞILMASINA RAĞMEN ONU OLUŞTURAN TEMEL AİLE YAPISNIN BOZULMAMASIDIR. AİLE, URUG, BOY VE BUDUN’DAN MEYDANA GELEN TÜRK DEVLETİNİN ALT YAPISI SAĞLAMDIR. 84)İL NEDİR? “İL” (DEVLET) BELLİ BİR TOPRAĞI, HALKI VE HUKUK DÜZENİ OLAN SİYASİ TEŞKİLATTI. BAŞINDA DA HAKAN OLURDU. 85)TÜRKLER DE HÜKÜMDARLARIN KULLANDIĞI ÜNVANLAR NELERDİR?   TANHU, ŞAN-YÜ,KAĞAN, HAN, HAKAN, YABGU, İL-TEBER VE İDİ-KUT GİBİ UNVANLAR  KULLANMIŞLARDIR. 86)KUT ANLAYIŞI NEDİR? (GÖKTANRI’NIN İZİN VERMESİ) TÜRKLER DEVLETİ YÖNETME YETKİSİNİN GÖKTANRI TARAFINDAN VERİLDİĞİNE İNANIYORLARDI. GÖKTANRI TARAFINDAN VERİLEN DEVLETİ YÖNETME HAKKINA KUT DİYORLARDI. KUT'UN KAN YOLUYLA HÜKÜMDARIN TÜM ERKEK ÇOCUKLARINA GEÇTİĞİNE İNANIYORLARDI. 87)HAKANIN GÖREVLERİ NEDİR? HÜKÜMDARLIK YETKİLERİNİ GÖK TANRIDAN ALAN HAKANLARIN ÖNDE GELEN GÖREVİ,MİLLETİNİ REFAH VE BARIŞ İÇİNDE ÖZGÜR OLARAK YAŞATMAKTI. AYRICA ÜLKE ÇAPINDA ASKER TOPLAMAK, ORDUYU İDARE ETMEK, DEVLETİN YÜKSEK MECLİSİNİ YÖNETMEK, HAKANIN GÖREVLERİ ARASINDAYDI. 88)TÜRKLERDE KATUN (HATUN-KADIN) YERİ NEDİR? HAKANIN EŞİNE HATUN DENİRDİ. TÜRK DEVLET İDARESİNDE HATUN DA SÖZ SAHİBİYDİ. SAVAŞLARDA HAKANIN YANINDA YER ALAN HATUN, DEVLET ADAMI GİBİ EĞİTİLİR VE YETİŞTİRİLİRDİ. BÖYLECE DEVLET İDARESİ VE KOMŞU DEVLETLER HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLUR, GEREKTİĞİNDE DEVLET BAŞKANLIĞI YAPAR,ELÇİ KABUL EDER VE DEVLET MECLİSİNE KATILABİLİRDİ. 89)TOY ( KURULTAY ) NEDİR?  TÜRK DEVLETİNİN, SİYASÎ, EKONOMİK VE KÜLTÜREL İŞLERİNİN GÖRÜŞÜLÜP KARARA BAĞLANDIĞI MECLİSE DENİLİRDİ. BAŞKANI HAKAN’DI. 90)TOY’A KİMLER KATILMAK ZORUNDAYDI? BU TOPLANTILARA, HAKANA BAĞLI BÜTÜN PRENSLER VE BAĞLI DEVLET TEMSİLCİLERİ KATILMAK ZORUNDA İDİ. 91)HAKAN’IN DÜZENLEDİĞİ TOY’A KATILMAMAK NE ANLAMA GELİRDİ? KATILMAMALARI,BAĞIMSIZLIK İLANI OLARAK KABUL EDİLİRDİ. 92)DEVLET YÖNETİMİNDE Kİ ÇEŞİTLİ GÖREVLİLER KİMLERDİR? AYGUCI :BAŞBAKAN BUYRUK : BAKAN TAMGACI: DIŞ SİYASET İŞLERİNİ YÜRÜTEN GÖREVLİLER TİGİN: HÜKÜMDAR ÇOCUKLARI ŞAD : DİĞER HANEDAN MENSUPLARI BUNLARIN DIŞINDA İNAL, İNANÇ, TARKAN, BAĞA, TUDUN, ÇOR, KÜLÜĞ, APA, ATAMAN GİBİ DEVLET GÖREVLİLERİ DE VARDI. 93)TÖRE NEDİR? TÜRKLERİN SİYASİ VE SOSYAL HAYATINI DÜZENLEYEN YAZISIZ KURALLAR BÜTÜNÜDÜR. DEVLET İŞLERİ VE TOPLUM DÜZENİ "TÖRE" İLE SAĞLANIRDI. HAKAN DAHİL HERKES TÖRE’YE UYMAK ZORUNDAYDI. 94)TÜRKLERDE MAHKEMELERE KİM BAKARDI? SİYASİ SUÇLARA, HÜKÜMDARIN BAŞKANLIĞINDAKİ YARGU DENİLEN YÜKSEK DEVLET MAHKEMESİ, ADİ SUÇLARA İSE YARGANLAR'IN OLUŞTURDUĞU MAHKEMELER BAKARDI. ÖRNEĞİN ;  İŞLENEN ADİ SUÇLARDA HAPİS CEZASI 10 GÜNDÜR. BUNUN TEMEL NEDENİ ,GÖÇEBE YAŞAM KOŞULLARIDIR. 95)TÜRK HUKUKU NE ZAMAN YAZILI HALE GETİRİLMİŞTİR? TÜRK HUKUKU İLK KEZ UYGURLAR TARAFINDAN YAZILI HALE GETİRİLMİŞTİR. 96)TÜRKLERE NEDEN ORDU-MİLLET DENİLMİŞTİR? TÜRKLERİN YAŞAM TARZI SAVAŞ EĞİTİMİ GİBİYDİ. HER AN SAVAŞA HAZIR OLDUKLARI İÇİN YABANCILAR TÜRKLERE ORDU-MİLLET DEMİŞLERDİR. 97)TÜRK ORDUSUNUN ÖZELLİKLERİNİ YAZINIZ. A)- TÜRK ORDUSU ÜCRETLİ DEĞİLDİ. B)- TÜRK ORDUSU DAİMİYDİ. (KADIN-ERKEK HER AN SAVAŞA HAZIRDI.) C)- TÜRK ORDUSUNUN TEMELİ ATLI ASKERLERDEN MEYDANA GELİYORDU. D)-ÇİN, MOĞOL, ROMA, BİZANS VE RUSLAR TÜRK ORDUSUNDAN ETKİLENMİŞLEDİR. 98)DÜZENLİ VE DİSİPLİNLİ İLK TÜRK ORDUSU NE ZAMAN KURULMUŞTUR? M.Ö.209 YILINDA METE HAN KURMUŞTUR. ORDUYU ONLU SİSTEME GÖRE YAPMIŞTIR. 99)BUGÜN NEDEN M.Ö.209 YILINI TÜRK KARA ORDUSUNUN KURULUŞ TARİHİ KABUL EDERİZ? M.Ö.209 YILINDA METE HAN KURMUŞTUR. ORDUYU ONLU SİSTEME GÖRE YAPMIŞTIR. 100)TÜRKLERİN SAVAŞ TAKTİKLERİ NEDİR? SAVAŞTA TÜRK ORDUSU ARAZİYE GÖRE TAKTİK DEĞİŞTİREBİLİR VE ÇOK HIZLI HAREKET EDEBİLİRDİ. ALINMAK İSTENEN BİR BÖLGE İÇİN YAPILAN EN ÖNEMLİ HAREKET, KEŞİFTEN SONRA, YIPRATMA SAVAŞLARI VE ANİ BASKINLARDIR. BÜYÜK SAVAŞLARDA UYGULANAN EN ÖNEMLİ SAVAŞ YÖNTEMİ “TURAN” YA DA “HİLAL” TAKTİĞİ İDİ. 101)TURAN YA DA HİLAL TAKTİĞİ NASIL BİR SAVAŞ TAKTİĞİDİR? SAVAŞ SIRASINDA SÜVARİLER, DÜŞMANA SALDIRDIKTAN SONRA ANİ SAHTE GERİ ÇEKİLME İLE DÜŞMANI MERKEZE ÇEKER VE ETRAFINI ÇEVİRİRLERDİ. BU TEKNİĞE SAHTE RİCAT (GERİ ÇEKİLME) DE DENİR. 102)TÜRKLERİN EN ESKİ DİNLERİNİN ADI NEDİR? TÜRKLERİN İNANÇLARININ TEMELİNDE Kİ EN ESKİ DİNLERİ “GÖKTANRI” DİNİ İDİ. 103) ŞAMANİZM NEDİR?TÜRKLER ARASINDA YAYGIN OLAN ŞAMANİZM İSE BİR DİN OLMAYIP DAHA ÇOK SİHİR VE GİZLİ GÜÇLERE İNANMAKTIR. 104)TARİHÇİLERİN ESKİ TÜRKLERİN DİNİ İNANÇLARININ TOPLANDIĞI GRUPLARI YAZINIZ. ÜÇ GRUP ALTINDA TOPLAYABİLİRİZ: 1-GÖKTANRI İNANCI 2-TABİAT KUVVETLERİNE İNANMA 3-ATALAR KÜLTÜ (ATALARA SAYGI) 105)GÖKTANRI İNANCI HAKKINDA KISACA BİLGİ VERİNİZ. BÜTÜN KAİNATI, YERİ, GÖĞÜ YARATAN GÖKTANRI’DIR. İNSANLARI DA O YARATMIŞTIR, CEZA VE MÜKAFAT VEREBİLİR. HAKANLARA BİLE GÖREV VEREN O’DUR. İSTERSE GERİ ALIR. BU İNANÇTA YENİDEN DİRİLME VARDIR. 106)YUĞ NEDİR? ÖLENLERİN ARKASINDAN YAS TUTULUR VE YUĞ ADI VERİLEN CENAZE TÖRENLERİ DÜZENLENİR. 107)KUGAN NEDİR? TÜRKLERDE ÖLEN KİŞİ İLE BİRLİKTE, SİLAHLARI, EYERİ VE DEĞERLİ EŞYALARIN DA GÖMÜLDÜĞÜ MEZARA “KURGAN” DENİRDİ. 108)BALBAL NEDİR? BİR TÜRK’ÜN MEZARININ ETRAFINA ÖLDÜRDÜĞÜ DÜŞMANLARI TEMSİLEN “BALBAL” DENİLEN TAŞLAR DİKİLİRDİ. 109)TÜRKLERDE CENNET VE CEHENNEM İNANCI NASILDIR? GÖKTANRI İNANCINDA YER VE GÖK YEDİŞER KATTI. TANRI GÖĞÜN YEDİNCİ KATINDA VE TEKTİ. ÖLDÜKTEN SONRA; İYİ İNSANLARIN “UÇMAĞ” DENİLEN CENNETE, KÖTÜ İNSANLARIN DA “TAMU” DENİLEN CEHENNEME GİDECEĞİNE İNANILIRDI. 110)TÜRKLER DİN ADAMLARINA NE İSİM VERİRLERDİ? KAM YA DA ŞAMAN DENİLMİŞTİR. 111)GÖKTANRI DİNİNİN ŞAMANİZM DEN FARKI NEDİR? ŞAMANİZM DE TOTEMİZM VE TABİAT KUVVETLERİNE TAPMA VARDIR. TÜRKLERDE İSE PUT YOKTUR VE TABİAT OLAYLARINI TANRININ YARATTIĞINA İNANILDIĞI İÇİN KUTSAL KABUL EDİLİRDİ. 112)TÜRKLERDE KİTABİAT KUVVETLERİNE İNANMA HAKKINDA KISACA BİLGİ VERİNİZ. DAĞ, TEPE, KAYA, IRMAK, VADİ, AĞAÇ, ORMAN, GÜNEŞ GİBİ VARLIKLARIN GÖK TANRI’DAN ALDIKLARI GİZLİ GÜÇLERE SAHİP OLDUKLARINA İNANILIRDI. BAHAR BAŞLANGICI OLAN “NEVRUZ” DA KUTSAL KABUL EDİLMİŞTİR. 113)TÜRKLERİN İNANDIĞI ATALAR KÜLTÜ NEDİR? TÜRKLER ÖLEN KİŞİLERE VE ATALARA AİT ANILARIN KUTSAL OLDUĞUNA İNANIRLARDI. ÖLEN ATALARININ RUHLARININ ONLARI KORUMAYA DEVAM ETTİĞİNE İNANIRLARDI. ONLAR İÇİN KURBAN KESERLERDİ. 114)TÜRKLERİN TARİH BOYUNCA KABUL ETTİKLERİ DİĞER DİNLER NELERDİR? BUDİZM, MAİHEİZM, HRİSTİYANLIK, MUSEVİLİK VE İSLÂMİYET. 115)TÜRK TOPLUMUNUN TEMELİ NEYE DAYANIRDI? OGUŞ DENİLEN AİLEYE DAYANIRDI. 116)TÜRK TOPLUMUNDA AİLELERİN BİRARAYA GELMESİYLE NE OLUŞURDU? URUG (AİLELER BİRLİĞİ, SÜLALE) OLUŞURDU. 117)TÜRKLER DE BOY VE BUDUN NASIL OLUŞURDU? URUGLARIN BİRLEŞMESİYLE BOY, BOYLARIN BİRLEŞMESİYLE BUDUN (KAVİM, MİLLET) OLUŞURDU 118)TÜRKLER DE BUDUNLARIN BİRARAYA GELMESİ NEYİ OLUŞTURURDU? TÜRKLERİN “İL” DEDİKLERİ DEVLET MEYDANA GELİRDİ. 119)HER BOYUN BAŞINDA BULUNAN BEYİN GÖREVİ NEDİR? BOYUN ÇIKARLARINI KORUMAK VE BOY İÇİNDE ADALETİ, DAYANIŞMAYI SAĞLAMAKTI. 120)TÜRK AİLE TİPİ NASILDIR? TÜRK TOPLUMUNDA KALABALIK AİLE YOKTU. KÜÇÜK AİLE TİPİ VARDI. EVLENEN ÇOCUK KENDİNE EV KURARDI.SOYU SÜRDÜRMEK EN KÜÇÜK ÇOCUĞA KALIRDI. 121)TÜRK TOPLUMUNUN MÜCADELECİ VE PRATİK ZEKALI OLMA SEBEBİ NEDİR? YARI GÖÇEBE YA DA KONAR GÖÇER DEDİĞİMİZ HAYAT TARZINDAN KAYNAKLANMAKTADIR. BU HAYAT TARZINDA MESELELERE ANİ VE PRATİK ÇÖZÜM BULMAK VE HAYATTA KALMAK İÇİN MÜCADELE ETMEK GEREKİRDİ. 122)TÜRK’ÜN YAŞANTISINDA AT NEDEN ÖNEMLİ BİR YERE SAHİPTİR? ATI İLK EVCİLLEŞTİREN TÜRKLER ONU BİNEK VE SAVAŞ ARACI OLARAK KULLANDILAR. ATIN SÜTÜNDEN VE GEREKİRSE ETİNDEN DE YARARLANDILAR. GÜNÜN BÜYÜK KISMINI AT ÜZERİNDE GEÇİRİRLERDİ. 123) TÜRKLER DE AV NEDEN ÖNEMLİ BİR FAALİYETTİ? AV HEM BİR GEÇİM KAYNAĞIYDI, HEM DE HER AN SAVAŞA HAZIRLANMAK DEMEKTİ. 124)UYGURLARLA BİRLİKTE TÜRKLERİN SOSYAL YAŞANTISI NASIL BİR DEĞİŞİKLİK GÖSTERMİŞTİR? MANİ DİNİNİN ETKİSİ İLE TÜRKLER AVI BIRAKMIŞ, YERLEŞİK HAYATA GEÇMİŞ VE MEDENİYETLER KURMAYA BAŞLAMIŞLARDIR. 125) TÜRK EKONOMİSİNİN TEMELİ NEYE DAYANIRDI? GEÇİM KAYNAKLARI NELERDİ? TARIM TİCARET VE HAYVANCILIĞA DAYANMAKTAYDI. MADEN VE SAVAŞ GELİRLERİ DE VARDI. 126)İPEK YOLU NEDİR? ÇİN’DEN BAŞLAYIP ORTA ASYA’YI AŞARAK AKDENİZ VE KARADENİZ’DE SONA EREN TİCARET YOLUDUR. 127)KÜRK YOLU NEDİR? KARADENİZ’İN KUZEYİNDE Kİ HAZAR VE BULGAR ÜLKESİNDEN BAŞLAYIP ÇİN’E ULAŞAN TİCARET YOLUDUR. 128) TÜRKÇENİN ÇOK ESKİ VE GELİŞMİŞ BİR DİL OLDUĞUNU NEREDEN ANLIYORUZ? ORHUN YAZITLARINDAKİ ANLATIM ZENGİNLİĞİ, KELİME FAZLALIĞI VE DİLİN AKICILIĞINDAN TÜRKÇENİN ÇOK ESKİ VE GELİŞMİŞ BİR DİL OLDUĞUNU ANLIYORUZ. 129)TÜRKLERİN TARİH BOYUNCA KULLANDIKLARI ALFABELERİ YAZINIZ. GÖKTÜRK, UYGUR, SOĞD, BRAHMİ, SÜRYANİ, ARAP, KİRİL VE LATİN ALFABELERİNİ KULLANMIŞLARDIR. BUNLARIN İÇİNDE GÖKTÜRK VE UYGUR ALFABELERİ MİLLİ ALFABELERDİR. 130)GÖKTÜRK ALFABESİNİN ÖZELLİKLERİNİ YAZINIZ. EN ESKİ TÜRK YAZISI OLMA ÖZELLİĞİNİ TAŞIR. V. VE IX. YÜZYILLAR ARASINDA YENİSEY MEZAR TAŞLARI VE ORHUN YAZITLARI'NDA GÖRÜLMEKTEDİR.   GÖKTÜRK ALFABESİ 38 HARFTEN OLUŞUR.  BUNLARIN 4'Ü SESLİ, 34'Ü İSE SESSİZ HARFLERDİR.BU ALFABENİN İLK ÖRNEKLERİNE ORHUN YAZITLARI'NDA RASTLANDIĞINDAN ORHUN ALFABESİ DE DENİLMEKTEDİR. YAZI SAĞDAN SOLA YAZILIR, KELİMELER, ARALARINA ÜST ÜSTE İKİ NOKTA KONARAK BİRBİRİNDEN AYRILIR.GÖKTÜRK HARFLERİNİN KARAKTERİ, İŞARETLERİN ESAS OLARAK KESKİN DÜZ ÇİZGİLERDEN MEYDANA  GELMİŞ OLMASI VE BİTİŞMEMESİDİR.  131)UYGUR ALFABESİNİN ÖZELLİKLERİNİ YAZINIZ. ESKİ TÜRKLERİN YAZIDA KULLANDIKLARI İKİNCİ MİLLÎ ALFABESİ UYGUR ALFABESİDİR.UYGUR YAZISI, SOĞD ALFABESİNDEN ALINMIŞTIR.UYGURLAR, SOĞD ALFABESİNİ GELİŞTİREREK, BAZI KÜÇÜK DEĞİŞİKLİKLERLE KENDİLERİNE ÖZGÜ BİR ALFABE HALİNE GETİRMİŞLERDİR.UYGUR YAZISI, SAĞDAN SOLA DOĞRU YAZILIRDI. ALFABEDE 18 HARF VARDIR VE HARFLER GENELLİKLE BİRBİRLERİYLE BİTİŞTİRİLİR. ÜÇÜ SESLİDİR. 132)TÜRKLERİN KULLANDIĞI MİLLİ AİFABELERİ YAZINIZ. BUNLARIN İÇİNDE GÖKTÜRK VE UYGUR ALFABELERİ MİLLİ ALFABELERDİR. 133)GÖKTÜRK ALFABESİ İLE UYGUR ALFABESİ ARASINDA YAZIM AÇISINDAN FARK NEDİR? GÖKTÜRK YAZISI DAHA ÇOK SERT CİSİMLERE KAZINARAK YAZILIRKEN, UYGUR ALFABESİ KAĞIT ÜZERİNE YAZILMAYA DAHA ELVERİŞLİ GÖRÜNMEKTEDİR. 134)İLK MATBAAYI KİMLERİN KULLANDIĞI İLİNİR AVRUPA’YA NASIL GİTMİŞTİR? KAĞIT VE BASKI TEKNİĞİ UYGURLARCA BİLİNMEKTE İDİ. BASKI TEKNİĞİNİ (MATBAA) BİR KISIM ARAŞTIRMACILAR ÇİNLİLERİN YANINDA İLK ÖNCE UYGURLARDA KULLANILDIĞI GÖRÜŞÜNDEDİRLER. AVRUPA, MOĞOLLAR ARACILIĞI İLE XIII. YÜZYILDA UYGUR BASKI TEKNİĞİNDEN HABERDAR OLMUŞTUR.GUTENBERG MATBAANIN MUCİDİ DEĞİL SADECE GELİŞTİRİCİSİDİR. 135)SAGU, KOŞUK, SAV NEDİR? SAGU (CENAZELERDE SÖYLENEN AĞIT), KO&#350
0-
Fizik Ders NotLarı
Fizik Dersini SesLi Olarak DinLemek İsityorsanız Aşqıdaki Linki TıLayınız . [url]<object width="425" height="355"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/giGDcBqmAJg&rel=1"></param><param name="wmode" value="transparent"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/giGDcBqmAJg&rel=1" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" width="425" height="355"></embed></object> . . . _________ <object width="425" height="355"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/HFAWezETqI8&rel=1"></param><param name="wmode" value="transparent"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/HFAWezETqI8&rel=1" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" width="425" height="355"></embed></object>[/url]
0-
İnqiLizce TesTLer
CHOOSE THE BEST ONE 1.>A:...................................? B: Ahmet a) What your name is? b) What’s your name? c) What your is name? d) What name is he? 2> A:.........................? B: I’m Turkish. a) Where are you from? b) Are you Turkish? c) What nationality are you? d) Where do you come from? 3> These..............his pens. a)are b)ts c)am d)be 4>A B: C.I.N.E.M.A. a) How do you do? b) How are you? c) How nice to see you? d) How do you spell it? 5.> A: What’s the name of your restaurant? B:............................ Bolkepce. a) it’s b) This is c) it’s called d) it’s asked 6.> A:..........what days are your English classes? B: They’re on Monday, Tuesday and Wednesday. a)at b)in c)on d)under 7.> A: Have a nice day. B:........................ a) Thank you b) Thanks, and the same to you C) Bye d) Hello 8.> London is the................ of England. a) English b) capital c) county d) nationality 9.> A:....................? B: I’m nineteen. a) How old is he? b) How old are they? c) How old is Maria? d) How old are you 10> Mehmet is a friend ......... Ankara. a)of b)in c)from d)at 11>Are................ oranges here? a) they b)that c)the d)this 12.> It’s...................... nice car. a)the b)a c)an d)- 13.> What.............. is today? Sunday? a) week b) month c) hour d) day 14.> He’s.................... Madrid. a) from b) at c)on d)been 15.> Yesterday........................Saturday. a)was b)is c)were d)did 16.> What’s the odd word? a) Portuguese b) Greece c) Turkish d) French 17.> A:..................... are your eyes? B: They’re brown. a) What color b) Which color c) How color d) In which color 18.> A-B-C..........Y-Z are the ...... of the alphabet. a) numbers b) names c) words d) letters 19.> What’s this.....................English? a) in b) on c) at d) from 20.>What.........is John Brown? a)national b)nation c)nations d)nationality __________-__________ CHOOSE THE BEST ONE 1.> What nationality..................he? a)be b)am c)is d)am 2.> Where.......... you...........? a)is/work b)do/work c)does/work d)do/works 3.> They............ the guitar. a) don’t play b) play don’t c) doesn’t play d) don’t plays 4.> Maria............ in Spain. a)five b)living c)lives d)does live 5.> Can you.......... well? a)swims b) swimming c) swam d) swim 6.> She can’t ski.................... a)a little b) quite well c)not very well d) at all 7.> They can speak Russian.......................... a)not at all b) quite well c) not very well d) at all 8.> I can play the piano........... the guitar. a)and b)or c)but d)of 9.> 1 can’t change a wheel......l can drive. a)but b)or c)and d)of 10.> A:..................... B: I’ve got one brother. a) Where do you live? b) What have you got? c) Have you got any brother? d) How many brothers have you got? 11.>........................... name is Aysel. a) Her b) His c) Their d) Our 12.>...................... names are George? a)Michael I parent’s b) Michael’s I parent’s c)Michael I parents’ d) Michael’s/ parents’ 13.> My father’s sister is my ............. a) uncle b) mother c)grandmother d)aunt 14.> 1 live in the suburb............... London. a)of b)in c)at d)on 15.> I like....................... films. a) watch b) watching c) watches d)watched ________-_________-___ Blueprint (11-15) Choose the best one 1- 12:45 a) It’s a quarter past twelve b) It’s half past twelve c) It’s quarter to one d) It’s forty-five past twelve 2-11:01 a) It’s one minutes past eleven b) It’s eleven past one c) It’s one past eleven d) It’s one minute past eleven 3- I usually get up.............. ten...Sundays. a)on/at b)on/on c)at/on d)at/in 4-Banks are open...............8:30........17:30 ......weekdays. a)from/to/on b)at/at/at c)at/at/on d)to/from/at 5-she............... home at 8:00. a) leave b) leaves c) has left d) leaving 6-.........you...............lunch at home? a) Do / have b) Does / have c)Are/have d)Do/has 7- I sometimes............... TV. in the evening. a) see b) look c) hear d) watch 8- Which sentence is correct? a) I read sometimes a book. b) I read a book sometimes. c) 1 read a sometimes book. d) I sometimes read a book. 9- They go to work............... bus. a)by b)on c)in d)with 10-A............... does it take you to get to work? B: It ......... half an hour. a)What/ took b) How long/ takes c)How many / taking d) Where / taken 11- The refrigerator is in the............. a) sitting room b) bedroom c) kitchen d) hail 12-.............. carpets are there on the floor? a) How much b) Where _________-__________-_ Circle the correct answer (a),(b),(c) or (d). 1 Lisa..........got somewhere to stay while she is in Oxford. a) have b)has c) had d)having 2 A: What ..........in your spare time? B: I often go to the cinema. a) do you do b)are you doing c) have you done d)are you do 3 I haven’t visited John ........ last year. a) since b)by c) until d)for 4 I go swimming once or........... a week. a) two b)two time c) twice d)too times 5 A: I don’t like cooking. B:................. a) Neither I do b)So do I. c) Nor do I. d)Either do I. 6 A: Hello. My name’s Lisa. B:........ to meet you. a) Exciting b)Delicious c) Nice d)Beautiful 7 I haven’t seen Clare .......... many years. a) since b) for c) before d) after 8 The city has more students than.............. a) residents. b) suburbs. e) undergraduates. d) heroes. 9 Please fill in this......... before your interview. a) communicate b) questionnaire c) licence d) organisation 10 A: Have you ever been to Germany? B:... a)No, I haven’t. b)No, I did. c)No, I hate. d)No, I don’t. 11 You’ll find the garage at the ........of the road. a) finish b)end c) down d)close 12 A: Thank you very much for your help. B: You’re............... a)welcome. b)excused. e)sure. d)all right. 13 You ....... ask for directions. I’ve got a map. a)must b)mustn’t c)have to d)don’t have to 14 Josh has an exciting job. He is a tour.......... a)man. b)coach. c)party. d)guide. 15 The thief............my bag and rode away on a moped. a)grabbed b)carried c)held d)managed 16 He felt very............because he didn’t know anyone there. a)angrily b)practical c)lonely d)patient 17 My best friend has gone to work abroad. I really....... her. a)miss b)change c)shrug d)breathe 18 Go.... the cinema and take the second right. a) at b)on c)down d)past 19 Scotland is famous for its high mountains and deep..................... a)tweeds. b)tartan. c)valleys. d)whisky. 20 A: Could I borrow your magazine, please? B:................ a)Yes, you can’t miss it. b)Yes, that’s very kind of you. c)Yes, of course d)No, I’m afraid I can’t. 20 I think there....... be a lot of people at the festival tomorrow. a) will b)can c) must d)has to 21 The yachts have .... reached the English Channel. a)for b)already c)still d)yet 23 The wind has just........We are moving very slowly. a)race b)run c)lost d)dropped 24 Why....... we go to Hungary on holiday? a)not b)do c)don’t d)have 25 Susan left all her...... in the taxi. a)rations b)baggage c)traffic d)land 26 The flight is.........and hasn’t arrived yet. a)ran out b)put out c)delayed d)erupted 27 ........student has ever asked th _-_____________-_____- Circle the best answer (a),(b),(c) or (d). 21-40 1 This stereo .... to me. (a)belong (b)belongs (c)belonging (d)is belonging 2 What style of clothes do you........... . (a) wear (b) wears (c) fashion (d) outfit 3 I .... up at 6:30 this morning. (a)get (b)wake (c)spent (d)woke 4 . ... car is outside? (a) Where (b)Who (c) Why (d) Whose 5 What did Ms White .... to the new students? (a)say (b)talk (c)said (d)hear 6 A: Are you going to play volleyball at the weekend? B:.................. (a)No, I not am. (b)No, I did. (c)No, I’m not. (d)No, I’m going to. 7 What .... he look like? (a)is (b)does (c)has (d)was 8 He .... a moustache. (a) has got (b)wears (c)is wearing (d)is having 9 Mary’s hair is quite (a)good-looking. (b)wavy. (e)tall. (d) fat. 10 When did Julia .... home? (a)come (b)came (c)is coming (d)coming 11 What .... this evening? (a)do you do (b)are you do (c)are you doing (d)you doing 12 My party is ..... the twenty-first of April. (a)in (b)by (c)on (d)at 13 Winter is .... driest season. (a)a (b)for (c)than (d)the 14 A: .... you like to come to the cinema? B: Yes, I’d love to. (a)Will (b)Can (c)Do (d)Would 15 Cordless telephones are better.....ordinary telephones. (a)an (b)for (c)than (d)the 16 The Tower of London is one of the most ......places to visit while you are in London. (a)dangerous (b)interesting (c)noisy (d)polluted 17 A: Hogg RobinsonTravel. B: Hello. Is Adam there please?.......... Laura speaking. (a)It’s (b)I’m (c)That’s (d)I’ll 18 Julian .... in Australia at the moment. (a)is working (b)is going to work (c)works (d)does work 19 What .... in your spare time, usually? (a)are you doing (b)do you do (c)you do (d)is you doing 20 A: What’s the date today’? B: It’s........................ (a)four January (b)the four of January KoLay GeLsin !
0-
Coqrafya Ders NotLarı
ATMOSFER Dünya'nın ya da başka bir gezegenin çevresindeki hava'ya da gaz katmanlarına atmosfer denir. Dünya’yı kuşatan atmosfer yeryüzündeki canlılar için koruyucu bir perdedir. Canlılar derken sadece insan düşünülmemelidir. Hayvan, nebat ve bunun yanı sıra madenin de canlılığı söz konusudur. Atmosfer, geceleri uzayın soğuğunu, gündüzleri Güneş’in kavurucu sıcağını önleyerek Dünya’daki sıcaklığın gün boyunca belli sınırlar içinde kalmasını sağlar. Atmosferde iki tür gaz bulunmaktadır. Bunlar başta azot (%78), oksijen (%21), argon (% 0.9) olmak üzere karbondioksit, neon, helyum, kripton, ksenon, hidrojen ve daha az oranlardaki öteki gazlardan oluşan ve miktarları her yerde aynı olan gazlar ile karbonmonoksit (CO), kükürtdioksit (SO2), ozon (O3) ve su buharını (H2O(gaz)) da içeren ve yoğunlukları bulundukları bölgeye ve zamana bağlı olarak değişen gazlardır. Büyük bölümü 30-80 km arasında bulunan ozon, Güneş’ten gelen zararlı mor ötesi ışınları soğurduğundan, yer üzerindeki yaşam ve atmosfer süreçleri açısından büyük önem taşır. Güneş sisteminde, Merkür dışındaki tüm gezegenlerde, hatta kimi gezegenlerin uydularında bile atmosfer Bulunur. Bu atmosferlerin kalınlığı, içerdiği gazlar ve yapısı gezegenden gezegene değişir. Örneğin Mars'ta, Karbon dioksitten (CO2) oluşan ince ve soğuk bir atmosfer vardır. Öte yandan Venüs'te başta yine CO2 olmak üzere, azot, kükürt dioksit ve su buharından oluşan çok yoğun ve sıcak bir atmosfer bulunur. Mars'ın yüzey sıcaklığı -130°C' ye kadar düşerken Venüs'te sıcaklık 500°C kadardır. Mars'ın atmosferi çok incedir ve Güneş'ten gelen yüksek enerjili morötesi ışınları engelleyecek bir yapıda değildir. Öte yandan Venüs'ün atmosferindeki bulut tabakası öylesine kalındır ki yüzeyden Güneş'i görmek olanaksızdır. Her iki gezegenin atmosferi de bugün için hem insanlar hem de Dünya'daki başka canlılar açısından kimi mikroorganizmalar dışında- bu gezegenleri yaşanamaz kılıyor. Yeryüzünde yaşam, atmosferimizin oluşturduğu uygun koşullar sayesinde başlamış ve onun değişimleriyle birlikte evrim geçirerek biçimlenmiştir. Ay’ın ve Merkür’ün çevresinde atmosfer yoktur. Mars’ın atmosferi ise çok seyreltiktir ve en çok karbondioksit ile azot içerir. Venüs’ün çok yoğun olan atmosferinin temel bileşeni de karbondioksittir. Jüpiter’in ve daha ötedeki gezegenlerin atmosferlerinde en çok amonyak ve metan bulunur. Çekirdek kaynaşması (füzyon) sonucunda sürekli olarak önce helyuma, sonra öbür elementlere dönüşen aşırı derecede kızgın hidrojen atomlarından oluşmuş çok yoğun küreler halindeki yıldızların da atmosferi vardır. Yıldızların kütlesine oranla yoğunluğu çok daha az olan bu atmosferler hidrojen gazından oluşur Bilim adamları, oluşumunun ilk aşamalarında Dünya'nın bir atmosferi bulunmadığını düşünüyorlar. Tektonik hareketlerin sonucunda Dünya'nın iç kısımlarından gelen gazların zamanla bir atmosfer oluşturduğu var sayılıyor. Bu ilk atmosferin içeriği ve yapısı bugünkünden çok farklıydı. Örneğin oksijen yok denecek kadar azdı; bir ozon tabakası da yoktu. Günümüzde dünya atmosferini oluşturan temel gazlar azot (N2) ve oksijendir (O2). Bu iki gazın yanı sıra argon (Ar), karbon dioksit (CO2), metan (CH4), su buharı (H2O), eser miktarda başka gazlar ve havada asılı küçük parçacıklar, aerosollar, bulunur. Atmosferimiz, birbiriden farklı özellikler gösteren katmanlardan oluşur. Gazların, her katmandaki oranları değişiktir. Ama ilk yüz kilometre boyunca azotun (% 78) ve oksijenin (% 20,5) oranları pek değişmez. Yükseklik arttıkça katmanlardaki gazların yoğunluğu (metreküpteki atom ya da molekül sayısı) da düşer. Atmosferdeki ısı derecesinin düşey doğrultuda değişmesini göz önünde tutarak yapılan sınıflandırma aşağıdaki gibidir; Troposfer : Atmosferin en alt bölümüdür. İçinde bizim de yaşadığımız bu katman bütün atmosfer kütlesinin yaklaşık % 75'ini kapsar. Meteoroloji olayları ve bütün bulutlar bu katmanda oluşur. Troposferde yükseldikçe hem basınç, hem sıcaklık azalır. Bu katmanın üst kesimlerindeki sıcaklık -55 oC dir. Birçok enlemde troposferin yüksekliği 8 km kadarken, ekvatorda 18 km’ yi bulur. Uzaydan bakıldığında, dünyamızın yaydığı enerjinin dalga boyuyla, -18°C' deki bir cisimden yayılan enerjinin dalga boyunun aynı olduğu görülür. Ne var ki Dünya'da ortalama yüzey sıcaklığı 15°C'dir. Bu durum, ısının yer yüzüyle atmosferin alt katmanları arasında tutulduğunu gösterir. Gerçekten de Güneş'ten Dünya'ya gelen enerji, troposferde tutulur. Atmosfer olayları diye adlandırdığımız rüzgar, yağmur, dolu, fırtına vb. olaylar hep bu en alt ve en yoğun tabaka olur. Stratosfer : Bu katmanda da yükseklik arttıkça hava giderek seyrekleşir. Seyreltik havanın direnci düşüktür, bu nedenle stratosferin alt katmanları jet uçuşları için idealdir. Buna karşılık daha üst katmanlarda motorların bir itme kuvveti oluşturmasına yetecek ölçüde hava yoktur. Bu katmanda 28 km’nin üstünde sıcaklık artar ve 50 km yükseltide 10 oC ye ulaşır. Ama yükseltiden sonra tekrar düşmeye başlar. Mezosfer : 50 km’nin üstündeki yükseltilerde başlayarak, deniz yüzeyinden yaklaşık 80 km yüksekliğe kadar uzanan katmandır. Mezosfer kuşağı boyunca sıcaklık hızla düşer, orta enlemlerde -80 oC kadar olur. Termosfer (İyonosfer) : Mezosferin üstünde, sıcaklığın yükseltiyle birlikte yeniden arttığı katmandır. Yaklaşık 80 km den, 500 km yüksekliğe kadar uzanan bu katmanın bir adı da İyonosfer’dir. İyonosferde hava çok seyrektir ve gaz molekülleri çok seyrek olarak dağılmıştır. Bu moleküllerin sıcaklığı 180 km yükseklikte 395 oC ye, 320 km yükseklikte ise 700 oC ye ulaşacak kadar yüksektir. Bu katmandaki parçacıklar Güneş'ten gelen ışınların etkisiyle iyonlaşmış, yani elektrik iletkeni haline gelmiştir. Bu nedenle, iyonlaşmış parçacıkların en yoğun olduğu katmanlar, radyo dalgaları için bir yansıtıcı görevi görür. Biri yaklaşık 110, diğeri 240 km yükseklikte yer alan iki önemli yansıtıcı katman vardır. Yansıtıcı katmanların ötesinde de, Dünya'nın magnetik alanına yakalanmış yüklü parçacıkların oluşturduğu Van Allen ışınım kuşakları yer alır. Magnetosfer (Manyetosfer) : Bu katmana “mıknatısküre” ya da “çekimküre” de denilmektedir. Yeryüzü yoğun bir radyasyon alanıyla kaplı olup, bu radyasyon alanına Van Allen Alanı adı verilmektedir. Van Allen alanı iki kuşağa bölünmüştür ve dünyayı tümüyle çevrelemez. Atmosferin katmanları, kimyasal bileşimleri dikkate alınarak da sınıflandırılmaktadır; Homosfer : Deniz seviyesi ile 100 km yükseklik arasındaki bu katmanda havayı meydana getiren başlıca elementlerin, özellikle de azot ve oksijenin oranı fazla değişiklik göstermemektedir. Heterosfer : 100 km ile 1000 km arasındaki katmandır. Bu katmanda azotun yanı sıra hidrojen ve helyum gibi hafif gazlar çok miktarda bulunur. Egzosfer : 1000 km den sonra başlayan katmandır. Egzosferde atmosferin yoğunluğu o denli düşüktür ki, molekül çarpışmaları giderek yok olur ve buna bağlı olarak da sıcaklık kavramı bilinen anlamını yitirir. Bu bölgede hidrojen ve helyum gibi hafif atomlar yerçekiminden tümüyle kurtulmalarına yetecek hızlara ulaşabilirler. >>CoqraFya Döenm Ödevİ<< Türkiye'nin iklimi TÜRKİYE'NİN İKLİMİ Yurdumuz kuzey yarım küredeki ılıman iklim kuşağındadır. genelde dört mevsim vardır. Ancak denizlerin ve dağların etkisiyle iklim her yörede aynı geçmez. Türkiye'de başlıca üç iklim tipi görülür 1-AKDENİZ İKLİMİ Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve bol yağışlıdır. en çok yağış kış mevsiminde görülür. Doğal bitki örtüsü makiler ve çam ormanlarıdır. Makiler her mevsim yeşil kalan bodur bitkileridir. Keçiboynuzu, mersin, böğürtlen, delice, bodur meşe, defne, bodur ardıç... gibi çeşitleri vardır. Yurdumuzun Güney Marmara, Kıyı Ege ve Akdeniz bölgelerinde bu iklim hüküm sürer. 2-KARADENİZ İKLİMİ Her mevsimi yağışlı ılıman bir iklimdir. yazları serin, kışları ılık geçer. en çok yağmurlar sonbaharda yağar. Doğu Karadeniz bölümü ülkenin en yağmurlu yöresidir. Yurdumuzun en ormanlık alanı bu bölgedir. 3-KARA İKLİMİ (Karasal İklim) Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlıdır. Yağmurlar en çok ilkbaharda yağar. İç Anadolu'da, az yağışlı, kışları soğuk yazları sıcak bir kara iklimi vardır. Buralarda ilkbaharlar çok güzel olur. Doğu Anadolu'daki kara ikliminde kışlar çok sert ve uzun geçer. yurdumuzun en soğuk yöresi Erzurum-Kars civarıdır. Kışın ısı eksi 45-47 derece olur. 7-8 ay kış yaşanır. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise yazları çok sıcak geçen bir kara iklimi vardır. Yağışları çok azdır. Urfa, Mardin, Diyarbakır yöresinde yazın sıcaklığın 45 dereceye çıktığı olur. kara ikliminde yağışlar az olduğundan toprak bozkır durumundadır. Bahar yağmurlarıyla yeşeren yamaçlarda renk renk çiçekler açar. Bodur yeşillikler görülür. Yaz kuraklığında hepsi kurur. Ağaçlar daha çok akarsu boylarındadır. Türkiye’de yıllık ortalama sıcaklık dağılışına baktığımızda ; En sıcak Yerler YAZ → G.D.ANADOLU (Nedeni; nem farklılığı) KIŞ → AKDENİZ’dir. En Soğuk Yerler: YAZ-KIŞ K.D.ANADOLU’dur. (Erzurum, Kars,A ğrı) En fazla Sıcaklık Farkı: K.D.ANADOLU (30°C) En Az ise D.KARADENİZ’dir. (15°c) Ortalama Sıcaklık Dağılışı Kıyılar iç kesimlere göre daha sıcaktır. Kıyılarda sıcaklığın dağılışı enleme göre güneyden kuzeye doğru azalır) paralellik gösterir İç kesimlerde ise sıcaklık yükseltiye göre (batıdan doğuya doru azalır) paralellik gösterir. ış Sıcaklık Dağılışı Kışın iç ve doğu kesimler kuzeyden gelen hava kütlelerinin etkisiyle çok soğur. Akdeniz bölgesi ise enlem faktörü sayesinde daha sıcaktır. Kuzey kıyılara gidildikçe bu sıcaklık azalır ama D.Karadeniz’de föhn rüzgarlarının etkisi ve Gürcistan’daki Kafkas dağlarının Sibirya’dan gelen soğuk havayı engellemesiyle kış sıcaklığı Marmara’dan daha yüksektir Yaz Sıcaklık Dağılışı: Yazın Güneydoğu Anadolu enlemin etkisinin yanı sıra Afrika’dan gelen çöl rüzgarlarıyla kavrulur. Yüksekliğin etkisiyle Kuzeydoğu Anadolu yazın en serin yerdir. Kıyı kesimlerde de yazın nemlilik sayesinde aşırı sıcaklar olmaz. Türkiye’de Don Olayları ve Önemi: Don olayları da kıyıdan iç kesimlere ve batıdan doğuya gidildikçe artar. Bu olayı tarım yerleşme ve ulaşım gibi etkinlikleri çok etkiler. Özellikle mevsim normali dışındaki donlar ve dona alışkın olmayan Akdeniz bölgesi tarım ürünleri büyük zarar görür. Yollarda kazalara ve trenlerin raydan çıkmasına neden olur. Kışın görülen donlar bahar aylarındaki kadar zararlı olmaz. Çünkü karla kaplı tarım alanları dondan korunmuş olur. Türkiye’de Yağış Çeşitleri ve Önemi YAĞMUR İkiye ayrılır. Küçük taneli ve yavaş yağana ÇİSELİ, iri taneli ve hızlı yağana SAĞANAK yağış denir. Çiseli yağmur daha zararsızdır. Ancak sağanak yağışlarla toprak fazla yağışı hemen ememez ve sellere, dolayısıyla erozyona neden olur. Tarımsal alanların, hidroelektrik santrallerinin su ihtiyacı, kurak bölgelerin içme ve sulama suyu, meraların yeşerebilmesi (hayvancılık açısından) yağmurların etkisiyle olur. Buda insan hayatı için çok önemlidir. KAR Kar aşırı yağmadıkça tarımsal ürünlere zarar vermez hatta onları dondan korur. Yavaş yavaş eriyerek erozyona sebep olmaz, toprağın su ihtiyacını karşılar yeraltı sularını besler. Ancak aşırı olanı ulaşımı etkiler. Karın yerde kalma süresi B ’dan D ’ya doğru artar. DOLU Zararlı etkileri fazla olan bir yağış çeşididir. Yere düşünce çabuk erir ve sellere yol açar, tarım ürünlerine ve hatta eşyalara zarar verir SİS: Kara Kıyı Yamaç(orografik) ve cephe sisleri gibi çeşitleri vardır. Görüş mesafesi 1 km’den az olduğunda meteorolojik anlamda o gün sisli gün sayılır. En fazla sisli gün sayısı İç Anadolu’dadır. Akdeniz kıyı kesiminde ise sis neredeyse hiç görülmez. Ulaşımı olumsuz etkiler. Türkiye’de Yağışın Dağılışı Türkiye’de genel olarak kıyı kesimler ve yüksek dağ yamaçları bol yağışlı denize kapalı iç kesimler ve çukur yerler az yağışlıdır. Buna göre
0-
SaqLık Ders NotLarı
Şuan ßir ßiLqi Yoq
0-



Bütün konular: 0
Bütün postalar: 0
Bütün kullanıcılar: 4
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
ÜYe Giri$i  
   
-----DuYuRu-----  
 

ArkadaşLar Kısa ßir TadiLat Döneminden Sonra Yine SizLerLeyiz 9-K sInıfı ÖqrenciLeri 9-Ksınıfı Sitesine ÜyeLikLerinizi GerçekLeştiriniz ßy_Desinq Alican KARGI !!!

-----SaaT-----

9-ksinifi.Tr.gg
 
-----Takvim-----  
  Myspace Stuff

Calendar Provided By : THe aLi STYLe -----İLLer Arası Mesafe----- -------------------------------- title

 
-----Haber ßa$LıkLarı-----  
  -----Günün Resmi----- -----SoHBeT-----

 
-----Tarihte ßuqün-----  
 
9-K
-----------------------------------------------
 
Klan Savaşları : Ücretsiz internet gezgini oyunu! SüperTeklif'e üye ol, sen de kazan! ---------*---------------
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol